25 Eylül 2009 Cuma

Bu kamera nereye bakıyor?



Haberler Anında Cebinizde Hürriyet Mobil

Haberler Anında Bilgisayarınızda Haber Alarmı

Haber Kaçırmaya Son Hürriyet Mind

Sitene Haber Ekle Kazan Bumerang

Japonlar'ın yeni erotik oyununda web kamerası bakın ne için kullanılıyor?


Yeni oyunlar genellikle yeni özelliklerle karşımıza çıkıyorlar. Bu yeni özellikler konusunda en yaratıcı millet ise şüphesiz ki Japonlar. Yeni piyasaya çıkan bir Japon oyunu da yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. Bu yeni erotik oyunda, oyunun yanı sıra özel bir yazılım daha bulunuyor. Bu özellik tam olarak açıklanmasa da, yüz tanıma benzeri bir beceriye sahip. Bu sayede oyun webcam yardımı ile sizi ve özelliklerinizi tanımlayabiliyor.

Fakat erotik oyunda bahsi geçen bu özelliğin yaptığı şey sadece yüzünüzü tanımlamak değil. Oyun yapımcılarının açıklamasına göre şekilleri de tanıyabilen bu özel yazılım yüz ifadenizden oyundan ne kadar keyif aldığınızın yanı sıra tüm vücudunuzu da inceleyebiliyor ve oyunu buna göre yönlendiriyor. Her ne kadar Natal gibi teknolojilerde bu tarz uygulamalar daha önce de ortaya çıkmış olsa da, bir erotik oyunda da karşımıza çıkması ilginç...

Linux Windows'a mı benziyor?


Linux işletim sisteminin yaratıcısından, Linux hakkında herkesi şaşırtan ilginç açıklamalar...


LinuxCon 2009'da Linux'un yaratıcısı Linus Torvalds açık kaynak kodlu kernel'in iyice şiştiğini ve dev gibi olduğunu söyledi.

Yuvarlak masa tartışmaları esnasında moderatorlük yapan Novell mühendisi James Bottomley, Linus Tovalds'a Linux kernel özelliklerinin yeterince istikrarlı hale gelmeden, çok hızlı çıkıp çıkmadığını sordu. Bir Intel araştırmasına gönderme yapan Bottomlet her yeni Linux kernelinde performansın yüzde 2 düştüğünü belirtti. Son 10 sürümle birlikte toplam düşüşün yüzde 12'ye ulaşmış durumda olduğunu söyleyerek, Linus'a "Bu bir problem mi?" sorusunu yöneltti.

Torvalds'ın cevabı oldukça net oldu "Şişiyor ve dev gibi oluyoruz. Evet bu bir problem" dedi. Linux topluluğunun bu soruna karşı ne yaptığı sorulduğunda ise "Ee, bir planımız olduğunu söylemeyi çok isterdim" dedi...

Kalabalıktan gelen alkış ve gülüşlerin ardından "Demek istediğim şu ki bundan 15 yıl önce istediğim küçük, rafine ve hiper-verimli kernelden çok uzağız. İcache izi korkutucu derecede büyük, kernel dev gibi ve şişmiş durumda. Her yeni eklenen özellikle birlikte daha kötü hale geliyor. İstikrar ise bir problem değil. Eklediğimiz hızda program hatası tespit ederek gideriyoruz."

Kendisine bu seviyede entegrasyonun kabul edilebilir olup olmadığı sorulduğunda ise bunun kabul edilemez olsa bile kaçınılmaz olduğunu belirten Torvalds, sonuçta Linux'un eklenen özelliklerle daha geniş kitlelere ulaştığını ve şişme konusunda Windows ile aynı kaderi paylaştığını söyledi. Bottemley "Özetle birilerinin çıkıp bir plan yapmasını ve o yüzde 12 performansı yerine koymasını bekliyorsunuz. Sonuçta bu açık kaynak" diye esprili bir şekilde konuyu kapattı.

Google rota değiştiriyor


Google internet aramasında kral tahtında oturuyor. Peki bu devin gözü şimdi nerede?


Google bu hafta içinde yeni bir hizmetini devreye sokmaya hazırlanıyor. Google'ın hizmetlerini sürekli olarak çeşitlendirmesine alışığız fakat bu kez arama motoru devi çok önemli bir şeylerin peşinde. Bildiğiniz gibi Google, metin tabanlı internet reklamları konusunda neredeyse rakipsiz. Buna rağmen internet reklamcılığı konusunda henüz fethedemediği bir alan var; banner reklamlar.

Geçtiğimiz yıl metin tabanlı reklamlar, 2007'ye göre %20'lik bir artışla 10,5 milyar dolarlık bir pazar oluşturmuştu. Banner tarzı görsel reklamlar ise 2008'de bir önceki yıla %8 büyüyerek 7,6 milyar dolarlık çapa ulaşmıştı. Görsel reklamların bu büyük pastasının aslan payını ise 2007 yılında bu konudaki önemli firmalardan biri Right Media'yı satın alan Yahoo alıyor. Google da buna karşılık olarak geçtiğimiz yıl tam 3.1 milyar dolar ödeyerek DoubleClick'i satın aldı ve bu güçle hafta içinde internet üzerinden görsel reklamlar konusunda büyük bir açılım gidecek. Bakalım 2008 yılında toplam 21,8 milyar dolarlık ciro yapan Google bu yeni atılımı ile hedeflerini büyütebilecek mi...

MS'in anti-virüsü geliyor


Microsoft'un ses getiren bedava anti-virüsü Security Essentials'dan yeni haberler var!


Microsoft, ücretsiz anti-virüs yazılımının final sürümünün yakında çıkacağını beta testinde kendisine yardımcı olan kullanıcılara şu mesajla duyurdu: "Microsoft Security Essentials önümüzdeki haftalarda kullanıma sunulacak"

Bu hizmet ücretli anti-virüs yazılımı Windows Live OneCare'in satışı rafa kaldırıldığında duyurulmuştu. Test duyurusundan sadece bir gün sonra gereken 75.000 kişiye ulaşılmış ve beta testine kullanıcı alımı durdurulmuştu.

Microsoft Security Essentials diğer anti-virüs yazılımlarının aksine düşük bir profil sergiliyor. Kullanıcının varlığını bile unutabildiği bu güvenlik yazılımı, bazı tanınmış anti-virüs yazılımlarının bulamadığı zararlı yazılımları da tespit edebiliyor.

Özellikle Facebook üzerinden bulaşan Koobface'e karşı etkili olduğu biliniyor. Geniş kapsamlı anti-virüs yazılımlarının yerini alacak çapta olmasa da düşük ve orta seviye anti-virüs koruması olarak oldukça yararlı. Bu ücretsiz yazılım hakkındaki detayları yazının başında verdiğimiz bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Telefon etmeyen iPhone klonu


Çin iPhone'u kopyalamaya bayılıyor: İşte yeni bir iPhone kopyası; ama bu kopya cep telefonu değil.


MMDD markasıyla Çin'de üretim yapan firma Apple'ın tasarım anlayışından etkilenmiş olacak ki MD-520 GPS aygıtlarında hem simgeleri iPhone'dan "esinlenerek" hazırladılar; hem de tasarım konusunda ufak bir kopya çektiler...

12mm'lik kalınlığı, 5 inçlik geniş ekranı, 480x272 ekran çözünürlüğü ve 16:9 en-boy oranı ile güzel tasarlanmış bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Flash uygulamalar bu cihazda çalışıyor. Ekran görünümü gayet şık ve parlak renkler ön planda. Aslında sanki bu ürün Apple'ın bir ürünüymüş hissi veriyor.

Ayrıca bu ürünün şimdi sıralayacağımız özellikleri desteklemesi gerçekten onu sıra dışı bir model haline getiriyor.

Bluetooth destekli, FM radyo, eBook okuyucu ve Wma, Mp3, Wav, Wmv, Mp4, Asf, Avi oynatıcı ve henüz adını öğrenemediğimiz bir kelime işlemci uygulaması ile gerçekten çok başarılı bir ürün. Ayrıca Jpg ve Bmp uzantılı resimlerinizi de bu cihaz ile görüntüleyebiliyorsunuz.

Ürünün fiyat bilgileri henüz belli olmadı ama yakın zaman içerisinde onunda belli olacağını belirtmekte fayda var.

Türkiye Webstar'ını arıyor


Yaratıcı dijital-fikir projelerinizi paylaşın; Türkiye'nin ilk Webstar'ı olma şansını yakalayın.


İnternet sponsorluğunu Hurriyet.com.tr'nin yaptığı dijital fikir-proje yarışması Webstar için başvurular devam ediyor.

Online zihinsel dönüşüm sürecine katkıda bulunmak üzere hazırlanan Türkiye'nin online proje yarışması Webstar, katılımcılarının fikirlerini dinleyen değerlendiren ve hayata geçiren bir platform olmayı amaçlıyor. Global değeri olabilecek fikirlerin çıkışına zemin hazırlayan Webstar internet ve yakınsamaları alanlara (mobil, IPTV gibi dijital ortamlar) yönelik tüm fikirleri değerlendirecek.

Yarışmanın büyük hedefi ise Türkiye'nin online proje bankasını oluşturmak ve dünyaya Türkiye'nin de bu oyunda olduğunu göstermek. Webstar'ın sürekli yaşayan bir platform haline getirilmesi planlanıyor.

Başvurular için son tarih 12 Ekim

Özgünlük, yaratıcılık, uygulanabilirlik, ekonomik katkı ve farklılık kriterlerine göre değerlendirilecek fikirlerinizin hayat bulmasına yardımcı olabilecek Webstar için başvurular 12 Ekim'e kadar sürecek.

Başvurular www.WebstarTurkiye.com websitesinden doldurulacak ve tüm başvurular internet üzerinden toplanacak. İlk elemeler tamamı sektör profesyonellerinden oluşan bir ön jüri tarafından 15 Ekim'de yapılacak.

Ön elemeyi geçen ve finale kalmayı başaran fikir ve projeler, 27 Ekim'de içlerinde iş adamları, akademisyenler, yöneticiler, yatırımcılar, fikir liderleri gibi Türkiye'ye yön veren kişilerden oluşan büyük jürinin karşısına çıkacak.

6 Kasım'da sonuçları açıklanacak olan yarışmanın birincisi 5000 TL'lik para ödülü kazanacak.

Türkiye’de erişimi engelli internet sitesi sayısı 6 bini geçti


Türkiye’de erişim engelli internet sitesi sayısı 6 bini geçti. Sadece son dört ayda Türkiye’den erişimi engellenen web sitesi sayısı 3 bine yakın.


Erişime engellenen sitelerin yarısı 5651 sayılı İnternet Kanunu’nda sıralanan gerekçelerle kapatılırken, diğer yarısına erişim çoğunlukla MÜ-YAP’ın şikayeti üzerine 5864 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Ek Madde 4 uyarınca engellendi.

5651 sayılı yasa uyarınca engellenen sitelerin büyük kısmı cinsel içeriği nedeniyle erişime kapatıldı. Onu bahis ve kumar oynatma ve teşvik etme, Atatürk aleyhine işlenen suçlar, uyuşturucuya teşvik etme, fuhuş da diğer gerekçeler arasında.

Bu erişime kapama kararlarının bir kısmında mahkeme kararı bulunurken, çoğunluk sadece Telekomünikasyon Kurumu’nun ve savcılıkların ‘tedbir’ kararı sonucu gerçekleşmiş. Örneğin geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük iki müzik sosyal ağı olan MySpace ve last.fm’e MÜ-YAP’ın telif hakkı ihlali şikayeti sonucu uygulanan erişim yasağı, yalnızca Beyoğlu Başsavcılığı’nın aldığı ‘tedbir’ kararıyla yürürlüğe kondu. Engelliweb.com sitesinde verilen rakama göre şu anda 471 siteye erişim engelinde mahkeme kararı yok.

USB 3.0'ın ilk bombası


İnanılmaz aktarım hızlarına ulaşan USB 3.0 teknolojisi kullanan ilk ürün ortaya çıktı. İşte detaylar...


USB 3.0 gelmek üzere ve bu yeni standardın sunduğu yüksek hızdan faydalanan yeni elektronik cihazlar boy göstermeye başladı.

Sıkıştırılmamış 1080p kalitede HD fotoğrafları bilgisayar akıcı bir şekilde aktaracak olan yeni ürün USB 3.0 bir webcam. Electronista'nın aktardığı bilgilere göre Intel Developers Forum'da ilk kez tanıtılacak.

Point Grey markası taşıyan bu kameranın USB 3.0 kullanmasının en büyük getirisi ham 1080p fotoğrafları saniyede 60 kare hızla PC'ye aktarabilecek olması. Bu detayda ham veri, yüz tanıma teknolojisi gibi yazılımsal özelliklere de kapıyı açıyor. Bu hızda aktarım sayesinde yüksek kalitede HD videoları evde çekmek ve bilgisayardan düzenlemek çok kolaylaşacak.

SuperSpeed USB 3.0'ın 4.8Gb/s aktarım hızından yararlanan başka ürünlerin de Intel Developer's Forum'da görücüye çıkması bekleniyor.

FM 2010'ın Çıkış Tarihi Açıklandı


Futbol severlerin merakla beklediği FM 2010'un piyasaya sürülüş tarihi açıklandı. Oyun kutulu ve internetten indirilebilir versiyonlara sahip olacak.

Teknik direktörüleri ve kulübü yöneticilerini beğenmeyip, ben bu işi daha iyi yaparım diyenlerin tericihi Football Manager 2010'un satış tarihi açıklandı. SEGA tarafından geliştirilen oyun download edilebilir olarak 30 Ekim'de, kutulu olarak ise 2 Kasım'da piyasaya sürülecek.

PC, MAC ve PSP platformları için çıkacak yapım, geçtiğimiz yıl 1 milyon üzerinde bir satış rakamına ulaşmıştı.

Bu yıl en büyük rakipleri Championship Manager'ın yerel satış tekniği uygulayıp, ürünlerini Türkçe desteğiyle çıkartması, ülkemizdeki satışları nasıl etkiler bilinmez.

Ancak iki oyunun da çok çekişmeli bir satış yılı geçireceği ortada.

iPhone ile Kahve Keyfi


Dünyaca ünlü kahve zinciri Starbucks, iPhone için geliştirdiği uygulama ile gündeme oturdu.

Dünyaca ünlü kahve firması Starbucks, şu sıralar iPhone için hazırladığı iki uygulama ile birlikte gündeme geldi. Daha önceleri Starbucks ile ilgili iPhone uygulamaları mevcuttu fakat bunlar, firmalardan bağımsız geliştiricilerin hazırladıkları uygulamalardı. Bu iki uygulama ise bizzat Starbucks'ın geliştirdiği ilk uygulamalar olma özelliğini taşıyor.

