31 Ağustos 2009 Pazartesi

3G modemlere talep artıyor!

30 Temmuzdan sonra dizüstü bilgisayarlarda kullanılan modemlere olan talebin yüksek olduğu, Turkcell VINN 3G modem ve netbook satış rakamının ilk hafta 10 bini aştığı belirtildi.

Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri’nin (3G) kullanılmaya başladığı 30 Temmuzdan sonra dizüstü bilgisayarlarda kullanılan modemlere olan talebin yüksek olduğu, Turkcell VINN 3G modem ve netbook satış rakamının ilk hafta 10 bini aştığı belirtildi.

Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3G teknolojisinin Türkiye’de 30 Temmuzdan bu yana kullanıldığını ve 3G teknolojisini kullanan abone sayısının giderek arttığını söyledi.

Yıl sonuna kadar Turkcell’in 3G abone sayısının 3 milyonu aşacağının tahmin edildiğini ifade eden Develioğlu, 2010 yılında bu rakamın daha da artacağını bildirdi.

Yapılan tanıtımlarla tüketicilerin 3G’yi giderek daha yakından tanıdığını dile getiren Develioğlu, şunları kaydetti:

"Son aylarda gerek basında gerekse reklamlarda yoğun olarak yapılan 3G iletişimi ile Türkiye’de 3G bilinirliği fazlasıyla arttı. 3G deyince ilk akla gelenin görüntülü görüşme olduğu düşünülse de yapılan araştırmalara bakıldığında akla ilk olarak hızlı internetin geldiğini görüyoruz. Pek çok insan hızlı ve rahat internet bağlantısı ve hızlı veri aktarımı için 3G kullanımına başladı. Biz de Turkcell olarak yaptığımız iletişim çalışmalarında bunu sıkça anlatmaya çalışıyoruz."

Bu doğrultuda 3G uyumlu cihazların daha çok satıldığını ve bireysel kadar kurumsal müşterilerin de 3G teknolojisinin sunduğu katma değerli servislere büyük ilgi gösterdiğini vurgulayan Develioğlu, "Turkcell VINN 3G modem ve netbookta satış rakamı ilk hafta 10 bini aştı. Halen yoğun talep alıyoruz. Bireysel ve kurumsal müşterilerimiz, sunduğumuz paketlerle 3G modem sahibi olabiliyor" dedi

Microsoft'tan Top10!

MSRT harıl harıl çalışıyor, Microsoft Top10'u yayınlıyor. Wow hesabınızı çalan trojan de burada!

Microsoft, Malicious Software Removal Tool'dan alınan verilere dayanan yeni bir liste yayınladı. MSRT sürekli güncellenen bir araç ancak ne yazık ki parayla satın alınan anti-malware yazılımlarına göre küçük bir tehdit listesine sahip. Ama Apple'ın listesinden büyük.

İşte MSRT'nin temizlediği zararlı yazılımlar
Virüs ailesi Tehlike sayısı Makine sayısı
Taterf 544,662 463,000
Renos 308,789 228,973
Alureon 249,101 211,441
FakeRean 219,359 162,328
Bancos 173,134 158,152
Koobface 274,769 134,139
Frethog 140,218 132,827
Cutwail 166,284 110,840
Rustock 98,673 90,788
Tibs 93,175 84,081


Dünya sıralaması ve WoW hesabı hırsızı...

Koobface, Bancos ve Renos hafızalarda yer edinmiş tehlikeler arasında yer alıyor. Özellikle de Koobface, Facebook ile olan ilgisi yüzünden, kendisinden daha yaygın malware'lerden daha çok tanınıyor. Taterf için Microsoft tanımı ise "Haritalanmış sürücüler üzerinden yayılarak, popüler online oyunların hesap bilgilerini çalan bir solucan ailesidir." Anlayacağınız çalınan World of Warcraft hesaplarının sorumlusu büyük ölçüde Taterf.

Bu zararlı yazılım ve türevleri sadece WoW'un değil, SilkRoad Online, Knight Online, Ogame, Travian... kısacası akla gelecek her türlü online oyunun şifresini çalabiliyor.

Symantec ve McAfee ise trojan tanımlarında Taterf gibi isimleri kullanmak yerine genel trojan tabrini kullanmakla yetiniyor.

Bu 10 zararlı yazılım toplam 1.776.569 makineden temizlendi. Aşağıdaki listeden toplam sayıları görebilirsiniz.
Dünya sıralaması
Ülke\Bölge Tehlike sayısı Makine sayısı
Amerika 8,750,628 2,183,166
Çin 1,085,140 383,378
Brezilya 737,322 282,152
İngiltere 1,078,540 278,207
Güney Kore 601,646 262,539
Fransa 412,115 156,566
Tayvan 236,047 140,283
İspanya 328,829 133,264
Kanada 433,770 119,885
Meksika 447,841 117,845

Amerika interneti kapatırsa?


Amerikan Senatosu'nun son kararı bütün dünyayı etkiliyor. İşte internetle ilgili yasa tasarısı...

Amerikan senatosunun yeni tasarısı elden geçirildi. Bu tasarı Amerikan başkanı Barack Obama'ya acil durumlarda interneti kapatma gücü verecek. CNet'in ortaya çıkardığı 55 sayfalık tasarı, internet güvenliğiyle ilgili acil durumlarda geçici olarak özel sektör ağlarının kontrolünü Amerikan Başkanı'na verecek.

Üstelik bu ilk değil! Amerikan Senatosu'ndan bir kaynağa göre Amerikan Başkanı Bush, 11 Eylül saldırılarında bütün uçaklar yerde tutulurken buna benzer bir karar verilmişti.

Internet Security Alliance başkanı Larry Clinton'a göre "Senatör Rockefeller'ün düşündüğü yetkiler belli değil. Bu netleşmeden değil tasarıyı desteklemek, özel sektör üzerinde kullanılacak olan yetkileri analiz bile edemeyiz." ISA, Verizon, Verisign, Nortel ve Carnegie Mellon Üniversitesi gibi internetin önemli bir parçası olan şirketleri içeriyor.

Bu tasarının temel sebepleri arasında altyapıya ve özellikle enerji şebekesine internet üzerinden düzenlenebilecek bir saldırı tehdidi yatıyor. İnternet üzerinde tam bir kontrol sağlanamasa da gittikçe arkan hacker tehlikesi karşısında ulusal güvenlik riskleri artıyor.

Bu konuyla ilgili daha önce yaptığımız önemli haberleri de kaçırmayın: Hacker'lar ABD internetini yerle bir etti, Hackerların yeni hedefi.

Dünyada yükselen hack olaylarını ve kaynaklarını ele aldığımız makaleyi de kaçırmayın:
Politik amaçlarla ya da zevk için: Son döneme damga vuran hacker saldırıları mercek altında....

30 Ağustos 2009 Pazar

Haydi, İnternet’i Daha Hızlı Yapalım!


İnternet’te gezinmenin, bir derginin sayfalarını döndürmek kadar hızlı olması mümkün mü? Google, bu konuda yenilikler getirecek, ufuk açıcı öneriler bekliyor. İnternet protokolleri web sitesi yapımı yada tarayıcılar… Google her türlü fikirlerinize açık! Bu konuda bir topluluk oluşmuş durumda, pek çok fikir ve tespit konuşuluyor!

Rakiplerinin giderek güçlenmesi karşısında farklı çüzüm arayışına giren Google sanırım internet hızımızı arttırmaya niyetli. Büyük rekabetlet büyük gelişmeler doğuruyor. Merakla takip ediyoruz.

Bu konudaki açılamaları ve topluluk önerileri görmek için : code.google.com

Google’da Arama Yapmanın Esasları

çalınan MSN hesabınızı geri almanın yolu ve Microsoft’tan hayatî öneriler!

Windows Live Messenger (eski adıyla MSN Messenger) kullanıcılarının en büyük sorunlarından biri, günün birinde şifrelerinin bir şekilde ele geçirilerek, hesaplarının ellerinden kayıp gidivermesidir. Yeni Şafak’a gelen yardım mesajlarından da biliyoruz, birçok kullanıcı, tıkladığı yanlış bir bağlantı ya da virüs içeren bir fotoğrafı kabul etme gibi nedenlerle, Messenger hesaplarının çalınmasıyla karşı karşıya kalıyor. Messenger hesaplarının çalınması sonucu, kullanıcının adına, arkadaş listesine ya da rastgele yerlere mesajlar gönderilmesi, hesabı çalınan kullanıcıyı çok zor durumda bırakabiliyor.

TANIMADIKLARINIZI ASLA EKLEMEYİN

Yeni Şafak’ın aldığı bilgiye göre, Microsoft Türkiye, tanımadığınız kişileri arkadaş listenize eklememenizi ve sizden şifre ya da kullanıcı adınızı isteyen e-postalara güvenmemenizi, tanımadığınız kişilerden gelen e-postaları açmamanızı öneriyor. Buna rağmen hesabınız ele geçirilirse, geri almak için izlemeniz gereken yolu, Microsoft Türkiye’den Emre Tok’tan öğrendim. Messenger kullanıcılarının mağduriyetlerini gidermek için kolları sıvayan şirket, Türkçe olarak bir yardım videosu hazırlamış durumda. Eğer Windows Live Messenger hesabınız başkalarının eline geçtiyse, aşağıdaki videoyu izleyerek nasıl geri alabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Videonun linki
http://video.msn.com/video.aspx/?mkt=TR-TR&tab=G?FDn?FDn%20Videosu&playlist=videoByUuids:uuids:e7f040e1-1e3e-40c2-b06b-2a9fc272c872&showPlaylist=true&from=aa&fg=gtlv2&wa=wsignin1.0

Windows 7 Vista’dan Daha Ucuz Olacak!


Microsoft bugün Windows 7 fiyatlandırmasını kesin olarak duyurdu. Terfi fiyatlarında fiyat değişikliği yok sayılır ancak tam sürüm paketlerinde, özellikle Home Premium sürümünde 40$ civarında bir indirime gidilmiş. Ultimate sürümü ise güncel Vista fiyatları ile aynı. Tabii bu fiyatların çoğu için “yüksek kalmış” yorumunu duyacağız. Zira bu ekonomik ortamda Microsoft’tan daha ciddi indirimler beklemekteydik.


Windows XP ve Vista’yı Windows 7′ye terfi etme konusu
Kullanıcılar, kullandıkları işletim sistemini Windows XP veya Vista’yı Windows 7′yi terfi edebilecekler. Ancak burada birkça husus var:

Windows XP versiyonu ne olursa olsun, eğer elinizdeki kurulum orjinal ise, Windows 7′yi baştan kurmak gerekli. Terfi işlemi yapılamıyor. Kurulum, XP ile aynı bölüme yapılacak.
Vista kullanıcıları için 2 farklı senaryo var:
Örneğin Vista Home Edition’dan Windows 7 Ultimate sürümüne sorunsuz terfi mümkün.
Ancak, Vista Ultimate’den Windows 7 Home Edition’a terfi ederken, temiz kurulum gerekmekte.
32-bit > 64-bit terfilerinde de mutlaka temiz bir kurulum gerekecek.
AB ülkeleri için terfi sürümleri satılmayacak.