Bağımsız Starbucks uygulamalarındaki gibi "En yakın Starbucks mağazasını bul" hizmetininin yanı sıra, kullanıcılar uygulamayı Starbucks kartı olarak kullanabilme imkanına sahip olacaklar. "Müşterilerimize her daim yeni olanaklar sunmak, onları yeniliklerle tanıştırmak istiyoruz diyen Starbucks Bilişim Departmanı Yöneticisi Stephen Gillett, bu uygulamalar aracılığıyla müşteri kapasitelerini arttırmayı hedefliyor.

Uygulamalardan ilki, myStarbucks, diğeri ise Starbucks Card Mobile adını taşıyor. myStarbucks ile, en yakın Starbucks mağazasının yerini öğrenebileceğiz. Diğer taraftan Starbucks Card Mobile ile de siparişlerimizi internetten ödeyebileceğiz. Uygulamaların Türkiye sınırları içerisinde geçerli olup olmayacağı ise henüz belli değil.

22 Eylül 2009 Salı

Download'culara müjde!

İndireceğiniz bir dosyanın, daha indirmeye başlamadan virüslü olup olmadığını görmek ister misiniz?

Artık tüm kullanıcıların bilgisayarlarında bir anti virüs programı var. Sisteminize ulaşmış virüsleri tespit etmek ve temizlemek için bu son derece gerekli bir önlem. Ama virüsü daha sisteminize gelmeden önce durdurmak daha mantıklı değil mi? İşte bir Firefox, Opera ve Internet Explorer eklentisi olan Dr.Web tam olarak bunu yapıyor; sörf yaparken izlediğiniz bağlantıları sizden önce kontrol ederek virüs olup olmadığını kontrol ediyor.

Programı tercih ettiğiniz tarayıcı için indirip ekledikten sonra kullanımı oldukça kolay. Firefox'ta yapmanız gereken: Bir dosya indirmeden önce sağ tuşla tıklayın ve Scan with Dr.Web satırına tıklayın. Daha sonra açılan pencerede yeşil renkli bir ibare görürseniz dosyayı rahatlıkla indirebilirsiniz, kırmızı bir uyarı işareti ise virüs tehlikesine işaret ediyor.

Dr.Web, Internet Explorer için de aynı şekilde çalışıyor. Opera'da ise tarayıcının ayar dosyasında bazı değişiklikler yapmanız gerekiyor. Bu karışık sayılabilecek işlemi şu adresteki bilgiler doğrultusunda gerçekleştirebilirsiniz (İngilizce).

Dr.Web'i kendi sitesindeki şu adresten veya Firefox eklentisini şu adresten indirebilirsiniz.

Kablosuz bağlantıda dev adım

Laptop'u olanlar, Wi-Fi kullananlar; bu haber sizi yakından ilgilendiriyor: İşte N'de son durum...

En son kablosuz standardı olan 802.11n Wi-Fi uzun zamandır kullanımda. Bununla birlikte uzun süreden beri "draft" yani taslak olarak kullanılıyordu.

Bu standart 2.5 yıldır Wi-Fi Alliance tarafından değerlendiriyordu. Aslında 2.5 yıldır taslak özellikleri kullanılıyordu. Ancak bu standardın ilk ortaya atılması 7 yıl öncesine kadar dayanıyor. Nihayet 802.11n, final sürüm olarak kabul gördü.

Peki, hali hazırda kullanılan bu standardın resmen onaylanması ve tamamlandı damgasının vurulması ne ifade ediyor? Gelecek 11n ürünlerin, mevcut donanımlar ile uyumlu olacağı anlamına geliyor. Taslak haldeki 11n araçlar, mevcut en son standarda birebir uyuyor, bu da kullanıcıların gönlünü ferahlatıyor. Kısacası 300Mbps veri aktarım hızıyla mevcut en hızlı Wi-Fi teknolojisi daha uzun yıllar kullanımda olacak.

Hali hazırda 802.11n Wi-Fi standardına sahip dizüstü bilgisayar kullananların, arkalarına yaslanmak dışında bir şey yapması gerekmiyor.

Turkcell VINN 3G modem satışa sunuldu

Turkcell, saniyede 21 MB’lik veri hızını destekleyen 3G modemi Turkcell VINN’ın satışa sunulduğunu duyurdu.

Turkcell’den yapılan yazılı açıklamada, saniyede 21 MB veri hızını destekleyen Turkcell VINN 3G modemin, Turkcell satış noktalarında 189 dolara satışa sunulduğu belirtildi.

Açıklamada, 21 MB/s veri indirme, 5,76 MB/s veri yükleme hızına sahip Turkcell VINN 3G Modemin, 3G teknolojisi sayesinde sadece evde ve işte değil, her yerde her zaman Turkcell 3G hızında internete ulaşmayı sağladığı vurgulandı.

Sabit hat zorunluluğu olmadan ve sabit hat ücreti ödemeden tek abonelik ile evde, işte, yazlıkta hızlı mobil internet bağlantısı sağlayan 21 MB’lik Turkcell VINN 3G modemin, Turkcell satış noktalarında 189 dolar KDV fiyatıyla satışa sunulduğu ifade edildi.

Turkcell abonelerinin 1 GB’lık interneti ayda 29 TL’ye, 4 GB’lık interneti ayda 39 TL’ye, 8 GB’lık interneti ise ayda 69 TL’ye kullandıkları hatırlatıldı

Bunu niye daha önce kimse düşünmedi?

Evlerde ve ofislerde bulunan çoklu prizlerin görünüşünden ve kullanışsızlığından yakınanlardansanız, bundan kurtulmanın ne kadar basit bir yolu olduğunu gördüğünüzde şaşıracaksınız.

Bilgisayarınızı, monitörünüzü, odanızdaki telefonu, televizyonu, şarj aletlerinizi taktığınız beşli, yedili, onlu prizlerin görüntüsü gerçekten hiç hoş değildir. Kaba görünmesinin yanı sıra her yandan sarkan kablolar, farklı taraflara bakan fişler ile tam bir karmaşa haline gelen bu kablo öbeğini koyacak yer bulamazsınız.

Belki de ilk kullanılmaya başlandığından beri bu tip şikayetlerle neden olan bu çoklu prizlerin yarattığı sorunlar için öyle basit bir çözüm getirildi ki, tahmin ediyoruz siz de bunu takdir edeceksiniz. Hyukjae Chang adlı tasarımcının bir ürünü olan Power Bridge'de prizler alt kısımda bulunarak üstten bakıldığında kötü görünüm sergilemiyor. Ayrıca kablolar da alt tarafta biraraya getirilerek kalabalıktan kurtulmaya çare bulunmuş.

Tasarım, henüz sadece konsept halinde.

Windows'un gerçek fiyatı!

Siz Windows satın alırken yüzlerce dolar ödüyor olabilirsiniz; ama bakın başkaları ne kadar ödüyor?

Jefferies Yıllık Teknoloji Konferansı'nda konuşan Microsoft Şirket Stratejisi genel müdürü Charles Songhurst daha önce cevaplanmayan soruları cevapladı.

Microsoft'un geleceği üzerine gelen soru yağmuru arasında Songhurst, yatırımcıların fiyat eğrisi üzerine sordukları bir soruya değindi. Dünyada netbook'ların yaygınlaşmasıyla birlikte düşen ortalama bilgisayar fiyatına Microsoft'un bakış açısı neydi?

Songhurst, fiyat dilimlerinin artmasına karşın dünya genelinde satış hacminin arttığını belirtti. Microsoft için ortalama fiyatın değil, toplam pazarın büyümesinin önemli olduğunun altını çizdi. Bununla da kalmayarak Microsoft'un halka daha önce açıklamadığı bir bilgiyi genel hatlarıyla da olsa açıkladı. Microsoft OEM Windows başına ne kadar kazanıyor?

"1.000 dolarlık bir PC geçtiğimiz 10 yıl için hesap tahtası olmuştu. Biz 1.000 dolarlık bir PC'deki Windows için hep 50 dolar aldık." diyen Songhurst, bunun yüzde 5 ettiğini, haliyle bir Windows kopyasından 100 veya 200 dolar kazanmaları için çok daha pahalı, üst düzey bir PC satılması gerekiyor. "Eğer bu yüzde 5'i sabit tutabilirsek bizim için bir bilgisayarın kaça satıldığının önemi yok" diye ekliyor.


Dedikodular ve gerçekler...

"Başta kendimize 100 dolarlık bir PC'de Windows için 5 dolar kazanmanın bizi memnun edip etmeyeceğini sorduk. Ardından henüz 100 dolara PC satılmadığını hatırladık ve 100 dolar üzerinden hesabın doğru olmadığına karar verdik. Günümüzde PC'ler 300 ile 3.000 dolar fiyat aralığında ve yüzde 5'in getirisi olan 15 - 150 dolar kolaylıkla bütün bu düşük fiyat spekülasyonlarını ortadan kaldırmaya yetiyor." Diyen Songhurst, böylece düşen PC fiyatlarının Microsoft gelirlerine etkisinden endişe duyan yatırımcıların aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırıyor.

Haziran ayındaki dedikodular Windows 7 Starter için 45 ila 55 dolar arasında değişiyordu. Mayıs 2005'te ise PC yapımcıları her kopya için 15 ila 35 dolar ödediklerini söylemişlerdi. 2009 Nisan ayındaki spekülasyonlar ise Microsoft'un Windows başına 15 dolar kazandığıydı. Bu açıklamayla birlikte durum netleşmiş oldu.

Songhurst çoğu netbook sahibinin aynı zamanda başka bir veya birkaç bilgisayar sahibi daha olduğunu belirtti. Her halükarda yazılım devi Microsoft piyasada bu düşük fiyatlı seçenekleri bir risk değil, bir fırsat olarak görüyor. Elbette toplam PC satışları bundan etkilenmediği sürece.

Ve son olarak Songhurst konuyu Windows 7'ye getiriyor ve Windows iyi gittiği zaman, Microsoft'un da iyi durumda olduğunu belirtiyor. Bu da Windows Vista'daki durumdan sonra Windows 7'nin Microsoft için gerçekten ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Dedikodusu bile güzel!

Apple’ın uzun zamandan bu yana üzerinde çalıştığı ‘tablet PC’, teknoloji çevrelerinde şimdiden efsane oldu. Tek ekrandan oluşan dokunmatik laptop, bir aksilik olmazsa 2010’un ilk aylarında geliyor

ABD’li teknoloji devi Apple önce cep telefonu iPhone, ardından da ince laptop serisi Macbook Air’le teknoloji dünyasında estirdiği yenilik rüzgârını kesmemek için ‘tablet PC’ üzerindeki çalışmalara hız verdi. Geçen hafta Tayvan’da yayımlanan bir haber, ürünle ilgili sır gibi saklanan birçok detayı ortaya çıkardı.
Ürün geliştirmede Apple’la donanım (teknik parça) tarafında sıkı ilişki içinde olan Tayvanlı teknoloji endüstrisi kaynakları, Apple’ın yeni nesil tablet PC’sinin bu yılın aralık ayında dağıtımına başlanacağını, Ocak 2010’da da tüketicilerle buluşacağını bildiriyor.

3G yüklü, pili kuvvetli
Tablet PC’nin birçok parçasının Tayvan’da geliştirildiğini belirten sektör kaynakları, yeni model ürünün 9.6 inç boyutunda ekrana sahip olacağını belirtiyor. Üzerinde klavye-tuş takımı olmayan tablet PC, iPhone benzeri bir yöntemle dokunmatik ekran yardımıyla sanal klavye uygulamasıyla birlikte gelecek.
Endüstri kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Apple Tablet’in özellikleri şöyle olacak:
Çoklu dokunmatik ekran (iPhone’da kullanılan teknoloji), yüksek hızda internet erişimi için Wi-Fi ile 3G teknolojisi, yeni nesil işlemci sayesinde piyasadaki laptop modellerine göre çok daha uzun batarya ömrü. Ürünün fiyatının da 800 dolarla, 1.000 dolar aralığında olacağı bildiriliyor.
Haberde yer alan diğer bilgiler arasıda şu noktalar öne çıkıyor: Apple’ın yeni modeli için Tayvanlı iki şirket olan Simplo Technology-DynaPack birlikteliği 300 bin adetlik yeni nesil batarya siparişi aldı. Bununla birlikte kablo, ekran ve panel tarafında da Tayvanlı şirketlerle el sıkışıldı.


Teknoloji dünyası merakla bekliyor

Apple’ın tablet PC modelinin sahip olacağı özellikler uzun süreden bu yana teknoloji dünyasında büyük merak konusu. Tabii ki şirketin kurucu CEO’su Steve Jobs’un bu projenin direkt içinde oluşu, tablet PC’yle ilgili beklentilerin yukarı çekilmesine neden oluyor.
Aslında bu ürünün çok daha önce piyasaya çıkması bekleniyordu. Ancak bir yandan Jobs’un hastalığıyla ilgili yaşanan tedavi süreci diğer taraftan da başta batarya süresi olmak üzere üründe istenilen seviyeye gelinmemesi, çıkış tarihinin uzamasının önünü açtı.

Apple’ın tableti 2010’u bekliyor

9.6 inç ekran dokunmatik ekran
Wi-Fi ile 3G
Uzun batarya ömrü
İnce formlu metal kasa
Çıkış tarihi Ocak 2010
Fiyatı 1.000 doları aşmayacak

Arama motorlarında Top 10!

Ağustos ayının arama motoru kullanım oranları açıklandı: Google artık Bing'den korkmaya başlayabilir

Microsoft'un yeni arama motoru Bing yüzde 10'lük pazar payına ulaştı. Nielsen raporuna göre Bing, Amerika'nın en hızlı büyüyen arama motoru.

Ağustos ayında Bing'de yapılan arama sayısı 1.1 milyar oldu ve Temmuz ayına göre yüzde 22.1'lik bir artış kaydetti. Böylece Microsoft'un arama pazarındaki payı yüzde 10.7'ye yükseldi. Araştırmalar Microsoft Live Search'ün yerini Bing aldığından beri, Microsoft'un arama pazarındaki payının yükselişte olduğunu gösteriyor. Yeni "Visual Search" özelliğinin de Bing'in Pazar payının artışında önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Google ise yüzde 64.6'lık payıyla tahtını koruyor. Ağustos ayında 7 milyar arama ile Temmuz ayına göre yüzde 2.6'lık bir yükseliş yaşadı. Yahoo ise 1.7 milyar aramayla geçen aya göre yüzde 4.2'lik bir düşüşle karşılaştı ve Pazar payı yüzde 16 oldu.