Ön Sipariş ile Windows 7 Home Premium: 49.99$
26 Haziran – 11 Temmuz tarihleri arasında Microsoft’un belirlediği ülkelerde ön sipariş ile Windows 7 alan kullanıcılar çok uygun fiyatlara bu işletim sistemine sahip olabilecek.

ABD: Windows 7 Home Premium ($49.99) ve Windows 7 Professional ($99.99)
Kanada: Windows 7 Home Premium ($64.99) ve Windows 7 Professional ($124.99)
Japonya: Windows 7 Home Premium (¥7,407) veWindows 7 Professional (¥14,073)
UK: Windows 7 Home Premium (£49.99) ve Windows 7 Professional (£99.99)
Fransa ve Almanya : Windows 7 Home Premium (€49.99) ve Windows 7 Professional (€109.99)
Amazon ve Microsoft’un online mağazası üzerinden önsipariş vermek mümkün.

Türkçe versiyonda gecikme 1 hafta
OEM sistemlerde verilen Windows 7′nin Türkçe versiyonu, resmi çıkış tarihi olan 22 Ekim’de piyasada olacak. Ancak kutulu windows 7 ürününde ne zaman Türkçe dil opsiyonu görürüz derseniz, bu tarih 31 Ekim olarak gösteriliyor. Kaynak : PCLabs.com.tr

Otomobil deyip geçmeyin!

Kara Şimşek gerçek mi oluyor? Avrupa'lı otomobiller kaza sonrasında bakın neler yapacak...

Her yıl 2500 kazazedenin hayatını kurtaracağı öngörülen bu sistemi tanıyalım...

Avrupa Birliği'nin son dönem üzerinde çalıştığı konulardan biri de trafik kazaları. Birlik içerisinde hazırlanan bir raporda Avrupa sınırlarında meydana gelen kazaların sayısının fazla olmasının yanı sıra, zamanında müdahale edilemediği için meydana gelen can kayıplarının da son derece yüksek olduğunun altı çiziliyor.

Bu rapordan hareketle Avrupa Birliği şimdi herhangi bir kazadan sonra kendiliğinden acil servislere telefon eden arabalar üretilmesini planlıyor. Hatta plana göre bu bir tavsiye değil, zorunluluk olacak.

Avrupa Birliği raporunda bu sisteminin en kısa zamanda kullanıma geçmesi durumunda sadece Avrupa ülkeleri içerisinde her yıl 2500 kazazedenin hayatının kurtulacağı ön görülüyor.

eCall adı verilen sistemin 2014 yılında tüm Avrupa'da standart hale getirilmesi planlanıyor ama aralarında İngiltere, Danimarka, Litvanya, Malta, İrlanda ve Fransa'nın da bulunduğu bazı ülkeler bu sistemin yüksek maliyeti nedeniyle konuya şu aşamada sıcak bakmadıklarını açıkça belirtiyorlar.

Kraliçe'nin Wi-Fi interneti!


Hiç 7.5cm kalınlığında çelik duvarlar içerisinde kablosuz internete bağlanmaya çalıştınız mı?

1936 yılından kalma Queen Mary, okyanusu tam 1001 defa geçmiş bir gemi. Şimdi otel olarak kullanılıyor ve duvarları 7.5 santimetre kalınlığında! Elbette içerisinde kalan konuklara güven veren bir kalınlık. Ancak öte yandan burada kalıp odasında kablosuz internet keyfi yaşamak isteyen kullanıcılar için, bu 7.5 santimlik kalınlık hiç de keyifli olmuyor.

IT bölümü bu gemideki kablolu interneti geçtiğimiz sene kablosuzla değiştirmeye başlamıştı. Kablolu bağlantıdan konuklar pek memnun değildi. Ancak 314 misafir odasını ve neredeyse 25000 metrekarelik alanı Wi-Fi ile kapsamak hiç de kolay olmadı. 7.5 santim kalınlığındaki metal duvarları hiçbir sinyal geçemiyordu. Queen Mary IT Sistem Analizcisi Edgar Stevens'a göre normal Wi-Fi teknolojisiyle bütün gemiyi kablolardan kurtarmak için 90 bağlantı noktası gerekecekti.

Peki sorunu nasıl çözdüler?

Büyük engelleri aşmak...

Bunun yerine Ruckus Wireless'ın esnek sinyal oluşturan teknolojisi kullanılarak engeller aşıldı ve 33 bağlantı noktası bütün gemiye kablosuz interneti yaymaya yetti. Ruckus ZoneFlex 2943 802.11g erişim noktası, antenleriyle Wi-Fi sinyallerini engellerin çevresinden yönlendirebiliyor.

Elbette zamanın sanat şaheseri sayılan bu gemide pek çok zorluk bulunuyor. Gemi limana yanaştığında sahilden kablo çekilebilse de DSL bağlantı için mesafe çok uzak kalıyor. T-1 harlar 1.5Mbps hız için çok yüksek fiyatlı. Bu yüzden gemi internete mikrodalga ile 2Mbps indirme ve 2Mbps yükleme hızıyla bağlanıyor. Bir diğer sorun ise gemide çok az fiş olması. 3G bağlantı ise imkansız.

Bütün bunlara karşın Queen Mary gözde bir tatil mekanı olmayı sürdürüyor. Geminin teknik ekibi sorunlara alternatif çözümler üretmeyi sürdürüyor

Blu-ray'in işi çok zor!


Blu-ray film sektörünü yavaş yavaş ele geçiriyor olabilir; ama PC kullanıcıları aynı görüşte değil.

Rakiplerini bir bir geçmeyi bilen Blu-ray, hala piyasaya hakim olamıyor! Peki, ama neden?

HD-DVD karşısında piyasa savaşını kazanan Blu-ray o gün bugündür piyasanın tek hakimi gibi görünüyor ama bir türlü istediği seviyeye gelemedi.

iSuppli'nin yaptığı bir araştırmaya göre PC'lerde birincil medya DVD ve bu yakın zamanda da değişecek gibi değil. "Peki, Blu-ray PC'ler için ne zaman birincil medya birimi olur?" diye soran iSuppli cevabı da kendince veriyor. "Asla"

"Blu-ray sürücüler piyasada yavaş yavaş payını yükseltse de DVD'nin birincil medya depolama birimi olarak kullanılmasını engelleyemiyor. Belki Blu-ray birçok başarıya imza attı; fakat bu potansiyeli PC pazarında kısıtlı!" Bu sözler iSuppli'nin araştırma sonuçlarından alıntı.

Tahminlere göre 2013 yılında Blu-ray ile birlikte satılacak PC sayısı %16,3 olacak ve bu yükselen bir ivme ile devam edecek.

Solid State disklerin de gün geçtikçe ucuzlaması, Blu-ray'in şansını biraz daha azaltıyor. Kısacası Blu-ray film dünyasında rakipsiz olabilir, ama PC kullanıcılarını cezbetmesi hiç de kolay olmayacak...

29 Ağustos 2009 Cumartesi

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun!


Türkiye’nin ve siz değerli üyelerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramınızı Kutlarız.

28 Ağustos 2009 Cuma

YouTube'dan para kazanmak mümkün

YouTube'da milyonlarca izleyiciye ulaşıp nakit olarak ise havasını alan kullanıcılara reklam payı teklifi geliyor.

İzleyicilerin dikkatini çekip dünya çapında ünlü olan YouTube videolarının sahiplerine para kazanmanın yolu açılıyor. Şirketin dün (25 Ağustos 2009) açıkladığı bir projeye göre, çok sayıda kişinin izlediği videolar, sayfada göserilen reklamlardan pay alabilecek.

Ayrıntıları tam olarak belli değilse de, YouTube Ürün Müdürü Shenaz Zack'in söylediğine göre yüksek izlenme rakamlarına ulaşan videoların sahiplerine gönderilecek bir e-posta, kendilerine küçük çapta bir ortaklık teklif edecek. Bu teklifi kabul eden kullanıcı ise sadece o video için henüz belirtilmeyen bir oranla reklam gelirine ortak olacak.

Şimdilik sadece Amerika için geçerli olan uygulama, YouTube'un reklam geliri açısından dünyanın geri kalanına da muhtaç olduğu düşünülürse çok geçmeden uluslararası bir projeye dönüşse gerek. Türkiye olarak YouTube'u engelliyor olduğumuzdan bu proenin bize pek bir faydası yok tabii. Başbakanımız bunun da etrafından dolaşmanın bir yolunu gösterirse o ayrı.

YouTube tekstil işine girdi


YouTube, internet üzerinden alışveriş yapabileceğimiz bir dükkan açtı. Dükkanda YouTube logolu çeşitli ürünler satılıyor.

Popüler video paylaşım sitesi YouTube, internet üzerinden yeni bir dükkan açtı. YouTube Store adını verdiği dükkanda firma, logosunun basılı olduğu ürünleri satacak. YouTube Store'daki ürünler, piyasa değerlerine yakın fiyatlarda satışa sunuluyor. Örneğin alüminyum su matarası $10'dan satılırken, şapka $8'dan satılıyor.

Google Store adı altında YouTube ürünleri olarak satılan ürünler şık ve kullanıcıyı satın almaya itiyor. Ürünlerin bir diğer özelliği de, hemen hemen hepsinin ekosisteme duyarlı olması ve organik kumaşlardan ya da geri dönüştürülmüş materyallerden elde edilmiş olması.

Hergün 1 Milyon Kişinin Oynadığı Oyun


Bazı oyunlar, kitleleri peşinden sürüklüyor. Bu tür yapımlara en iyi örneklerden biri de, Bungie ve Microsoft’un ortak çalışması…

Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre Bungie'nin Halkla İlişkiler Başkanı Brian Jarrard, geçtiğimiz günlerde IGN'e bir demeç verdi.

Açıklamaya göre, oyun çevrelerinden ortalama 93'lük bir puan alıp büyük başarı gösteren Halo 3'ü hergün 1 milyon kişi oynuyor.

Geliştiriciliğini Bungie, yayıncılığını ise Microsoft Game Studios'un yaptığı Ekim 2007'de sadece Xbox360 için piyasaya çıkan Halo 3, başarılı grafikleri, sesleri, oyun içi atmosferi, yapay zekası ve çoklu oyuncu sistemiyle oyuncuları kendine hayran bırakmıştı.

Ayrıca kendi haritamızı yapmamız ve oyunun hepsini baştan sona izleyebiliyor olma seçeneği çok beğenilmişti.

Microsoft'a ağır suçlama!

Efsanevi oyun stüdyosundan şok suçlama: Microsoft bizi öldürdü! Tüm detaylar burada...

FASA Interactive'in kurucusu Jordan Weisman, Microsoft'u oyun stüdyosunu yok etmekle suçladı. FASA Interactive 1999 yılında Microsoft tarafından satın alınmıştı ve 2007'de de kapatılmıştı.

FASA bir zamanların en iyi bilinen oyun stüdyolarındandı. Crimson Skies ve özellikle de Mechwarrior serisi, bu stüdyonun efsane oyunlarından. Mechwarrior bilgisayar oyunlarında oyuncular dev savaş robotlarını kullanıyordu .Oyunun hikayesi ve geçtiği evren, masaüstünde Battletech olarak biliniyor ve bu evrendeki kahramanların maceralarını konu alan sayısız roman ile engin bir derya. Oyun kültürünün önemli mihenk taşlarından olan Mech Warrior serisi de ne yazık ki FASA'nın kapanmasından payını almıştı.