Diğer oyuncular arasında AOL Search 333 milyon aramayla dördüncü, Ask.com 186 milyon aramayla beşinci oldu.

Haberimizin devamında Amerika'nın Top10'unu görebilirsiniz...


Amerika'nın en iyi 10 arama motoru

Bir ay zarfında en büyük artışı Bing kaydetmiş durumda. Sol sütunda Ağustos ayı arama rakamları, ortada aylık büyüme oranı ve sağ sütunda ise arama motorlarının pastadaki payını görüyorsunuz.

‘Yaşasın artık para kazanıyoruz’

İnternette ‘sosyal paylaşım’ denildiğinde adı ilk akla gelen adres olan Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg, artık sitenin harcadığından çok hara kazanmaya başladığını açıkladı.

Buna karşılık genç CEO harcanan ve kazanılan parayla ilgili detay vermekten kaçındı.
2009’un ikinci çeyreğinde kullanıcıda görülen bu hızlı tırmanışla birlikte nakit tarafında da pozitife döndüklerini belirten Mark Zuckerberg, bu durumun kendileri için “ayaklarını yere basma adına” oldukça önemli olduğunu, ayrıca 2010 yılı içinde gelirlerde olumlu senaryoya oynadıklarını ifade etti.

300 milyonu devirdi
2008’in bir önceki döneminde kullanıcı ağında 200 milyon kişi bulunan Facebook’un şu anda dünyada 300 milyon kişiyi kapsadığı da Zuckerberg tarafından duyuruldu.
Bundan 5 yıl önce Facebook’u kuran Zuckerberg, 2007’de hisselerinin yüzde 1.6’sını yazılım devi Microsoft’a 240 milyon dolar karşılığında sattı. Ardından da yüzde 2’lik hissesini bu yıl içinde bir Rus internet şirketine 200 milyon dolar bedelle devretti. İlk satışta şirketin piyasa değeri 15 milyar dolara, ikinci satışta 10 milyar dolara işaret ediyor.

Sanal alemde hız sınırı 300 Mbps

Son dönemde hafif ve ince formlu netbook (mini laptop) serisinin hızlı yükselişiyle birlikte öne çıkan Wi-Fi teknolojisi, kabul edilen yeni bir standartla birlikte hız ve kapsam alanını önemli oranda artıracak.


Yeni nesil bu teknoloji 802.11n olarak adlandırılıyor. Uluslararası standart olarak kabul edilen bu teknoloji üzerinde 2002’den bu yana üzerinde çalışılıyor. Bu yeni kararla birlikte 802.11n, artık elektronik üreticileri tarafından da garantili olarak tüketicilere sunulacak.
Şu anda yaygın olarak kullanılan 802.11g üzerinden Wi-Fi bağlantısıyla 54 Mbps hızda internet bağlantısı kurulurken, 802.11n’le birlikte buradaki rakam 200 Mbps’a kadar çıkacak. Kapsama alanı tarafında da 90 metrelik kapalı alanda hızlı internet erişimi sağlanacak. Bu rakam bir önceki teknolojinin iki katı mesafeye işaret ediyor.

Garip bir hacker hikayesi!

İnternetten çaldığı 2.7 milyon doların çalınmasından korkan hacker, bakın parayı nereye saklamış!

Hakkında üç ayrı dava bulunan Albert "Segvec" Gonzalez adlı hacker'ın bu 3 davadan ikisinin görülmesi tamamlandı. Yaptığı anlaşmalar sayesinde normalden daha az ceza alan hacker, bu suçlamalarda internetten tam 40 milyon kredi kartı numarası çalmakla suçlanıyordu. Halen devam eden üçüncü suçlama ile ilgili dava ise 130 milyon adet kredi kartı sahibini yakından ilgilendiriyor.

2008 yılında yakalandığından beri hapiste bulunan Gonzales, 250 bin dolar para cezasının yanı sıra 15 ile 25 yıl arası bir hapis cezası da alacak. Hakkında toplam 20 suçlama bulunan Gonzales'in evi de aranmış ve soygunlar sonucunda elde ettiği lüks eşyalara el konulmuştu. Polis ayrıca Gonzales'in 1 milyon dolarlık nakit parası daha olduğunu ve iş birliği yaparak bu paranın yerini de açıkladığını söyledi.

Gonzales "bankalara güvenmediği" ve parasının çalınmasından korktuğu için 1 milyon dolar nakit parasını evinin arka bahçesine gömmüş. Polis itiraf üzerine yaptığı kazıda parayı eksiksiz olarak ele geçirdi.

20 Eylül 2009 Pazar

Bu salgın durdurulamıyor


Ne yazılım devi Microsoft ne de internet devi Google bu zararlı yazılım salgınını durduramıyor.


Microsoft, reklamlarla kullanıcıları kandırarak zararlı yazılım kurduran beş şirkete dava açtı.

Scareware denilen yazılımlar ya zararlı ya da etkisiz oluyor. Kullanıcıları korkutan, sistemlerine virüs bulaştığını belirten reklamlarla bilgisayarlarında bu yazılımları indirerek kurmaları sağlanıyor. Hatta bazen bu zararlı ya da etkisiz yazılımlar para karşılığı satılıyor.

Bu yazılımların kullanıcıları kandırabilmesinin en büyük sebebi Windows uyarı ekranlarına benzetilmesi oluyor. Kullanıcı sistemin kendisini uyardığını, reklamı yapılan yazılımı alması ya da kurması gerektiğini söyleyenin Microsoft olduğunu zannediyor. Microsoft da hem kendini, hem kullanıcıları korumak için bu sahtekarlığı düzenleyenlere dava açıyor.

Microsoft'un dava açtığı DirectAd Solutions, Soft Solutions, qiweroqw.com, ote2008.info ve ITmeter isimli firmalar, kullanıcıları korkutarak dolandırıyor. Gerçek bir telekomünikasyon firması olan Vonage'ın adını kullanan dolandırıcılar New York Times'ı bile kandırmayı başarmıştı. Bunun sonucunda New York Times'ın sayfalarında zararlı yazılımların reklamları yer almıştı.

Bu zararlı yazılım şirketlerihiç de küçük değiller. Milyonlarca dolarlık ve pek çok kıtaya yayılmış bu şirketler sadece reklam vermekle kalmıyor. Arama motorlarının açıklarını ve çalışma prensiplerini analiz ederek arama sonuçlarını da ele geçirebiliyorlar.

Google'ın ya da tarayıcıların güvenlik kontrollerine karşın, bu tür zararlı siteler kendilerini arama sonuçlarında üst sıralarda çıkartabiliyorlar. Üstelik geçtiğimiz günlerde bu olaylar çok sık tekrarlanmaya başladı. Belirli kelimeler aratıldığında kullanıcıların zararlı yazılımlarla karşılaşması haberlerde de kendisine sık sık yer bulan bir olay haline geldi.

Microsoft'un davası bu zararlı akınını bitirebilecek gibi görünmüyor, ancak kullanıcıların internette güvenle sörf yapabilmesi için zararlı yazılım sektörünün yasal kollarının kesilmesi çok önemli bir adım.

AMD'nin Windows 7 sevgisi


AMD, Windows 7'nin çıkışı ile beraber hangi ürünlerini piyasaya sürmeyi bekliyor?
var PartnerId = returnAdCode('2196');
var AdContainerIds ='divAdnetKeyword';
X-Bit Labs'ın bildirdiğine göre yonga üreticisi AMD, Windows 7'nin çıkışına paralel olarak (22 Ekim) üç çekirdekli yeni bir Athlon II X3 serisi piyasaya sürmek istiyor. Yüksek bir ihtimalle firma bu sayede dikkatleri yeni ürünleri üzerine çekmek istiyor.
Rana çekirdeğini baz alan AMD Athlon II X3 işlemciler giriş seviyesi segmenti için düşünülmüş. İlk iki modelin ismi AMD Athlon X3 425 ve 435 olacak; çalışma frekansları sırasıyla 2,7 ve 2,8 GHz. İki işlemci çekirdek başına 512 KB L2 önbelleğe sahip; yani işlemci başına toplam 1,5 MB. Soket konusunda esnek olan işlemciler hem AM2+ hem de AM3 soketi için kullanılıyor. İşlemcilerin maksimum güç tüketimi 95 Watt.
Bu iki model dışında güç tüketimi konusunda tasarruflu iki model daha gelecek. Ayrıca AMD Athlon II X2 serisine ait yeni modeller de planlanıyor.

Onu şarj etmek çok kolay


Bugüne dek gördüğünüz sıradışı laptop'ları unutun: Dell'in yeni laptop'u "kablosuz" şarj olabiliyor.


Dell ince ve şık Adamo ile yüksek fiyatlı iş notebook'lar için bir pazar olabileceğini çok da uzun olmayan bir süre önce kanıtlamıştı. Şimdiyse sırada çok ince ve hatta şarj kablosundan bile feragat edebilen Latitude Z var.

16 inç ekranı ve bir Intel Core 2 Duo işlemcisinin olması dışında yeni Dell'in içsel değerleri hakkında pek bir bilgi yok. Aynı Adamo ve MacBook Air de olduğu gibi optik bir sürücü kullanılmayacak. Latitude Z fiyat olarak "1100 Dolardan pahalı" segmentine yerleştiriliyor.

Şimdiye kadarki en ilginç detayı Forbes dergisi bildirdi: Habere göre özel iş notebook'u şarj kablosuna ihtiyaç duymayan, tamamen kablosuz biçimde şark olabilen ilk notebook olacak. Bunun tam olarak nasıl gerçekleşeceği makalede belirtilmiyor. Bir çeşit "yükleme plakası"nın kullanılması ihtimal dahilinde. Aynı prensip cep telefonları için üretilen şarj plakalarında kullanılıyor.

Dell şu an için Latitude Z hakkında hiçbir bilgi vermiyor; fakat önümüzdeki hafta içinde resmi bir duyurunun yapılacağını düşünüyoruz.

Ünlü arkadaşlık sitesi kapatıldı

Büyük kullanıcı kitlesine sahip olan 2 siteye Türkiye'den erişim yasaklandı. İşte detaylar...


Bu sabah bilgisayarının karşısına geçip internette gezinen ve www.myspace.com ve www.lastfm.com adreslerine erişmeye çalışan kullanıcılar aşağıda da görülen: "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir. T.C. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.06.2009 tarih ve 2009/45 sayılı kararı gereği erişime kapanmıştır." uyarısıyla karşılaştılar.

Milyonlarca kullanıcısıyla dünyanın en büyük sosyal ağlarından biri olan Myspace ve müzik dinleyenlerin, dinledikleri parçaların listelerini paylaşabildikleri Last.fm engellenmiş durumda. İkisinin de ortak noktası müzik yayını yapmaları. Ancak engellenmelerinin sebebi, sayfanın yerine çıkan engelleme kararı yazısında belirtilmiyor. Üstüne üstlük bu konuda henüz resmi bir açıklama da yapılmadı.

Şimdi akıllardaki soru ise şu: Facebook'la aynı kulvarda bir portal olan MySpace.com'dan sonra sıra Facebook'a da gelecek mi?

Windows'a dost kazığı


Cep telefonu devinden Microsoft'u üzecek karar: "Yeni modellerimizde Windows'a yer yok!"


Palm yeni üreteceği ceplerde Windows Mobile işletim sistemlerine yer vermeyeceğini açıkladı. Bunun yerine yeni çıkacak tüm cep telefonlarında, ilk olarak Palm Pre ile karşımız çıkan, WebOS işletim sistemini kullanacak.

Palm CEO'su Jon Rubinstein'ın yaptığı açıklamaya göre Palm Pre'lerin satışı için birçok telekomünikasyon firması ile anlaşma yapıldı. Fakat her şeye rağmen yılın 2 çeyreğinde 240 ve 270 milyon dolar arası bir kar elde edilmiş olsa da 1 çeyrekteki başarı yakalanmış değil.

Palm'ın bundan sonra farklı bir işletim sistemini kullanan cep telefonunun piyasaya sürmeme kararı üzerine gözler Microsoft'a çevrildi ve bir Microsoft sözcüsü şu açıklamada bulundu: "Palm bizim için iyi bir iş ortağı oldu ve birlikte çalıştığımız birçok firmadan biriydi."
hurriyet.com.tr

Ramazan Bayramı tebriği internette daha ucuz

Bayram kutlamaları için telefon mesajlarını veya konuşmayı tercih edenler için internet telefonu en ucuz alternatif. Bilgisayardan bilgisayara ise bedava...
Yurtdışı ve yurt içi telefon trafiği bayram nedeniyle artıyor. Skype ve Türk Telekom Wirofon gibi internet servisleri bedava ya da çok düşük fiyatlarla konuşma olanağı sunuyor. Superonline, Milenicom, Turknet gibi alternatif operatörler de bayram kampanyaları yapıyor. Yine MSN ve gmail gibi elektronik posta servislerinin de bilgisayar üstünden bayram mesajlarını ücretsiz yapma şansı sunuyor.

İNTERNET RAKİPSİZ
İnternet telefonunu kullanmak için bilgisayara veya internete kablosuz ağla bağlanan telefona ihtiyaç duyuluyor. Bu özel telefonlar bilgisayar üstünden özel yazılımla kulaklık, mikrofon ve kamera ile kullanılıyor. Skype kullanıcıları, Skype Kredilerini kullanarak dünyanın her yerinden Türkiye'deki mobil hatları dakikası 0.324 TL'den sabit hatları ise dakikası 0.060 TL'den, Almanya ve Amerika'daki sabit hatları ise dakikası sadece 0.042 TL'den arayabilecek. Skype Ramazan Ayı boyunca yaptığı kampanyaları bayramda da kullandırıyor. Türk Telekom'un Wirofon hizmeti özellikle bayramı yurtdışında geçirecekler için daha uygun. Cepten veya bilgisayar üstünden dünyanın her yeriyle görüşme yapılıyor. Fatura tanımlı ev telefonuna yansıyor.

Microsoft'tan görüntü arama motoru

Yazılım devi Microsoft, kendi arama motoru Bing'de görüntü aranmasına olanak sağlayan bir hizmetin beta versiyonunu başlattı.
Microsoft'un başkan yardımcısı Yusuf Mehdi ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen TechCrunch50 teknoloji konferansında yaptığı açıklamada, bu görsel aramanın, bilgi arama ve bulmanın daha grafik bir yöntemi olduğunu belirtti.