FASA'nın kapanmasında en son oyunları olan Shadowrun'ın DirectX 10'u şart koşarak sadece Windows Vista'da çalışması da büyük rol oynamıştı. Kolaylıkla DirectX 9'da ve Windows XP'de çalışabilecek bu oyunla oyuncuların büyük kısmı asla tanışamadı.

Weisman'ın FASA'nın kapanışıyla ve Halo'nun yapımcısı Bungie hakkındaki şaşırtıcı açıklamasıysa haberin devamında...

Bir stüdyo nasıl çökertilir?Weisman'ın suçlamalarına dönecek olursak, stüdyonun felaketi Microsoft tarafından satın alınmasıyla başlamıştı. Bu kısmı ondan dinleyelim: "Microsoft bizi iki sebeple aldı, bunlardan ilki sahip olduğumuz marka ve telif haklarına sahip olmak istemesiydi. İkinci sebep ise çok iyi bir oyun geliştirme kültürüne sahip olduğumuzu düşünmesiydi. Ancak stüdyo Microsoft'un yanına taşınınca bu kültür de yok edilmiş oldu."

FASA'nın 60 kişilik ekibi dev şirket tarafından yutulurken, Weisman yaratıcı direktör görevine verilerek 300 kişiden sorumlu kılındı. Weisman bunun sonucunda kendi ekibiyle çalışamaz oldu. FASA ekibi de Microsoft'un yapısı içerisinde işleri alıştıkları şekilde yürütemedi. Stüdyo'nun kültürü ve iyi oyunlar geliştirme kabiliyeti yok oldu.


Bungie'nin başına ne geldi?Weisman'a göre neyse ki Microsoft 2000 yılında Bungie'yi aldığı zaman o, oradaymış. Microsoft yetkililerini asla rahat bırakmayarak Bungie'nin Chicago'dan, şirket binasına taşınmasını engellemeye çalışmış. Bunu başaramasa da Microsoft'a tamamen ters bir şekilde Bungie'nin kendi kapalı bölümlerinin olmasını sağlamış. Duvarlarla Microsoft'un kalanından ayrılan Bungie, kendi kültürünü koruyabildi.

Weisman şimdi yeni Mechwarrior oyunuyla ilgileniyor. Bu oyunu geliştiren Piranha Games sıkı kısıtlamalar altında çalışıyor, çünkü lisans hala Microsoft'un elinde bulunuyor. Oyuncular hem heyecanla yeni oyunu bekliyor, hem de bu açıklamaların Microsoft'tan sert bir tepkiye yol açmamasını, oyunun geliştirilmesine bir darbe vurmamasını diliyor.

Starcraft 2 için imza kampanyası

Starcraft 2'nin yapımcısı Blizzard, geçtiğimiz aylarda oyunu bekleyenlere üzücü bir haber vermişti. Bu haberin ardından oyunun fanatikleri imza kampanyası başlattı.

2010 yılından önce satışa sunulmayacağı açıklanan Starcraft 2, fanatiklerini çok üzmüştü. Kaldı ki oyunun LAN üzerinden oynanamayacağının söylenmesi de tam bir şok etkisi yaratmıştı. Nedeni de, Starcraft oyunu en çok LAN üzerinden oynanması.

Blizzard, korsana karşı önlem olarak yapılan planda, Starcraft 2'yi ancak Battle.net üzerinden oynanabileceğini açıklamıştı. Bu nedenle olsa gerek oyunun fanatikleri seslerini Blizzard'a duyurmak için çok değişik bir yol seçtiler. Blizzard'ın fikrini değiştirmek için imza toplayan fanatikler www.petitiononline.com/mod_perl/signed.cgi?LANSC2 adresinde şimdiden 111 bin imzaya ulaşmış durumda.

Otomobil deyip geçmeyin!

Kara Şimşek gerçek mi oluyor? Avrupa'lı otomobiller kaza sonrasında bakın neler yapacak...

Her yıl 2500 kazazedenin hayatını kurtaracağı öngörülen bu sistemi tanıyalım...

Avrupa Birliği'nin son dönem üzerinde çalıştığı konulardan biri de trafik kazaları. Birlik içerisinde hazırlanan bir raporda Avrupa sınırlarında meydana gelen kazaların sayısının fazla olmasının yanı sıra, zamanında müdahale edilemediği için meydana gelen can kayıplarının da son derece yüksek olduğunun altı çiziliyor.

Bu rapordan hareketle Avrupa Birliği şimdi herhangi bir kazadan sonra kendiliğinden acil servislere telefon eden arabalar üretilmesini planlıyor. Hatta plana göre bu bir tavsiye değil, zorunluluk olacak.

Avrupa Birliği raporunda bu sisteminin en kısa zamanda kullanıma geçmesi durumunda sadece Avrupa ülkeleri içerisinde her yıl 2500 kazazedenin hayatının kurtulacağı ön görülüyor.

eCall adı verilen sistemin 2014 yılında tüm Avrupa'da standart hale getirilmesi planlanıyor ama aralarında İngiltere, Danimarka, Litvanya, Malta, İrlanda ve Fransa'nın da bulunduğu bazı ülkeler bu sistemin yüksek maliyeti nedeniyle konuya şu aşamada sıcak bakmadıklarını açıkça belirtiyorlar.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Oyun oynamak büyüklere yaramıyor


Yapılan bir araştırma, yetişkin bireylerin video oyunları oynamasının birçok zararlı sonucu olduğunu ortaya koydu.

Video oyunu oynamak yediden yetmişe birçok teknoloji kullanıcısının keyf aldığı bir eylem. Peki oyun oynama yaş aralığının yediden yetmişe olması sağlıklı mı?