Yeni görüntü arama motoruyla, yüzde 20 daha hızlı görüntü sonucu bulmanın mümkün olduğunu ifade eden Microsoft yetkilileri, bunun büyük bir kataloğu sayfa sayfa karıştırmaya benzediğini kaydettiler.
Microsoft, Google'ın egemenliğindeki internet arama ağında rakip olduğu Bing arama motorunu üç ay önce başlatmıştı.

MSN'e neden girilemiyor?

Microsoft'un bir iletişim hizmeti olan Messenger'daki (MSN) yurt dışı kaynaklı bir arıza nedeniyle bazı kullanıcılar 2 gündür MSN iletişim kuramıyor.
Microsoft Corporation-Türkiye firması yetkililerinden aldığı bilgiye göre, bilgisayarlarında eski sürüm MSN programını kullanan çok sayıda kişi, dün MSN kullanımında sorun yaşamaya başladı.

Ekranda beliren uyarı doğrultusunda MSN'nin yeni sürümünü yükleyen pek çok kullanıcı, yine de MSN'yi aktif hale getiremedi. Vatandaşlar, Microsoft Corporation-Türkiye firmasını arayarak yaşadıkları sorunu yetkililere iletiyor.

Firma yetkilileri, sorunun yurt dışı kaynaklı olduğunu, ilgili yerlere arızanın bildirildiğini, kısa süre içinde sorunun giderileceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

Çinlilerin yüzde 78'i korsan şarkı dinliyor

İnternetten en çok yasadışı olarak müzik parçası indirenlerin Çinli internet kullanıcıları olduğu ve bunların yüzde 78'inin internetten yasadışı olarak müzik parçası indirdikleri bildirildi. Ipsos araştırma kuruluşuna göre, Rus internet kullanıcılarının yüzde 68'i, Hint internet kullanıcılarının yüzde 48'i, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki internet kullanıcılarının yüzde 42'si ve Brezilyalı internet kullanıcılarının yüzde 42'si yaşadışı olarak müzik parçası indiriyor. Kuruluşun 12 ülkedeki 6 bin 500 internet kullanıcısı arasında yaptığı araştırmada, ortalama yasadışı müzik parçası indirilme oranı yüzde 44 olarak belirlendi. Kuruluşun açıklamasında, ''İnternetten yasadışı yollarla müzik parçası inderen kullanıcıların, yasalara saygı gösteren kullanıcılara oranla, yasal sitelerden ödeme yaparak daha çok müzik parçası indirmelerinin ve onlardan daha fazla orijinal CD satın almalarının ilginç olduğu'' kaydedildi. Açıklamada, ''Yasadışı müzik parçası indirilmesinin, kimilerinin müzik dinlemek için heveslenmesini sağladığı görülüyor" dedi.

Kişiye özel yatak 3 boyutlu haritanıza göre ayarlanıyor

Hayatımızın yaklaşık 3'te birini uykuda geçiriyoruz. Uykuda geçen zamanda yatağın bedene uygun olmasına dikkat etmiyoruz. Evoteks hayatın uzun dönemini geçirdiğimiz yataklarla ilgili Dr Mattress markasıyla kişiye özel yatak tasarlıyor. Evoteks yetkilileri Türkiye'de yatak ömrünün 10- 12 yıl olduğunu Avrupa'da ortalama 2 – 4 yıl arasında olduğuna dikkat çekerek maliyeti en ucuz aracın sağlığı doğrudan etkilediğine işaret ediyor. Vüvut ağırlığının yatak üzerinde dağılımı, 3 boyutlu veriler ve yatak sahibinin kilo alma olasılığı da göz önüne alınarak bilgisayar tasarımıyla kişiye özel yatak tasarlanıyor.

UYKUSU KIYMETLİ OLAN ALIYOR
Bir yatakta bulunması gereken 3 temel işlev olduğunu vurgulayan yetkililer omurganın sağlıklı pozisyonda bulunması, ideal kan akışında yavaşlama oluşturabilecek basınç noktalarının ortadan kalkması ve uygun yatış ısısının korunması olduğunu ifade ediyor. Önce, parmak izi gibi kişiyi diğerlerinden ayıran bir yöntemle 3 boyutlu vücut profilini çıkarılıyor. Zararsız beyaz ışıkla, kişinin farklı açılardan görüntüsünü alıp verileri aktarıyor. Daha sonra özel ölçümleme yatağında farklı yatış pozisyonları, vücudun yatağa yaptığı basınç ölçümlenip toplanan veriler, kişiye özel 3 boyutlu modeli ortaya çıkarılıyor. Evoteks yetkilileri Hülya Avşar, Ender Saraç, Demet Akalın, Ümit Davala gibi spor ve sanat dünyasından ünlülerin kişisel yatak kullandığını belirtiyor.

14 Eylül 2009 Pazartesi

12.616 lensli kamera


Sayıyı yanlış yazmadık ve hayır; dalga geçmiyoruz. Üstüne üstlük beklediğinizden çok daha küçük...

Tek lensli bir kamera iki boyutlu düz bir görüntü çeker. İki lensli bir 3D kamera, derinliğe de sahip üç boyutlu görüntüler oluşturur. Peki ya 12.616 lensli bir kamera?

Stanford Üniversitesi'nin geliştirdiği açık kaynaklı kamera, çok ilginç bir teknoloji kullanarak 3D'den daha öte detaya sahip fotoğraflar çekebiliyor. Bir nevi süper 3D çekim bu. Çekilen karedeki her pikselin derinliği kaydediliyor. Mükemmel bir derinlik haritası olmanın ötesinde, resmin her noktası odakta! Maksimum veriyi içeren bu fotoğraf üzerinde daha sonra klasik fotoğraf etkileri oluşturmak mümkün. Ancak bu kameranın tek amacı sanatsal fotoğrafçılık değil. Her noktanın derinlik ölçümünün yapılabilmesi demek, güvenlik amaçlı yüz tanımada mükemmeli yakalamak anlamına geliyor.

İşin ilginç yanı bu fotoğraf makinesinin gerçekten binlerce lense ihtiyaç duymaması. Hatta 3MP'lik küçük bir cep telefonu kamerası boyutlarında bir ana lens kullanması. Cihazın ana lensi çektiği görüntüyü, görüntü algılayıcının 40 mikron önüne odaklıyor. Burada görüntü 4 farklı mini kamera tarafından üst üste binen farklı açılarda fotoğraflanarak detaylı bir derinlik haritası oluşturulmuş oluyor.

Bilim adamları sensör üzerindeki pikselleri 0.7 mikrona küçültmüş. Bu sıradan dijital kameraların piksellerinden birkaç kez daha küçük bir boyut. Pikselleri 256'lık olarak gruplandırıp her grubun tepesine de bir lens koymuşlar. Prototip olan 3 megapiksellik çipte bütün lensler takılı olsaydı toplamda 12.616 kamera edecekti.

Windows nasıl virüs yayıyor?


Bütün Windows'larda olan bir özellik virüs yaymayı sürdürüyor. Nedir, nasıl kapatılır? İşte detaylar...

USB günümüzün en vazgeçilmez standartları arasında yer alıyor. Neredeyse bütün cihazlarda bir USB portu var ve USB flash bellekler de ceplerde, anahtarlıklarda kolaylıkla taşınıyor.

Kullanıcıların bu derece kolaylıkla veri taşıması, virüslerin de yayılma hızını arttırıyor. Özellikle internet kafeler ya da baskı merkezlerinde dikkatsizlik, çok hızlı bir şekilde virüslerin USB belleklerden sistemlere, herkesin bağlandığı sistemlerden de USB belleklere virüs bulaşmasına sebep oluyor.

Peki bu sorunun sebebi ne? Microsoft Windows'un autorun yani otomatik başlatma özelliği sorunun ana sebebi olmasa da başlıca sorumlularından. USB bellekler, sabit diskler, hafıza kartları gibi taşınabilir medya depoları takıldığında autorun çalışıyor. Kullanıcının hayatını kolaylaştırmaya yönelik olarak düşünülen bu özellik ne yazık ki kötü amaçlarla kullanılarak virüslerin yayılmasını sağlıyor.

Anti-virüs kullanmaya ek olarak bizim tavsiyemiz autorun özelliğini kapatmanız ve ihtiyacınız olan yazılımları kendiniz tıklayarak çalıştırmanızdır. Microsoft'un destek bilgileri arasında bunu nasıl yapacağınızı Türkçe olarak bulabilirsiniz.

Dev çözünürlükte oyun


vinizde 7680 x 4800 çözünürlükte oyun oynamak ister misiniz? İşte AMD'den inanılmaz teknoloji...

6 EKRANDA OYUN KEYFİ BİR BAŞKA

AMD herkesi şaşkına çevirdi! AMD'nin yeni nesil DirectX 11 ekran kartlarının yetenekleri arasında böyle bir şey kesinlikle beklenmiyordu!

Çoklu monitör desteği eskiden beri vardı ama AMD'nin Eyefinity özelliği bunu daha önce yapılmamış bir şekilde yapıyor. Bütün bu ekranlar sadece tek bir Radeon ekran kartına bağlı!Yan yana ve üst üste dizilerek dev bir ekran oluşturan monitörler, tek bir ekran kartındaki çıkışlara bağlanarak evdeki PC'nizden rahatlıkla kullanılabiliyor!

Bu teknolojinin detayları henüz açıklanmıyor ama gösterim izleyenleri büyüledi. Tek bir ekran kartına 6 DisplayPort bağlantısı sayesinde altı adet 30 inçlik Dell monitör bağlandı ve 7680 x 4800 çözünürlükte tek bir monitör olarak çalıştırıldı.

AMD'de geliştirilen donanım ve yazılımların birleşimi sayesinde mümkün olan Eyefinity, yeni nesil AMD ATI Radeon ekran kartlarında yer alıyor. 6 ekran destekleyen bu teknoloji DisplayPort, DVI, HDMI ve benzeri çıkış türleri kullanabilecek.

Bu çıkışlar SLS yani Single Large Surface, veya Türkçe olarak tek bir geniş yüzey anlamına gelen bir yazılım ile yönetilecek. ev kullanıcıları bu ikili sayesinde kolayca görenleri imrendirecek bir sistem kurup çalıştırabilecek.

Gösterim esnasında XPlane 9 ve Far Cry 2 oyunları 7680 x 4800 çözünürlükte saniyede 12-20 kare ile oynandı. Bu değerler bu çözünürlükte bir ekran için gerçekten inanılmaz. Yeni nesil DirectX11 oyunlarından Dirt 2 ise 7680 x 3200 çözünürlükte 12 fps hızda çalıştı. Bu sistem sadece tek bir ATI ekran kartıyla çalıştırıldı! Şimdi bu sisteme CrossFire desteği eklenerek çoklu ekran kartlarıyla, çok daha yüksek fps alma imkanı eklenilecek.

Yayılan söylentiler arasında AMD'nin televizyon üreticileriyle Eyefinity için özel televizyonlar üzerinde konuştuğu da yer alıyor. Böylece kenar panelleri daha ince televizyonlar, bir araya getirtildiklerinde çok daha iyi görünecektir. AMD'nin konuştuğu markalardan birisinin de Samsung olduğu söyleniyor.

Bu maç sadece internette


Televizyon kanalları futbol maçlarının yayın hakları için kapışırken, bir maçın tek hakkı internette...


Dünya çapında bir çok ülkenin ulusal futbol takımı için oldukça kritik bir dönemdeyiz. Pek çok takım 2010 Dünya Kupası'na katılabilmek için en hayati maçlarını oynuyorlar. Bu takımlardan birinin işi daha rahat görünüyor. İngiltere şu anda zaten finallere kalmayı garantiledi. Bu İngilizleri sevindirebilir ama bundan çok da memnun olmayan biri var. O da uluslar arası bir ajans olan Kentaro.

Çünkü Kentaro İngiltere - Ukrayna futbol maçının İngiltere'deki tüm yayın haklarını elinde bulunduran şirket. Ve Kentaro için işin kötüsü, İngiltere'nin finallere kalması garanti olduğu için hiçbir TV kanalı bu maçı İngiltere'de yayınlamaya gönüllü olmuyor. Kentaro İngiltere'deki tüm yayıncıları tek tek dolaşmış olmasına rağmen tek bir alıcı bile bulamadı. Tek teklif sahibi olan firma ise internet üzerinden izle ve öde sistemi ile yayın yapan bir web sitesinin işletmecisi. Eğer son dakikada teklifler gelmeye başlamazsa İngiltere - Ukrayna maçı İngiltere'de sadece internet üzerinden yayınlanacak.

Google çocukları unutmadı

Özel günleri unutmayan ve unutturmayan Google'dan bu kez çocuklara jest geldi.



Önemli günlerde farklı logolar kullanmayı yeğleyen Google, ülkelerin milli bayramlarında veya tüm dünyaya mal olmuş insanları anmak adına logolarında değişikliğe gidebiliyor.

Bugün 14 Eylül 2009... Okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri, bugün itibariyle okula başlıyor. Google da bunu unutmamış olacak ki ana sayfasında özel bir logo kullanmayı tercih etti. Okul çantasının yer aldığı Google logosu gün boyu ana sayfada yer alacak. Logonun üzerine fare imleci getirildiğinde ise "Haydi çocuklar okula" sloganıyla karşılaşıyorsunuz.

Android yüklü geldi


Samsung’un i7500 modeli Türkiye pazarına Turkcell’le yaptığı işbirliğiyle girdi.

Google’ın teknoloji şirketleriyle el ele vererek geliştirdiği açık kaynak kodlu mobil işletim sistemi Android yüklü olan telefon, hızlı internet deneyimiyle birlikte, Google uygulamalarını (Google arama, Gmail, GTalk) direkt olarak içerisinde bulunduruyor.
Teknik tarafa bakıldığında telefonun en iddialı yanı, üzerinde herkesin kolaylıkla uygulama geliştirmesine olanak tanıyan açık kaynak kod özelliği.
3G destekli olan cep telefonunun özelliklerine bakıldığında şu noktalar öne çıkıyor:
3.2 inç boyutunda dokunmatik ekran, 5 MP çözünürlükte fotoğraf çekimi, flaş, Gsensor (hareket algılayıcısı), D compass (dijital pusula), kablosuz internet için Wi-Fi, 8GB dahili hafıza, ses ve video kayıt desteği. Telefonun satış fiyatı yaklaşık 985 lirayı buluyor.

Haramı bilen arama motoru!

Bu arama motoru ne Google'a ne de Bing'e benziyor: İşte haramı - helali bilen İslami arama motoru...

Yeni İslami arama motoru ImHalal.com, yapılan aramaları İslam'a uygunluklarına göre filtreliyor.