Amerika merkezli Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi'nin (Disease Control and Prevention Center) yaptığı bir araştırmaya göre, genç bireylerin video oyunu oynamasına nazaran, yetişkin bireylerin oyunlarla içli dışlı olmasının sonuçları daha büyük.

Araştırma, 19-90 yaş arası 50 insan ile Seattle'daki Tacoma şehrinde yapılmış. Araştırmaya göre cinsiyet fark etmeksizin, 30 yaş üstü birinin her gün video oyunu oynaması, şişmanlığa, stres bozukluğuna ve uykusuzluğa sebep oluyor. Sosyal hayatları ise sıfıra yaklaşıyor.

Araştırmaya katılanların %45'i oyun oynayan kesim, geri kalanı ise oynamayan kesime dahil. Oyun oynamayanlarda daha sağlıklı bir yaşam grafiği elde edilmiş.

35 TL'ye telefon olur mu?


Avrupa'da satışa sunulan cep telefonu kredi kartı boyutlarında

Sadece konuşma ve mesaj çekilen cep telefonu kredi kartı boyutlarında. Simvalley PICO RX-80 isimli bu cep telefonu sadece 25 dolar (yani yaklaşık 35 TL)

Telefonun en büyük sorunu ise şarj süresi. 77 dakika giden şarjı için yanınızda yedek batarya bulundurmanız gerekiyor.

Facebook eleman arıyor


Sürekli büyüyen şirketlerden biri olan Facebook, iş arayan bir sürü mühendisin olduğu bu ortamda çalışan sayısını arttırmayı düşünüyor.

Kriz ortamında dünyanın birçok yerinde, çok fazla kişi işsiz kaldı. Bunlara mühendislerde dahil. Ancak gelen krizle beraber her firma batmıyor tabii ki. Hatta öyle firmalar var ki ekonomik kriz onları pek etkilenmiyor bile. Facebook’ta onlardan biri. Sürekli büyüyen şirketlerden biri olan Facebook, iş arayan bir sürü mühendisin olduğu bu ortamda çalışan sayısını arttırmayı düşünüyor.

Facebook 1000 olan çalışan sayısını bu yıl %50 arttıracak. Facebook’un kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg, "Hiç kimse şu dönemde kimseyi işe almıyor. Bizim için mükemmel bir ortam" dedi. Zuckerberg, her şirket gibi masrafları kıstıklarını da söyledi.

Microsoft da Photoshop'ladı!

Microsoft, kendi web sitesini kolayca hazırlamak için yeniden fotoğraflar çekmek yerine küçük bir hileye başvurdu. Bu hileyi fark etmek hiç de zor olmadı.

Microsoft'un her ülkeye özel olarak hazırladığı sitelerde, yerelleştirilmiş içerikler bulundurulmasına da dikkat ediliyor. Fakat Microsoft, siteleri hazırlama ve yerelleştirme konusunda işin biraz kolayına kaçmış gibi görünüyor.
Amerika'daki kullanıcılara sunulan web sitesindeki görselde bulunan siyahî iş adamı, Polonya'daki web sitesi için uygun görülmemiş olacak ki, sıfırdan bir fotoğraf çekmek yerine beyaz tenli bir erkek kafası eklenmiş. Görseldeki kalan tüm detaylar ise aynı.
Kolaya kaçılarak hazırlanan bu görsel, yabancı basında gündeme gelince, Microsoft Polonya ekibi, özür mesajı yayınlayarak fotoğrafı orijinal olarak kullandı.

25 Ağustos 2009 Salı

Teleskop 400. yaşında!

İtalyan astronomu ve filozofu Galilei Galileo, bundan tam 400 yıl önce, 25 Ağustos 1609’da, hem kendisini bilim dünyasında ölümsüzlüğe, hem de başını derde sokan yeni icadı teleskobu Venedikli tacirlere gösterdi.

Mercekli teleskopların atası olarak kabul edilen ve ilk olarak 1608 yılında Hollandalı bir gözlük yapımcısı olan Lippershey tarafından tesadüfen bulunan teleskobu geliştirerek, ilk astronomi gözlemleri için kullanan ve bilim dünyasının hizmetine sunan Galileo’nun teleskobu, uzun bir tüp içine yerleştirilen aynı odağa sahip iki mercekten oluşuyordu. Galileo’nun teleskobunun 400. yıldönümü dolayısıyla Google arama motoru da açılış sayfasına bu teleskobun bir logosunu koyarak, kullanıcılarını bilgilendirmeye çalıştı.

“Win32/Induc.a” virüs tehdidi!

Eset Virüs Laboratuvarı, yeni bir bilgisayar virüsü olan “Win32/Induc.A”nın bireysel bankacılık müşterilerinin bilgilerini çalarak, banka hesaplarını boşaltabileceğini bildirdi.

Nod32 antivirüs programının yaratıcısı Eset’ten yapılan yazılı açıklamada, dünya genelinde hızla yayılan “Win32/Induc.A” isimli yeni bir virüsün, bankalarda, muhasebe ya da stok takibi uygulamalarında kullanılan “Delphi” tabanlı programın kullanıcılarını tehdit ettiği belirtildi. Eset’in, virüsün ortaya çıkmasının ardından ilk 24 saat içerisinde 30 bin etkilenmiş dosya tespit ettiği vurgulanan açıklamada, virüsün çok hızlı yayıldığı ve “Banker-Trojan” diye adlandırılan online bankacılık müşterilerinin bilgilerini çalmaya çalışan bir tür truva atına eklenerek dağıtılmış olabileceği ifade edildi.