Hollanda'da yer alan arama motoru takımı yeni arama teknolojileri geliştiriyor. Geliştirdikleri arama motoru ImHalal.com, yapımcılara göre "Helali haramı ayırt ederek Müslümanlara güvenli ve sorumlu bir online gezi ve bilgi edinme şansı sunuyor"

Bu adreste yapılan aramalar üç farklı seviyede uyarıya sebep olabiliyor. Porno türü yetişkin içerik aramaları üç üzerinden üç yıldızla uyarıya sebep oluyor. Bu arama sonuçları engelleniyor. Öte yandan bira veya domuz eti sadece tek yıldızlık "haram rating"e sahip. Çünkü kullanıcılar bunları internet üzerinden tüketemiyor.Elbette kullanıcılar sonuçların temiz olacağından eminlerse bu uyarıyı geçip arama yapmaya devam edebiliyorlar.

Bu ayın başlarında hizmete giren site 400.000 tekil ziyaretçi aldı. Arama motoru ImHalal.com, reklam gelirleriyle para kazanmayı planlıyor.

ImHalal.com'a ulaşmak için tıklayın...

Cep'te kontör dönemi bitiyor


Türkiye'de 6 aylık geçiş döneminin ardından operatörler, abonelerine 100 kontör yerine 100 dakika satışı yapacak.

Sabah Gazetesi'nin haberine göre Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), haberleşme sektöründe çok ses getirecek bir adımla 'kontör' uygulamasına son vermeye hazırlanıyor. BTK'nın, bu konuda yaptığı çalışmanın öngörülen zaman dilimi içinde tamamlanması halinde operatörler, 6 aylık geçiş dönemin ardından abonelerine 'süre' satışı yapacak.

BTK'dan üst düzey bir yetkili, dünyada Türkiye ve Suriye dışında hiçbir ülkede 'kontör' uygulamasının kalmadığını belirterek, "Türkiye'de, bu konuda yeni sisteme geçmek için çalışma yapıyor. Çalışmada, işin usul ve esasları belirlenecek. 6 aylık geçiş döneminin ardından operatörler, abonelerine örneğin 100 kontör satmak yerine 100 dakika satışı yapacak. Aboneler, kaç dakika konuşacaklarını net olarak bilecek" dedi. GSM operatörlerinin ön ödemeli hat sahibi abonelere, 'ne zaman, kimle ve ne kadar süreyle' görüşme yaptığını bildiren ayrıntılı fatura göndermediğini anımsatan aynı yetkili, "Kurum, bu konuda da çalışma yapıyor. Ön ödemeli hat sahibi aboneler de görüşmelerine ilişkin ayrıntıları görebilecek" diye konuştu. BTK daha önce de kontörlerin 20 saniyede sabitlenerek eşitlenmesi konusunda bir karar almıştı.

Ön ödemeli hat sahibi abonelerden bir bölümü BTK'ya, daha az sürede kontörlerinin bittiği şikâyetinde bulundu. Kurum, buna karşı ayrıntılı fatura uygulamasını başlatıyor.

Yetkililer, çalışma sonunda 'kontör' uygulamasına devam kararının çıkma olasılığı ile ilgili, "Uygulama, devam etsin de denebilir ama çok şikâyet alıyoruz. Aboneler 'Şu kadar kontörüm olması gerekirdi, şu kadar kalmış' diyor" dedi.

Güvercin ADSL'i Geçti!


Güney Afrika Cumhuriyeti'nin lider İnternet servis sağlayıcısı, posta güverciniyle yaptığı yarışı açık ara kaybetti.

Güney Afrika'nın lider İnternet servis sağlayıcısı Telkom'un yavaşlığından bıkan bir grup çektikleri çileyi herkese göstermek için çok ilginç ve eğlenceli bir yol denediler. Aralarında 90 km mesafe bulunan iki nokta arasında 4 GB boyutunda bir veriyi taşımak için Telkom'un karşısına çok eski bir rakip çıkardı.

İki nokta arasında 4 GB'lık veri aktarımı yapmak için Telkom'un ADSL hattına rakip olarak bir posta güvercini çıkarıldı. Ayağına bağlanan 4 GB'lık USB belleği 1 saatten biraz fazla sürede hedefine ulaştıran güvercin Telkom'a açık ara fark attı. Aynı süre içinde ADSL hattı üzerinden gönderilmek istenen veri ancak %4 seviyesine ulaşabildi.

Bu klavye büyülüyor


Microsoft’un donanım ürünleri listesinde yer alan klavye serisinin son ürünü, bilgisayarla Bluetooth aracılığıyla bağlanarak kablosuz olarak kullanılıyor.

Yeni model ürünün hedef kitlesinde taşınabilir bilgisayar kullanıcıları yer alıyor.
Cihazların 10 metre çapında kablosuz olarak veri alışverişi yapmasını sağlayan Bluetooth özellikli klavye iki parçadan oluşuyor.
Küçük parçada tuş takımının rakamlardan oluşan sağ bölümü yer alıyor. Bluetooth Mobile 6000 adı verilen ürün, şık tasarımı ve kolay taşınabilme özelliğiyle öne çıkıyor.
Kalem pil yardımıyla çalışan klavye, inceliğiyle, firmanın en ince tasarıma sahip ürünü olma unvanını da kazandı. ABD’de iki parça olarak satışa çıkan ürünün, ana kasası 90 dolardan, ek numara bloğu da 45 dolardan satışa çıktı.

HP-Stanford mayası, İTÜ’de tutar mı?

Bilgisayar devi HP, İTÜ’de inovasyon merkezi açtı. “Ufak bir adım” diyen HP’nin Türkiye Genel Müdürü Urçar, “Ama gelecekte büyüyebilir, HP’nin Ar-Ge merkezlerinden biri olabilir. HP-Stanford ikilisini HP-İTÜ’ye çevirebiliriz” dedi

ABD’li bilgisayar devi HP’nin (Hewlett-Packard) Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, şu anda mini bir girişim olarak adlandırılabilecek ‘İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki (İTÜ) inovasyon yatırımının’, kâr-zarar merkezi odaklı bir yaklaşımla, yakın gelecekte büyük bir Ar-Ge merkezine dönüşebileceğini söyledi. Buna karşılık Urçar, bu konuya temkinli yaklaşımını, “Zor ama olabilir” sözleriyle ifade etti.
Türkiye ve yurtdışında bu alanda birçok firmanın benzer girişimi olduğunu, fakat buraların masraf merkezi olmasından dolayı işlerlik kazanamadığının altını çizen Urçar, çalışmaların İstanbul’da şimdilik 10 mühendisle yürütüldüğünü aktardı.
“Ufak bir adım ama gelecekte çok büyüyebilir” diyen Urçar, şöyle devam etti: “Şu anda ABD, İsrail, İngiltere ve Rusya’da HP’nin Ar-Ge merkezi var. Türkiye’de de bunun için bir çalışma başlattık. Yardım, bağış bunu geçelim. Masraf merkezinden kâr-zarar merkezine dönüşümü gerçekleştirirsek, en üstteki hedef olan HP’nin Ar-Ge merkezlerinden biri olmayı başarabiliriz.”

2-3 yıl hedefi
Serdar Urçar, İTÜ’de açılan inovasyon merkezinin hedefini ‘2-3 yıl içinde kâr merkezli bir yapıya dönüştürmek sonra da Türkiye’de Ar-Ge merkezinin önünü açmak’ olarak açıkladı.
Urçar, İTÜ ile yaptıkları işbirliğini, HP’nin kuruluş dönemiyle birleştirerek, “HP’nin kuruluşu Stanford Üniversitesi’ne dayanıyor. Kurucular Stanford’un desteğiyle HP’yi ortaya çıkardı. HP-Stanford ikilisini Türkiye’de HP-İTÜ’ye çevirebiliriz. Anadolu’da da bu alanda gelişme adına çalışma planlıyoruz. Orta ve uzun vadeli gündemimizde bu konu da var” dedi.

PC’de teşvik görüşmeleri sürüyor!

Serdar Urçar’a, “Şubat 2009’da açıklanan HP ile Foxcon’un Çorlu’daki bilgisayar (PC) üretim projesi” hatırlatıldığında, şu yanıtı verdi: “Yer belirlendi. Şu anda vergi konusundaki teşvikle ilgili görüşmeler sürüyor.”
Bu sözler, üretim konusunda işlerin yavaş gittiğini ortaya koyuyor.
Şu anda net tarih verilmese de HP’nin üretim konusunu gündeminden çıkarmayacağı belirtiliyor.
60 milyon dolarlık yatırımla kurulması planlanan fabrikada, ayda ortalama 200 bin adet masaüstü bilgisayar üretimi yapılması planlanıyor.
Yatırımın bölgesel hedefi, iç pazar ve ortadoğu ülkeleri.

Krizde en büyük darbe KOBİ’ye
Global krizin, Türkiye’deki etkilerinin, cep operatörlerinin büyük yatırım yaptığı 3G teknolojisi sayesinde, oldukça sınırlı kaldığını hatırlatan Serdar Urçar, “Türkiye’de hayata geçirilen 3G sayesinde krizden en az etkilenen ülke olduk. Ayrıca bankalar da yatırıma devam etti” dedi.
“Türkiye’de krizden en büyük darbeyi üretim-KOBİ tarafı aldı” diyen Serdar Urçar, piyasalardaki son durumu şu sözlerle ifade etti:
“Bireysel pazar son dönemde hareketlendi. Bunda KDV indirimlerinin etkisi var. Ancak KOBİ ve üretim sektörlerinde hâlâ yavaş bir hareket izliyoruz. Bu değerlendirmeleri bilgisayar ve bilgi işlem tarafına baktığımda söyleyebiliyorum.”

‘Teknoloji değil, iş dönüşümü’

HP’nin merkezi olarak bundan 3 yıl önce uygulamaya koyduğu dönüşüm programı sayesinde, birçok işi internet üzerine taşıdığını ifade eden Serdar Urçar, bu durumu şöyle özetledi:
“Biz buna IT dönüşümü değil, iş dönüşümü şeklinde bakıyoruz. HP olarak 85 veri merkezini, 3 asil, 3 yedek olmak üzere toplam 6’ya indirdik. Cironun yüzde 4’ü IT yatırımlarına giderken şimdi bu oran yüzde 1.5’lara kadar indi. Teknolojiye ayrılan bütçeye bakıldığında, yüzde 70 inovasyon (işe direkt katkısı olan projeler), yüzde 30 altyapı tarafına gidiyor. Enerji alanında da yüzde 60’lık bir düşüş var. Bu bir trend oldu. Bu yüzden artık bu uzmanlığımızı başka firmalarla da paylaşıyoruz.”

13 Eylül 2009 Pazar

Samsung Omnia yenilendi


Samsung, Omnia serisinin ikincisi üyesi I8000 Omnia II ile yine çok iddialı: İşte yeni Omnia...


Samsung I8000 Omnia II, Windows Mobile 6.1 Professional işletim sistemi ile gelişmiş multimedia deneyimi isteyen kullanıcılara hitap ediyor. 3.7 inç ile dünyanın en büyük AMOLED ekranına sahip olan Samsung I8000 Omnia II, WVGA çözünürlüğü ile, gün ışığında da benzersiz bir netlik sunuyor.

Daha büyük ikonlar ve kullanımı kolay yapısı ile Samsung I8000 Omnia II, aynı zamanda dokunmatik kullanım için özel olarak geliştirilmiş bir kullanıcı ara yüzüne sahip. Yenilikçi TouchWiz 2.0 kullanıcı arayüzü ve üç boyutlu efektler, multimedya ve birden fazla uygulama ile çalışmayı daha da keyifli hale getiriyor.

Geliştirilmiş ekran ve kullanıcı arayüzü ile Samsung I8000 Omnia II, zengin multimedya fonksiyonlarının kullanımını benzersiz bir mobil deneyime dönüştürüyor. DVD kalitesinde (480 p) video kayıt ve oynatma, kolay Internet tarama ve interaktif üç boyutlu oyunlar, bu keyifli deneyimin yalnızca bir parçası. I8000 Omnia II, kullanıcıların içeriklere erişimleri ve indirmeleri için de benzersiz HSUPA 5.76Mbps, HSDPA 7.2Mbps ve Wi-Fi erişimi sunuyor. Ayrıca Samsung I8000 Omnia II , 32GB'a yükseltilebilen hafızası ile de kullanıcılara bütün favori içeriklerini depolama olanağı sağlıyor.

Google'ın "Korkunç" fikri


Şakayla da başlasa, Google'ın tüyler ürpertici fikir gerçek olabilir mi? Google'ın hedefi ne?


Google'ın kurucularından ve CEO'su olan Eric Schmidt'in bir yorumu hem ilgi uyandırdı, hem de tüyleri diken diken etti. Schmidt, gelecekte aramanın insan beynine bağlı olduğunu görmek istediğini söyledi!

Bu şaka olarak söylenmiş bir söz ancak insan aklında uyandırdığı çağrışımlar hiç de hoş değil. Bu şakayı ciddiye alırsak ortaya çok ilginç ihtimaller çıkıyor. Elbette gözlüğünüzü unuttuğunuzda beyninizde gözlüğü nereye koyduğunuzu Google ile aramak çekici bir fikir. Bununla birlikte kötü amaçlı kullanım riski korkutucu. Ama zaten Eric Schmidt'in kastettiği şey de beyinde arama yapabilmek değil, kastedileni direkt beyin bağlantısıyla anlayıp daha iyi internet aramaları yapabilmek. Ama konu beyin olunca ihtimaller sonsuz...

Bu konu nereden açıldı? Yapay zeka üzerine konuşmalar sırasında arama motorlarının kullanıcıların gerçekten ne aradığını anlayabilecek yapay zekaya sahip olmasından bahsediliyordu. Konu buradan, insanların gerçekten de ne aradığını anlayabilmek için en iyi yöntemin direk beyinle bağlantı kurmak olduğu fikrine geldi. Kabloyu bağlayın ve bilgisayar gerçekte ne kastettiğinizi araya sözcükler girmeden, siz halinizi anlatmak için düşünmeden anlasın!

Elbette Google'ın bu konuda bir çalışması yok. Eric Schmidt Google'ın elinde böyle tıbbi tesisler ve imkanlar olmadığını da belirtiyor. Google'ın uzun vadeli hedefinin ise sorulan soruya mükemmel cevap verip, kullanıcıya aradığı bilgiyi ulaştırmak olduğunu ekliyor. Sadece sorulan sorunun yer aldığı bir siteyi bulmakla da kalmayan, o sitede bulunan cevabı alıp, özetleyip kullanıcıya sunan pratik bir sistem, işte bu Google'ın uzun vadedeki hedefi oluyor.

Elbette arama sonuçları her zaman mükemmel olsaydı sörf yaparak bu kadar vakit geçirmez, tonla aramadığımız bilgiyi öğrenmezdik
hurriyet.com.tr

iPhone saç-baş yoldurdu


Yeni iPhone yazılımı çıkalı fazla olmadı; fakat şimdiden şikayet yağmaya başladı bile.


Öyle görünüyor ki güncel firmware güncellemesi iPhone OS 3.1, eski iPhone modellerinde (2G ve 3G) büyük sorunlara neden oldu. Apple, yeni yazılımı birkaç gün önce yayımlamıştı.

Kullanıcılar Apple destek forumunda OS 3.1'e ve iTunes 9'a geçiş yaptıktan sonra cep telefonlarının sıklıkla çöktüğünü bildiriyor. Aynı zamanda pil süresinin belirgin derecede kısaldığı ve podcast'lerin yanlış sıralandığı söyleniyor. Bazı kullanıcılar eski firmware sürümüne ve iTunes 8'e geri dönüş yapılmasını tavsiye ediyor.

Apple forumdaki sorularla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

11 Eylül 2009 Cuma

HDTV'de 3D devri


HDTV'nin modası geçiyor; şimdi yeni moda 3 boyutlu HDTV. İşte bilmeniz gerekenler...


3 BOYUTLU HDTV'YLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKENLER

Bir HDTV, Blu-ray oynatıcı ve A\V Reciever almaya hazırlanıyorsanız bir durun! 3D HDTV ve Blu-ray geliyor!

Gerçekten de önemli bir gelişme mi? Evet öyle, bu teknoloji televizyonu kökten değiştirecek. İnternet karşısında kendisini yenileyemeyen, ondan kopya çekmek zorunda kalan televizyona, belki doğrudan yeni bir içerik kaymayacak. Ancak seyir tecrübesi değişecek, bir heyecan uyandıracak ve bu heyecan da yeni ve yaratıcı çalışmalar için itici güç oluşturabilir.

James Cameron'un Avatar filmi iki lensli bir kamera tarafından çekildi. Bu sayede insan gözünün gördüğüne benzer görüntüler elde edildi. 2011 yılındaki yüksek çözünürlüklü kameraların da böyle bir çift lensli sistem kullanması bekleniyor.

Galeri sayfalarımıza girerek 3 boyutlu HDTV'yle ilgili bilmeniz gereken noktalara ulaşabilirsiniz.

Güvenlik yazılımlarına bir şeyler oluyor...

Ters giden bir şeyler var: PC’lerimizi koruması gereken güvenlik yazılımlarına son zamanlarda bir haller oldu.


İşi bilgisayarlarımızın güvenliğini sağlamak olan anti-virüs ve diğer güvenlik yazılımlarının üreticilerine bir şeyler oluyor. Eğer dikkatli bir teknoloji tutkunuysanız, son zamanlarda dev güvenlik şirketlerinin başına gelen ilginç hack’lenme olaylarının ve yayınlanan yanlış güncellemelerin farkındasınızdır.

Son birkaç haftada yaşananları şöyle bir hatırlayalım. Önce meşhur bir güvenlik devinin web stesinin bir bölümü korsanlar tarafından ele geçirildi. Bu durum bir güvenlik şirketi için ne kadar acı demeye kalmadan bir diğer şirketin sitesi hack’lendi, hemen ardından da bir diğerinin sitesi...

Geliştirdikleri yazılımlarla PC’mizi koruması gereken şirketlerin kendi web sitelerini nasıl koruyamadıklarını görmek gerçekten ilginç. Ama hikayenin devamı da var; ve bu ikinci kısımda yaşananlar daha acı...

Her güvenlik şirketi, anti-virüs ve benzeri güvenlik yazılımlarını sık sık yeni tehditlere karşı günceller. Bu güncellemeler neredeyse her gün yayınlanır ve internet üzerinden PC’lere kurulur. Ama bahsettiğim bu güncellemelere de son zamanlarda bir şeyler oldu. Birkaç ay önce bir şirket, yayınladığı güncelleme ile diğer bir güvenlik yazılımını yanlışlıkla zararlı listesine soktu. Olansa, yazılımı kullanamayan kullanıcılara oldu.

Daha sonra farklı bir şirket, kendi yazılımı için yayınladığı güncelleme ile bu kez doğrudan Windows dosyalarını zararlı olarak gördü ve karantinaya aldı. Ve sürpriz: Windows kullanılamaz hale geldi. Bu olayın ardından 3 güncelleme vukuatı daha yaşandı, Windows çökmeleri kullanıcıların canını sıkmaya devam etti. Son olarak da bir güvenlik yazılımının verdiği yanlış alarm korsanların ekmeğine yağ sürdü, bazı PC’ler bir anda yeni virüslerle boğuşmak zorunda kaldı.

Tabii ki herkes hata yapabilir. Ama bir güvenlik şirketinin kendi web sitesini koruyamaması oldukça dikkat çekici bir durum. Aynı şekilde, bir güvenlik yazılımı koruması gereken PC’yi çökertiyorsa ya da korsanların ekmeğine yağ sürüyorsa ortada ters giden bir şeyler var demektir. Neyin ters gittiğini bulmak ise, yukarıda bahsettiğim dev güvenlik şirketlerine düşüyor...


Cem Sinanoglu

GÜNÜN İPUCU

Google'ın hesap makinesini denediniz mi? Google'ın arama çubuğunu kullanarak matematik işlemlerini kolayca gerçekleştirebilirsiniz. İşte günün ipucu...
Google'ı hesap makinesi olarak kullanabilmek için yapmanız gereken şey son derece basit: Öncelikle Google'ın arama sayfasına giriyor ve adres satırına herhangi bir matematik işlemini giriyorsunuz.
Örneğin arama satırına 4+4 işlemini girdiğinizde, arama sonucu olarak 8 sonucunu aldığınızı fark edeceksiniz. Bunun gibi diğer dört işlem matematik hesaplarını da Google'ı kullanarak gerçekleştirebilirsiniz.

Farkı fark ettiniz mi?


Google, ana sayfasında "oldukça büyük" bir değişiklik yaptı. Bakalım bu değişikliği fark ettiniz mi?


Google'ın her geçen gün biraz daha büyüdüğü tartışılmaz bir gerçek. Ama arama devi, bu kez "farklı bir büyüme" kararı aldı ve ana sayfasında "büyükçe" bir değişikliğe imza attı. Eğer dikkat ettiyseniz, Google'ın arama çubuğu artık eskisinden daha büyük. Doğal olarak buraya yazdıklarınız da daha büyük puntolarla yazılıyor; öneriler daha büyük puntolarla listeleniyor.

Google yöneticisi Marissa Mayer, bunun basit bir değişiklik olarak görülebileceğini, ama aslında çok önemli bir değişiklik olduğunu söylüyor. Mayer'a göre bu değişiklik, Google'ın arama konusuna verdiği önemi sembolize ediyor ve bu değişiklik, sade Google ana sayfasını kullanmayı çok daha zevkli ve kolay hale getirecek.

Bu değişiklik gerçekten söylendiği kadar önemli bir değişiklik mi; orasını yorumlamayı size bırakıyoruz. Ama çok yakında Gmail'de ya da Google haberlerde de devasa puntolarla karşılaşırsanız şaşırmayın...

Not: Bu değişiklik ilk aşamada tüm tarayıcılarda görüntülenemiyor olabilir. An itibarı ile, IE8'de büyük arama kutusu, Firefox ve Chrome'da ise eski arama kutusunun görüntülendiğine şahit olduk.

Fifa 2010 Demo hazır


Heyecanla beklenen FIFA 2010'un demosu nihayet hazır: İşte dikkat çekenler ve indirme bağlantısı...
var PartnerId = returnAdCode('2196');
var AdContainerIds ='divAdnetKeyword';
FIFA 10'un demosu sonunda yayınlandı! Oyuncuların merakla beklediği oyun konsollardan sonra PC'leri de şenlendirecek. Bu oyunla birlikte oyuncular, artık Rus ligini de oynayabiliyor.
Gelişen FIFA 10'da oyuncu, sahadaki oyuncular üzerinde çok daha rahat kontrol sahibi oluyor. Animasyonlar geliştirilmiş ve etkileyici görünüyor. Önceki FIFA oyunlarına göre büyük aşama kaydedilmiş.
Ayrıca oyunun simülasyon yanı da gelişmiş fizik motoruyla güçlenmiş. Oyunda futbolcuları gerçekçi bir şekilde kontrol etmek gerekiyor; çünkü hem futbolcuların yetenekleri birbirinden farklı, hem de fizik kuralları oyuna çok iyi entegre edilmiş görünüyor.Top sürmekGerçek 360 derece top sürme sistemiyle savunmadaki boşluklardan geçmek mümkün. Oyuncuların bu konuda yeteneklerini göstermek için daha fazla şansı var. Daha geniş top sürme dokunuşları ve çarpışma paylaşımı daha uzun ve sonucu daha az belirli top kapma mücadelelerine yol açıyor. Elbette demoda çekici görünen bu özelliklere oyuncular kendi notlarını verecekler.
Bu arada oyunun Xbox 360 ve PlayStation 3 sürümlerinin çok iyi göründüğünü, PC'deki grafiklerin konsoldakilere kıyasla zayıf kaldığını belirtmek gerekiyor
Oyunu bilgisayarınıza indirmek için tıklayın.

USB cihazlarda son nokta


USB belleğe benziyor ama görevi çok farklı: İşte en ilginç USB cihazlardan biri daha...


Sinekleri başınızdan kovmak için artık zararlı kimyasalları içeren sinek ilaçlarını kullanmak zorunda değilsiniz.

Geliştirilen ve Sineksavar USB (Pest Repeller) adını taşıyan bu özel amaçlı USB aygıt, bilgisayarlara bağlandığında yaydığı ultrasonic dalgalar sayesinde bilgisayarın etrafındaki tüm sinekleri kaçırabiliyor.

Ürünün özellikleri ise kısaca şöyle:

- Çevre ve insan sağlığı üzerinden herhangi bir olumsuz etkisi yok

- LED gösterge ve USB arabirim

- Kolay kullanım (Tak/Kullan)

- 1.5 metrekareye kadar etkili

- 0.5W güç ihtiyacı

- 63x24x10mm ebatlarında

- 53 gram ağırlığında

Format sabit diski öldürür mü?


PC'lere sık sık format atmanın zararlı olduğunu düşünenler: Bu haberi okuyunca çok şaşıracaksınız...


Bilgisayarların sabit disklerine format atmanın genel olarak bilgisayarlara zarar verdiği bilinir. Bu nedenle bilgisayar kullanıcılarının büyük bir bölümü, bilgisayarlarına format atmak istediğinde bilgisayarlarına zarar vermek istemediğinden, sabit disklerine format atmaktan çekinir.

Ancak işin aslı sanıldığı gibi değildir. Sabit disklere format atmakla sabit diskler herhangi bir fiziksel darbeye maruz kalmazlar. Aksine, sabit disklere atlan her format, disklerin ömrünü de uzatacaktır; zira sabit disklerin doğası gereği içerisinde bulunan oynar çubuk, sabit diskte verilerin silinip yüklenmesiyle birlikte daha fazla hareket etmek durumunda kalır. Diğer bir deyişle, disk kafası parçalanan verileri bir araya getirebilmek için çok daha fazla çaba gösterir.

Oysa format atılan bir sabit diskte veriler tamamen silindiğinden, disk kafası artık sürekli bir o tarafa, bir diğer tarafa hareket etmek durumunda kalmayacaktır. Böylece sabit disk daha az yorulacak ve enerjinin etkin kullanımı neticesinde sabit diskin ömrü de uzayacaktır.

Ancak sabit disklere format atarken şu noktaya dikkat etmekte fayda var: Sabit diskinize format atmak istediğinizde, format işlemini kapsamlı bir şekilde gerçekleştirmelisiniz. Yani, "Hızlı format" seçeneğini kullanarak saniyeler içerisinde gerçekleşen format işlemi, verileri silmemektedir. Sadece verilerin sahip olduğu kodların bulunduğu indeksleri silen hızlı format, verilerin silindiği izlenimini kullanıcılara verir.

Bu nedenle sabit disklerini elden çıkarmak isteyen ve çıkarmadan önce hızlı format işlemini gerçekleştiren kullanıcılar, verilerini üçüncü kişilere kaptırabiliyor. Bunun nedeni ise verilerin hızlı format ile gerçekte silinmemesi, sadece indeksinin (kitaplardaki indeksleri düşünün) silinmiş olması. Kitaplardak indeks sayfalarını düşünelim. Bu indeks sayfasını yırtmanız, kitaptaki hiçbir yazıyı ortadan kaldırmayacaktır. Sadece kitapta aradığını bulmak istediğinizde bu indeks sayfasından faydalanamayacaksınız.

Oysa kapsamlı format atıldığında, veriler indeks dosyaları da dahil olmak üzere tamamen silinecektir. Böylece sabit diskin ömrü uzayacak, verilerin üçüncü kişilerin eline geçme ihtimali de son derece düşük olacaktır.

Kısacası sabit diske format atmanın bilgisayara zararı değil, pek çok faydası vardır. Bu nedenle işin dozunu aşmadan, belirli aralıklarla atılan formatların sabit disk üzerinde hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

hurriyet.com.tr

3G ile evler daha güvenli!


3G’nin sağladığı hızlı internet ve görüntülü görüşme imkanları ile iş yerleri ve evlerde bulunan güvenlik kameralarındaki görüntüler cep telefonundan izlenebiliyor.

Yaklaşık 1,5 ay önce devreye giren 3G hizmetleri sayesinde, görüntülü konuşma, hızlı internet ve mobil TV gibi kavramlar, gündelik hayatın parçası haline gelirken, 3G sayesinde güvenlik kameraları ile istenen ortamı gözlemleme açısından yeni imkanlar doğdu.

Adana’da faaliyet gösteren bir güvenlik sistemleri şirketinin genel müdürü olan Mehmet Görgün, yaptığı açıklamada, son yıllarda güvenlik ve gözlemleme ihtiyacı sonucu kamera sistemi kurulmasına yönelik talebin arttığını söyledi.

Özellikle bakıcı izleme sisteminin en çok satılanlar arasında olduğunu vurgulayan Görgün, "Evinizi ve bebeğinizi izlemek için, 3G’li cep telefonunuz ve eve kurulacak IP kamera, dijital kayıt cihazı ve bir internet bağlantısı gerekmekte. Sistemle anbean bakıcının çocuğunuzla nasıl bir diyalog içinde olduğunu görebiliyorsunuz" dedi.