Açıklamada, virüsün, bulaştığı bir makinede derlenen tüm uygulamaları aynı şekilde etkilediği, bireysel bankacılık müşterilerinin bilgilerini çalarak, banka hesaplarını boşaltabileceği duyuruldu.

Virüs’ün kendisinin yıkıcı bir özelliğe sahip olmadığı, fakat hızla yayılmak için yenilikçi ve yaygın olmayan teknikler kullandığı belirtildi. Eset Virüs Laboratuvarı Müdürü Juraj Malcho, konuya ilişkin şunları kaydetti:“Düşünülmesi gereken nokta, virüsün tespit edilemediği ve yüksek miktarda bilgisayarı etkilediği zaman dilimi içerisinde etkilenen dosyaların uygulamanın üreticisi tarafından bizzat dağıtılmış olması. ESET’i asıl endişelendiren ise, uygulamayı dağıtan firmanın bu virüsün tespit edilmesini ’false-positive (yanlış tespit)’ olarak değerlendirmesi. Delphi IDE kullanan yazılım geliştiricilerin özellikle dikkat etmesi gereken durum antivirüs programı tarafından tespit edilen ’Win32/Induc.A’ virüsünün yanlış tespit olmadığıdır. Sonuç olarak yasal bir uygulama satın alan son kullanıcı uygulamayı çalıştırdığı anda virüs tehdidi ile karşılaşacaktır. Bilgisayarında Win32/Induc.A tehdidi tespit edilen son kullanıcılar vakit kaybetmeden uygulama geliştiricileri ile irtibat kurmalılar.”
Virüsün ilk örneklerinin Nisan 2009 tarihinde ortaya çıktığının tahmin edildiği dile getirilen açıklamada, Eset’in elindeki bu virüs tarafından etkilenmiş binlerce örnek içerisinde “Win32/Spy.Banker” olarak etiketlenenlerin ağırlıkta olduğu bildirildi.Win32/Spy.Banker’ın çoğunlukla Rus ve Brezilya kökenli bilgisayar kullanıcılarını hedef aldığı ve yayılım ağının diğer ülkelere sıçramasının mümkün olduğu belirtildi.

iPhone'nun Yükselişi Devam Ediyor


Market araştırma firması Gartner'ın istatistiklerine göre, ikinci çeyrekte telefon satışları 41 milyonla geçen yıldan yüzde 27 daha fazla oldu.

Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre iPhone, akıllı telefonlar arasındaki liderliğini sürdürüyor. Gartner'ın araştırma direktörü Carolina Milanesi, akıllı telefon piyasasındaki kullanıcı tercihlerinin artışı ve fiyatlardaki düşüş ile marketin büyüyeceğine inanıyor. Apple 5.400.000 adet ile satış konusundaki liderliğini sürdürüyor. Nokia N97 haziranda piyasadaydı ve çok hoş karşılanmadı, Palm Pre yalnızca 205.000 satıldı.

Nokia'dan sonra BlackBerry'in arkasında yapıcı RIM, Apple ve HTC geliyor. Bu firmaların market paylaşım değerleri sırasıyla yüzde 18.7, yüzde 13.3 ve yüzde 6. Apple'ın paylaşımı ve HTC'nin durumu geçen yılın aynı periyodunda karşılaştırıldığında ve bu yılın ilk çeyreğinde Palm 10. Sırada yer alıyor. Microsoft'un problemi küçük değil. Gartner istatistiklerine göre iPhone OS ve Windows Mobile ilk çeyrekte yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor.

Vodafone’dan, “Fatura Stop” uygulaması

Vodafone Türkiye, 3G servislerinde uyguladığı “Fatura Stop” uygulaması ile fark yarattığı bildirildi.

Vodafone Türkiye’den yapılan açıklamada, Vodafone abonelerinin, 3G servislerini gönül rahatlığıyla kullanabilmesi amacıyla hazırlanan “Fatura Stop” uygulaması ile abonelerin yüksek faturalarla karşılaşmalarına izin verilmediği belirtildi. Konuya ilişkin bir değerlendirmede bulunan Vodafone Türkiye Satış ve Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinan Kızıldağ, şunları kaydetti:

“Müşterilerimizi koruyan ve müşteri memnuniyetini ön plana çıkartan ’Fatura Stop’ ile tavan fiyat uygulamamızla abonelerimizin sürpriz fatura tutarıyla karşılaşmalarına izin vermiyoruz. ’Fatura Stop’ sayesinde, hem ön ödemeli hem faturalı abonelerimiz, standart tarife kullanımlarında ve aylık 250 MB, 1 GB ve 5 GB’lık 3G mobil internet paketi kullanımlarında veri aşımı gerçekleştirdiği taktirde belirlenen tavan fiyatının üzerine hiçbir ek ücret ödemeyerek, limitsiz kullanım imkanına sahip oluyorlar. Özgürce interneti kullanmaya devam ederken, faturalarının tutarına sınır geliyor.” Yapılan açıklamada, “Fatura Stop” ile örneğin, 1GB’lık mobil internet paketinden yararlanan bir Vodafone 3G mobil internet abonesinin, aylık 30 lira ödediği, paket aşım ücreti olarak her 100 MB için 5 lira ödemesi gerektiği, ancak “Fatura Stop” hizmeti sayesinde ne kadar veri kullanırsa kullansın, toplam faturasının hiçbir şekilde ayda 100 lirayı geçmediği bildirildi. Açıklamada, Vodafone abonelerinin bu sayede ayda 100 liraya limitsiz internet kullanma imkanına sahip oldukları ifade edildi.

Cep telefonu kullanıcılarının yüzde 40'ı 3G'ye koşulsuz geçmeyi düşünüyor

Dataprofil'in 75 bin üyesi arasında yaptığı 3G araştırması ilginç sonuçlar ortaya çıkardı.