Sistemin, ortam güvenliğini kontrol etmenin yanında, seyahate çıkan iş adamları tarafından iş yerindeki faaliyetleri izlemek için de kullanıldığını ifade eden Görgün, "3G teknolojisi henüz tam olarak oturmadığı ve yaygınlaşmadığı için görüntü akıcı olarak gelemeyebiliyor, ancak, genel anlamda ortamda olan biteni görmek için ideal. Şehir merkezinde 3G ile şehir dışında ise GPRS sayesinde görüntüleri izlemek mümkün" diye konuştu.

Görgün, sistemin maliyetinin 500 dolar civarında olduğunu belirterek, "Bu ücrete bir adet IP kamera ve dijital kayıt cihazı dahil. Ayrıca, 3G
özellikli bir cep telefonuna sahip olmak gerekiyor. Eğer birkaç odaya kamera konulacaksa, kamera başına 100 dolar ilave ücret ödeniyor" dedi.

-PORTATİF MOBİL KAMERA-

Bir diğer şirketin satış temsilcisi Halil Cingöz ise bir GSM operatörünün sunduğu görüntülü görüşme destekli portatif mobil kamera ile cihazın konulduğu ortamın izlenebildiğini, hatta ortamdaki kişiyle sesli görüşme yapılabildiğini kaydetti.

İri bir portakal büyüklüğündeki portatif mobil kameranın, bebeğini gözlemlemek ve bakıcısını kontrol etmek, seyahatteyken evde her şey yolunda mı görmek ve bakıma muhtaç yakınları gözlemlemek isteyenlere yönelik tasarlandığını ifade eden Cingöz, "bu kamera, 3G desteği ile görüntülü görüşme, hareketli kamerası ile geniş bir alanı gözlemleme, cep telefonu ile uzaktan kumanda, gece görüş desteği, hoparlörü sayesinde sesli iletişim imkanı ve SD Kart yuvası ile görüntüyü hafızaya kayıt imkanları sunuyor" dedi.

Cingöz, bu sistemin SIM karta sahip olduğunu belirterek, "3G özellikli cep telefonundan cihazın numarası arandığında, şifre girilmesinin ardından etrafı göstermeye başlıyor. Kullanıcı isterse telefondan kamerayı hareket ettirip çevreyi gözlemleyebiliyor, ortamdaki bir kişiyle sohbet edebiliyor ya da görüntü kaydı yapabiliyor" dedi.

Mobil cihazınızdan daha fazlasını isteyin


Popüler mobil uygulamalar sadece iPhone kullanıcılarına özgü değil. Çeşitli avuçiçi ve taşınabilir aygıtlar için geliştirilmiş en iyi 15 uygulamayı seçtik.

BİR BAŞYAPIT RESMEDİN
Brushes
http://brusheapp.com
Uyumluluk: iPhone Brushes artistik hünerlerinizi somutlaştı rabileceğiniz harika bir uygulama. iPhone ekranına parmaklarınızla dokunarak resim çizmenizi sağlayan bu uygulamayla, farklı fırça türleri, renkler ve efektlerle olağan üstü ayrıntılı kendi küçük şaheserinizi yaratabilirsiniz. Uygulamaya adanmış bir Flickr grubu bulunmakla beraber, bazı Brushes hayranları yaptıkları dijital resimleri sergilemeyi ve satışa çıkarmayı bile planlıyor.

NEYDİ O ŞARKININ İSMİ?
Shazam www.shazam.com
Fiyat: Ücretsiz
Uyumluluk: iPhone, BlackBerry, Android Shazam yeni müzik türleri keşfetmede kullanıcılarına farklı yöntemler sunuyor. Eğer radyoda, bir alışveriş merkezinde ya da bir barda duyduğunuz şarkıdan hoşlandıysanız
sadece telefonunuzu hoparlöre yaklaştırın ve Shazam o şarkıyı söyleyen sanatçının adını sizin için bulsun. Bu uygulamanın son sürümü Twitter aracılığıyla keşfettiğiniz şarkıları paylaşmanızı sağlıyor. Ayrıca Shazam ile dinlediğiniz şarkıları iTunes üzerinden satın alabiliyor veya YouTube'da ilgili videoları seyredebiliyorsunuz.

BİR DİL ÖĞRENİN
Lonely Planet Sesli Kılavuzlar www.lonelyplanet.com/mobile
Uyumluluk: iPhone, Windows Mobile, BlackBerry, Java destekli aygıtlar Seyahatlerinizde oraya buraya bir kılavuz taşımak yerine bu Lonely Planet uygulamalarından birini telefonunuza yükleyin. Bu sesli kılavuzlar, Fransızca, Çekçe ve Japonca dahil 31 farklı dili kapsıyor; uygulama, selamlaşmadan yemeğe, ulaşımdan sağlığa pek çok konuya değinen 600'den fazla ortak ibare içeriyor. Uygulamanın çevirmen özelliği fonetik telaffuz örnekleri sunarken aynı zamanda utangaçlar için cümleleri konuşabiliyor.

Facebook'ta Bir Yenilik Daha


Ünlü sosyal ağ sitesi Facebook, kullanıcılarının siteye ilgisi azalmasın diye yeniliklerine bir bir devam ediyor.

Facebook'un icraatleri devam ediyor. Site son olarak kullanıcılarına, durum güncellemelerinde de arkadaşlarımızı tag'leyebileceğimizi (etiketleyebileceğimizi) resmi blog'unda duyurdu. Tıpkı Twitter'da olduğu gibi kullanıcılar "@Aykut, bu gerçekten iyi oyun" gibi, yalnızca bir kişiyi refere eden iletiler girebilecek.


Bu son yenilikle birlikte Facebook, bir parça daha Twitter'a yaklaşmış oluyor. İleti yazarken "@" ile başlamanız gerekecek. Akabinde açılır menü gelecek ve isimler burada yer alacak. Tag'lenen arkadaşlara bildirim gelerek arkadaşınızın, iletinizi görmese de haberi olacak. Bu yenilik tüm dünyada aynı anda başlamayacak, yavaş yavaş tüm ülkelerde kendini gösterecek.

10 Eylül 2009 Perşembe

Web'de "bir şeyler" yapmak


İnternete seyirci kalmak yerine elini taşın altına sokmaya gönüllü olanlara naçizane öneriler...

AMACINIZI NETLEŞTİRİN

İster boş zamanlarınızı değerlendirmek için bir blog açmış olun, isterseniz büyük beklentilerle kendi girişiminizi başlatmış olun, ne olursa olsun yola çıkarken amacınızı net şekilde belirlemiş olmalısınız. Herhangi bir gelir beklentisi olmadan açılmış bir blog'un zamanla para kazanır hale gelmesi, amatör ruhta çatırdamalara ve yapının sağlıksızlaşmasına neden olabilir. Elbette blog'unuz üzerinden para kazanmayın demiyorum. Niyetiniz para kazanmaksa buna en baştan karar verip sağlam bir stratejiyle ilerlemeniz yararlı olacaktır. Para kazanmayı hedeflemiyorsanız, maddi gelişmelerin işin manevi tarafına zarar vermemesi için hep kontrollü olmalısınız... Benzer şekilde büyük beklentilerle başlattığınız bir internet girişimi aylar, belki de yıllar geçmesine rağmen umduğunuz hareketliliği yakalayamıyorsa profesyonelce davranmalı, kendinize bir dayanma sınırı çizmeli ve zararın neresinden ımeniz gerektiğini dikkatle hesap etmelisiniz. Çok fazla para harcamıyor olsanız bile cadığınız zamanın değerini göz önünde bulundurmanızda yarar var. Çevremdeki birçok girişimcinin "Nasıl olsa maliyetler düşük" diyerek zamandan ciddi şekilde zarar ettiğine şahit oluyorum. Yukarıda bahsettiğim her iki örnekte de amacınızı en baştan belirlememeniz durumunda doğru stratejiyi ortaya koyup doğru kararlar vermek daha kolay olacaktır.

BAŞKALARINI GÖZLEMLEYİN
Web'de ne tür bir iş yapıyor olursanız olun, yola çıkarken başkalarının benzer şeyler yapıp yapmadığını kontrol ederek başlamanızda yarar var. Önce Türkiye'deki örneklere, arkasından da dünyadaki benzer örneklere göz atmanız faydalı olacaktır. Üstelik bu örneklere göz ucuyla bakıp geçmek sizin için yeterli olmamalı. Mesleğim gereği dışarıdan başarılı ve tatmin edici görünen birçok işin aslında sahiplerine mutluluk vermediğine, daha doğrusu aslında işlerin dışarıdan göründüğü gibi olmadığına çok kez şahit oldum. Yanlış anlaşılma olmasın; dışarıdan göründüğünden farklı olan işlerden kastım yalnızca maddi getirişi için yapılan işler değil. Bir zamanlar büyük hevesle başladığı blog'unu gün gelip de devam ettirmek konusunda kararsız kalmış insanlar da tanıyorum.

KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAMAK İYİDİR

Gün aşırı aklınıza gelenleri karalayacağınız bir blog ya da kişisel web sitesi sizi hem web'de kullanılan popüler içerik yönetim sistemleriyle tan ıştıra bil ir, hem de ziyaretçi davranışlarıyla ilgili genel bir bilgiye sahip olmanızı sağlayabilir. Özel konulara odaklanan karmaşık işlere başlamadan önce bu tür bir tecrübe yaşamış olmakta fayda var. Böyle bir ortamda işin temelini gördükten sonra kendinizi geliştirerek ve belki doğru insanlarla işbirliği yaparak daha büyük işlere doğru yelken açabilirsiniz.

İNTERNET DE GERÇEK HAYATTIR

Web'de yapacağınız bir iş, aslında günlük hayatta yapılanlardan çok da farklı değildir. Kanarya sevenler için bir forum kurmakla bir apartman dairesi kiralayıp Kanarya Sevenler Derneği kurmak oldukça benzer işlerdir örneğin. Tek başınıza böyle bir dernek kurmaya karar verip kiraladığınız apartman dairesinde duvarları seyretmekle, internette tek başınıza Kanarya Sevenler Forumu kurup günlerce birilerinin üye olmasını beklemek çok farklı durumlar değil. Kanarya seven yüzlerce kişiyi tanıyor ya da onları nerede bulacağınızı biliyorsanız hiç durmayın!

İSTİKRAR ŞART

Diyelim ki, kanaryalarla ilgilenen yüzlerce insanı bir araya getirdiniz ve hatırı sayılır üye sayısına sahip bir forumunuz oldu. Tabii bu insanlar boş durmuyor, birbiriyle konuşuyor, tartışıyor, hatta zaman zaman da kavga ediyorlar... İlk günler bu forumda olup bitenleri kontrol altında tutmak hayli kolay olacaktır. Fakat günler geçip üyeler çoğaldıkça size yardım edecek birilerine ihtiyaç duyacaksınız. Güvenebileceğiniz insanlardan yardım almalı ve forumunuzun içerik kalitesini ilk günkü seviyesinde tutmalısınız. Yaptığınız işin ileride ne kadar büyüyebileceğini önceden kestirebilmeniz, sağlıklı ilerleme için önemli bir gereklilik.
Bu "kanarya sevenler" örneğini noktalamadan önce işin para kazanma kısmına da değinelim. Niyetiniz internet işinizden elle tutulur miktarda gelir elde etmekse, henüz işe başlama aşamasında bunu nasıl gerçekleştireceğinizi de biliyor olmalısınız. Kuş yemi satıcılarına nasıl ulaşacağını bilen, hatta onları tanıyan girişimcinin Kanarya Sevenler Forumu'nu hayata geçirmesi hayli isabetli olurdu, değil mi?

GERÇEK BİR ÖRNEK

Şimdi bahsedeceğim web sitesi, sizi hayal gücümün eseri olan kanarya sevenler örneğinin aslında hayli gerçekçi olduğuna ikna edecek. Adresimiz www. tokikayabasi.com. Toki'nin İstanbul Kayabaşı mevkiinde inşa ettiği Kayabaşı Konutları, binlerce istanbulluya uygun maliyetle ev sahibi olma fırsatı sundu. Buradan ev satın almak isteyenler öncelikle kayıt olup çekilişe katıldılar. Çekilişi kazananlar sonrasında sahip olacakları daireleri seçmek telaşına girdi. İşte bu noktada internet okuryazarı olanlar Tokikayabasi.com ile tanıştı. Oldukça basit bir yapısı olan bu web sitesi, konutlarla ilgili bilgiler veriyor, ilende komşu olacak konut sahiplerinin fikir alışverişinde bulunmalarına ortam sağlıyordu. Alan adı kayıtlarına bakılırsa Tokikayabasi.com 16 Mayıs 2009'da tescil edilmiş. Henüz birkaç aydır yayında olan bu web sitesi reklamlarla gelir elde etmeye başlamış bile. Siteye kimler mi reklam veriyor; konutlar tamamlandığında ev sahiplerine duş kabini yapımı, yalıtım ve dekorasyon gibi hizmetler verecek olan şirketler...

PCnet Dergisi

Youtube Jacker 5


Son zamanlarda piyasada olan jackerlerden daha iyi acamadigi site yok boyutu 55 kb :)) ama marifeti büyük.

DOWNLOAD
http://www.4shared.com/file/129046466/7cf8a58e/Youtube_Jacker_5.html

9 Eylül 2009 Çarşamba

Yaşasın, Mac’lere de virüs bulaşıyor!


“Mac sistemlerine virüs bulaşmaz. Bütün hacker’lar virüsleri Windows için geliştiriyor...” Bu sözler, Mac kullanıcıları için adeta bir atasözünü ifade ediyor.


Bugüne kadarki virüslerin işletim sistemi tarafında yüzde 90’ı aşkın pazar payına sahip olan Windows’u hedef alması gayet doğal. Buna karşılık özellikle Macbook ürünüyle popülerliği artan Windows’un rakibi Mac OS da virüslerden, saldırılardan nasibini almaya başladı.
Son dönemde ortaya çıkan “OSX.RSPlug.A” adlı virüs, Mac kullanıcılarının başına sıkı bela. İnternet sayfalarında veya video dosyalarında ortaya çıkan bu virüs, direkt olarak kullanıcının kişisel bilgilerini hedef alıyor. Bu durum internette alışveriş yapan bir Mac kullanıcısını da, artık Windows kullanıcısı kadar tehdit ediyor.
Daha önce ‘Botnet’ adlı Mac virüsü ortaya çıkmış, 20 bine yakın bilgisayarın bu saldırıdan etkilendiği hesaplanmıştı

MS'den radikal adım!


Microsoft radikal adımlarla geliyor. Hem Zune yazılımı güncelleniyor, hem de... Detaylar burada!

Microsoft, Zune yazılımının güncelleneceği iddialarını doğruladı ve bunun için bir tarih bile verdi. 15 Eylül'de bütün Zune kullanıcılarının güncellenmiş yazılımı indirip sistemlerine kurmaları öneriliyor.

Aslında 15 Eylül alelade seçilmiş bir gün değil. Çünkü Microsoft kullanıcıların 15 Eylül'de Zune ile dolup taşmalarını istiyor.

Zune 4, 8, 16, 80 ve 120 Gb'lık modeller artık üretilmeyecek ve 15 Eylül'den itibaren Zune HD satışa sunulacak. Şuan için ABD sınırları dahilinde erken sipariş verilerek 16 GB'lık modeli 220, 32 GB'lık modeli ise 290 dolara satışa sunulacak.

Zune yazılımında yapılacak birkaç yenilik ise şöyle. Daha fazla HD video konfigürasyonu eklenilmesi bekleniyor. Ayrıca uygulama eklenebilmesi için bir uygulama merkezi de yapılacak düzenlemeler arasında. Zune HD uygulamaları geçen ayın sonlarına doğru Microsoft tarafından doğrulandı.

Bakalım 15 Eylül'de piyasaya sürülecek Zune HD yeteri kadar ilgi görecek mi ve dünya çapında satışlar ne zaman başlayacak? En önemlisi de fiyatlar hangi seviyede olacak?

Online soy ağacı çılgınlığı!


Sanal ortamda soy araştırması giderek popüler hale gelmeye başlıyor. İşte yeni çılgınlılık...
Sanal ortamda soy araştırması giderek popüler hale gelmeye başlıyor. Akrabaonline.com'un ana versiyonu dynastree.com'a kuruluşundan bugüne kadar geçen iki
yıllık süre içerisinde tam 10 milyon aile soy ağacı eklendi ki bu sayıya her hafta 100.000'in üzerinde yenisi dahil olmakta.

Sitenin iki ay önce faaliyet göstermeye başlayan ve Türkiye için akrabaonline.com adıyla uyarlanan versiyonu kısa sürede Türk kullanıcılar tarafından farkedildi ve ilgi görmeye başladı. Katılan her kullanıcıya ücretsiz soy ağacı oluşturma ve yakınlarını davet ederek aile soy ağacını tamamlama hizmeti sunan siteye kullanıcılar arkadaşlarını da davet edebiliyorlar.

Aile bireyleri tarafından eklenen profil bilgileri doğrultusunda aile mesleği, ortalama yaşam süresi, ailedeki soyadları, yaş grafikleri gibi özel istatistikler oluşturulabiliyor. Eklenen her profil sistem tarafından veri bankasında yer alan kullanıcılar tarafından oluşturulmuş yaklaşık 95 milyon profille karşılaştırılarak kullanıcılara veriler doğrultusunda olası akrabaları otomatik olarak bulunabiliyor.
Soy ağaçlarına dahil olan haritalara aile bireylerinin doğum, ölüm ve ikamet yeri gibi bilgileri eklenerek ailenin zaman içerisindeki coğrafi dağılımı gözlemlenebiliyor. Ayrıca sitede mevcut olan soyadı haritaları sayesinde kullanıcılar soyadlarının harita üzerinde ülkelere göre dağılımlarını görüntüleyebiliyorlar.

Siteye aile bireylerine ait sadece fotoğraflar değil aile tarihini ilgilendiren tapu senetleri, başarı belgeleri, madalya vesikaları, eski mektuplar vs. gibi her türlü eski doküman yüklenerek online aile arşivi oluşturulabiliyor.

Soy ağacını istediği motifte düzenleyen kullanıcılar bunları yazıcıdan görüntü kalitesi bozulmadan diledikleri ebatta basabilir veya bir matbaada özel olarak bastırabilir ve yakınlarına aile soy ağacı tablosunu hediye edebilirler.

Akrabaonline.com'un standart üyeliği yanında ücretli premium üyeliği de mevcut. Premium üyeler ücretsiz soy ağacı listeleri ve PDF formatındaki soy ağacı tabloları yanında gelişmiş arama ve soy ağacı istatistikleri gibi birçok uygulamadan özel olarak yararlanabilirler. Tanıtım amaçlı olarak şu anda her kullanıcıya premium abonelik avantajlarını 14 gün boyunca ücretsiz deneme imkanı sunuluyor.
Uluslararası sosyal aile ağı dynastree.com yeni eklenen akrabaonline.com projesiyle birlikte şu anda tam 10 dil ve 15 ayrı ülkede ülkeye özgü isimlerle aktif faaliyet göstermekte. Türkiye projesiyle ilgili olarak sitenin kurucuları ve sorumlularından Sven Schmidt “Türkçe versiyonumuzun kısa süre önce yayına başlamasına rağmen Türkiye'de gördüğü ilgiden oldukça memnunuz. Sayfayı akrabalık ilişkilerini dikkate alarak Türkiye için özenle uyarladık ve bu şekilde Türk kullanıcılara daha çok hitap etmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Akrabalarınız ile hemen buluşmak için tıklayınız!

http://www.akrabaonline.com/

Virüs girince yapılması gerekenler


Biyolojik virüsler yaşadıkları ortama ayak uydurmakta ustadırlar. Gün geçtikçe yeni özellikler edinerek, alınan önlemlere karşı bağışıklık sağlarlar. Biyolojik virüsler gibi, dijital virüsler de gün geçtikçe kendisini geliştiriyor, bilgisayarlara sızmanın yollarını arıyorlar. Bilgisayarınıza ne kadar güveniyorsanız güvenin, virüsler sizi bir gün gafil avlayabilir. Bu yazı ile bilgisayarınıza virüs girdiğinde nasıl davranmanız veya davranmamanız gerektiği hakkında birkaç ipucu edinebilirsiniz.

Öncelikle yapmanız gerekenlerle başlayalım:

Ev ağınızdan ayrılın

Bilgisayarınıza virüs bulaştığını fark ettiğiniz an, yapmanız gereken ilk şey bağlı olduğunuz ağdan ayrılmaktır, çünkü sizin bilgisayarınıza bulaşmış olan virüsler ağ aracılığı ile aynı ağa bağlı olan diğer bilgisayarlara da sıçrayabilir. Sadece bir bilgisayarla uğraşmak varken, daha fazla bilgisayarla uğraşmak istemezsiniz herhalde. Ancak İnternete bağlı kalmanız gerekiyorsa ve virüsün diğer bilgisayarlara sıçramasını engellemek istiyorsanız, ağ paylaşımını tamamıyla kapatın. Vista kullanıcıları bunu Ağ Paylaşım Merkezi’nden gerçekleştirebilir. Öncelikle Dosya ve Yazıcı Paylaşımını kapatın. Bunu yapmak için ‘Ağ Bağlantılarım’a girin. Yerel Ağ Bağlantısı’na sağ tıklayın ve Özellikler’e gelin. Genel sekmesinin altında yer alan “Microsoft Ağları için Dosya ve Yazıcı Paylaşımı” kutucuğundaki tiki kaldırın. Daha sonra Bilgisayarım’a girin. Araçlar - Klasör Seçenekleri yolunu izleyin. Açılan pencerede, Görünüm sekmesi altındaki “ Ağ klasörlerini ve yazıcıları otomatik olarak ara” ve “Basit dosya paylaşımını kullan” kutucuklarındaki tikleri kaldırın. Tabii ki bu virüsü etkisiz hale getirecek bir çözüm değil, ancak bu sayede bilgisayarınızı bir nevi karantina altına alarak, virüsün diğer bilgisayarlara sıçramasının önüne geçmiş oluyorsunuz.


Firewall ile İnternet trafiğini kilitleyin

Bilgisayarınıza bulaşan virüsler İnternet'e bağlı olduğunuz sürece kendilerini güncellerler. Bu durum, virüsün bilgisayarınızda gittikçe aktif bir rol oynamasını ve temizlenmesinin zorlaşmasına sebep olur. Şayet üçüncü parti bir güvenlik duvarı (firewall) kullanıyorsanız, İnternet trafiğini kilitleyerek zararlı programların kendilerini güncellemelerini engelleyebilirsiniz. Şayet herhangi bir güvenlik duvarı programınız yoksa görev çubuğunun sağ alt köşesinde yer alan sistem tepsisinde (system tray) bulunan ağ bağlantınızın ikonuna sağ tıklayıp “Devre Dışı Bırak” seçeneğini seçebilirsiniz. Ethernet kablonuzu çıkarmanız da mümkün tabii ki. Ancak bilgisayarınızın İnternet'e erişimini tamamen kesmeden önce, virüs programınızın bütün güncelleştirmelerinin yapılmış olduğundan emin olun. Bilgisayarınızı her daim güncel tutun Bilgisayarınıza bulaşmış olan belalı bir virüs, işletim sisteminizin bir güvenlik açığından faydalanarak sisteme sızmış olabilir. İşletim sistemi yapann firmalar güvenlik açıklarını tespit edip, kapatmak için çok sayıda güncelleştirmeler yayınlıyorlar. Bu yüzden işletim sisteminizin yayınlanmış bütün güvenlik güncelleştirmelerinin yapılmış olduğundan emin olun. Bu herhangi bir açıktan faydalanarak sisteminize sızmış olan bir virüsü etkisiz hale getirebilir.

Virüs programınızı güncelleyin ve sürekli çalışır durumda tutun

Bilgisayara virüs bulaştığında hemen anti-virüs programlarına sarılırız. Bilgisayarınızda virüs taramasına başlamadan önce, anti-virüs yazılımınızın bütün güncelleştirmelerinin yapıldığından emin olun. Daha sonra bilgisayarınızı virüs programınızın ellerine bırakın. Yalnız, burada yüzeysel bir tarama yerine tam sistem taraması yapmanız yazılımın virüsü bulmasını kolaylaştıracaktır. Zira virüs, işletim sisteminin derinliklerine gizlenmiş olabilir. Windows kullanıcıları için AVG Anti-Virüs ön plana çıkarken, Mac kullanıcıları için ClamAV kullanıcıların Mac bilgisayarlarını temiz tutmalarına yardımcı oluyor. İşletim sisteminizi baştan yükleyin Şayet davetsiz misafirinize karşı vermiş olduğunuz savaşa saatlerinizi, günleriniz hatta aylarınızı harcadıysanız son çözüm yolu olarak bilgisayarınıza format atabilirsiniz. Tabii format işlemine geçmeden önce, kaybolmasını istemediğiniz verilerin yedeğini almalısınız. Formattan sonra bilgisayarınızı haftada en az bir kere virüs programınız ile taramanızda fayda var.

Bilgisayarınıza virüs bulaştığında yapmanız gerekenlerin yanı sıra yapmanızın sakıncalı olduğu bazı şeyler de var. İşte bunlardan bazıları:

Kimseye dosya eklediğiniz e-postalar atmayın Bulaşan virüsün yerini belirleyip, temizleyene kadar hiç kimseye dosya eklediğiniz e-postalardan göndermeyin. Şayet virüs, bilgisayarınızdaki dosyalara da sıçramış olabilir. Tabii sizin yolladığınız dosyayı açarak virüs kapan arkadaşınız, hakkınızda hiç iyi şeyler söylemeyebilir. Bilgisayarınıza USB sürücü gibi depolama birimleri takmayın Biliyorsunuz virüslerin yetenekleri gün geçtikçe artıyor. Bilgisayarınıza bulaşmış olan bir virüs, bilgisayarınıza taktığınız bir depolama birimine de bulaşabilir. Sonra bu depolama birimini başka bir bilgisayara bağladığınızda, virüs otomatik olarak USB sürücüden bilgisayara bulaşabilir. Böyle bir zincirleme reaksiyon yaratmak istemezsiniz.

Kredi kartınız veya hesap bilgileriniz ile online alışveriş yapmayın Tahminen bu bir virüsün size vereceği en ağır tahribatlardan biri olacaktır. Zararlı yazılımlar kredi kartı bilgilerinizi veya diğer kişisel bilgilerinizi çalabilirler. Bilgilerinizi ele geçirenler hesabınızı boşaltabilir, sizin adınıza alışveriş yapabilirler. Tabii ki hiç kimse kendi parasıyla, tanımadığı insanlara vur patlasın, çal oynasın tarzı bir eğlence sunmak istemez. Bu yüzden bilgisayarınızdaki virüsün tamamen temizlendiğinden emin olmadan, kişisel bilgilerinizi kesinlikle bir yerde kullanmayın. Kişisel hesaplarınıza girmeyin Bilgisayarınızda virüs varken e-posta hesapları gibi kişisel hesaplarınızı açıp şöyle bir göz atmanız bile şifrenizin çalınmasına sebep olabilir. Bu yüzden bilgisayarınızdaki virüsü temizlemeden, sizin için önemli olan sitelere kişisel bilgilerinizi vererek giriş yapmamanız en sağlıklısı olur. Hemen hemen bütün kullanıcılar en az bir kere virüslerin kurbanı olmuştur. Her ne kadar bilgisayarınızı güvenlik altında tutarsanız tutun, bütün iş tecrübeli olmaktan geçiyor. Nereye tıklayacağınızı bilirseniz telaş edecek bir şey kalmayacaktır.

Bir kahvenin ağır bedeli!


GTA'da yer alan hot cafe adlı, seks görüntüleri içeren gizli bölüm pahallıya mal oldu!

Take Two Interactive'in başı uzun zamandır Grand Theft Auto'nun San Andreas adlı oyunundaki bir hot coffee adlı sıra dışı modu yüzünden dertte. Hatırlayacağınız gibi oyun piyasaya çıktıktan yaklaşık bir yıl sonra keşfedilen hot coffee adlı gizli bir bölümde, oyuncular kendilerini "sıcak bir kahve" içmek için içeri davet eden bir bayan oyun karakteri ile cinsel ilişkiye girebiliyor ve hatta bu bölümü mini bir oyun olarak oynayabiliyorlardı.

Fakat bu mini bölüm ortaya çıktıktan sonra pek çok kızgın aile ve sivil toplum kuruluşu Take Two Interactive'i adeta yaylım ateşine tuttular. Konuyla ilgili olarak uzun zamandır devam eden dava ise nihayet Take Two ve davacıların anlaşmasıyla sona erdi. Take Two Interactive'in yaptığı açıklamaya göre anlaşmanın şartı firmanın davacılara tam olarak 20.115.000 dolar ödemesiydi. Bu haberin Take Two adına sevindirici kısmı ise sigorta şirketinin bu bedelin yaklaşık 15 milyon dolarını ödeyecek olması. Böylece bir bardak kahve Take Two'ya sadece 5 milyon dolarcık bir maliyeti olmuş oldu...