İnterpromedya Haber Merkezi
25 Ağustos 2009 16:32


İzinli pazarlama şirketi Dataprofil'in yaklaşık 75 bin üyesi arasında yaptığı 3G araştırmasının sonuçları açıklandı.

Sonuçlara göre, cep telefonundan internete bağlananların oranı yüzde 42 çıktı. Cep telefonu kullanıcılarının yüzde 40'ı 3G'ye koşulsuz geçmeyi düşünüyor, yüzde 45'lik bölümü ise geçme kararını ücret tarifesine göre vereceğini belirtiyor. Mevcut telefonu 3G teknolojisine uyumlu olanlar yüzde 60 iken yüzde 7'lik bölüm telefonunun uyumlu olup olmadığından habersiz. 3G uyumlu cep telefonu almayı düşünenlerin oranı yüzde 49 iken, almayı düşünebilirim diyenlerin oranı yüzde 30. 3G modem alarak bilgisayarında da 3G ile internete bağlanmayı düşünenlerin oranı yüzde 37 iken, ücret tarifesi ve yaygınlığına bağlı diyenlerin oranı yüzde 40.

Hibrid ve elektrikli araçlar için yeni girişim

Samsung SDI ve Bosch ortak girişimiyle hibrid ve elektrikli araçlarda kullanılacak lityum-iyon pilleri geliştirmeyi ve üretmeyi amaçlamayan SB LiMotive, BMW için üretime başlıyor.

İnterpromedya Haber Merkezi
24 Ağustos 2009 17:23


Samsung SDI ve Bosch ortak girişimi SB LiMotive, BMW'ye lityum-iyon pil hücreleri üretecek. Alman otomobil üreticisi BMW, "Megacity Vehicle" (Megakent Taşıtı) projesinin bir parçası olarak geliştirilen ilk elektrikli otomobile pil hücrelerini yerleştiriyor. BMW, bu bağlamda beş yıl içerisinde seri üretime geçmesi planlanan sıfır emisyonlu taşıtlar için şimdiden hazırlıklara başlıyor.


Pil üretimi konusunda ortaklığın bir tarafını oluşturan Samsung SDI, halihazırda laptoplarda, cep telefonlarında ve el aletlerinde kullanılmak üzere geniş yelpazede lityum iyon pilleri üretiyor. Güç elektroniği, elektrikli motorlar, aktarma organları ve DC/DC konvertörler alanında geniş çaplı bir teknik bilgiye sahip olan Bosch ise kendi adına lityum iyon teknolojisini otomobilin genel konseptine entegre etmek için kapsamlı sistem kabiliyetiyle katkıda bulunmaya devam ediyor.

Konuyla ilgili olarak görüş bildiren BMW AG kurulu başkanı Norbert Reithofer:"Megakent taşıtının seri üretimine giden yolda verilecek karar, önemli bir dönüm noktası. Taşıtın menzilini ve performansını belirlediği için elektrikli bir taşıtta pil, kilit bir bileşen. SB LiMotive'de bize var olan en iyi teknolojiyi sunan, Alman otomotiv kabiliyetini Kore'nin pil ustalığıyla birleştiren bir tedarikçi bulduk." dedi.

SB LiMotive Başkanı, Young Woo Park: "Şu andan itibaren 2013'e kadar hibrid ve elektrikli otomobiller için lityum iyon hücreleri ve pil sistemleri geliştirmek ve üretmek için 500 milyon ABD doları yatırım yapacağız." ifadesiyle geleceğe dair planlarını dile getirdi. SB LiMotive Başkan Vekili Dr. Joachim Fetzer ise: "Dünya çapındaki bütün pazarların önde gelen hücre ve pil sistemi tedarikçisi olarak hızlı bir şekilde kendimizi kanıtlamayı amaçlıyoruz. 2020 yılında yeni üretilecek 100 milyon taşıtın içinde altı milyon hibrid taşıta ek olarak üç milyon elektrikli ve plug-in hibrid otomobil görmeyi umut ediyoruz." diye konuştu.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Turkcell ödemeli arama

Servisten tüm Turkcell ve Hazır Kart aboneleri faydalanabilir ve tüm Turkcell ve Hazır Kart abonelerini arayabilir. Servisin herhangi bir aboneliği yoktur. İhtiyaç duyulan her zaman bu servis kullanılabilir.
Kontörü bitmiş olan Hazır Kart aboneleri de servisten faydalanarak görüşme başlatabilir.
Ödemeli arama yapmak için, *135* yazdıktan sonra, arayacağınız Turkcell veya Hazır Kart numarasını yazın. Yazdığınız numaranın sonuna # işareti ekleyin ve arama tuşuna basın.
Örnek; *135*053XXXXXXXX#.
ÖdemeliAra kodunu tuşlayarak bir arama başlattığınızda, görüşme hemen başlamaz. Öncelikle aramanız sistem tarafından karşı tarafa istek olarak gönderilir. Aradığınız kişi ödemeli arama talebinizi kabul ederse sizin telefonunuz çalar ve görüşme başlar.
Onaya kadar, telefonunuzda herhangi bir ses sinyali duymazsınız. Ancak telefonunuzun ekranında yazılı bilgilendirme mesajları görürsünüz. Aradığınız kişi görüşme ücretini kendi tarifesi üzerinden öder.
Ödemeli olarak arandığınızda, eğer sizi arayan kişi telefonunuzda kayıtlıysa ismi, kayıtlı değilse numarası ekranınızda görünür.
Cebinizi açtığınızda, ÖdemeliAra size ödemeli arandığınızı ve aramayı kabul ediyorsanız 1 'e, etmiyorsanız 2 'ye basmanızı söyler.

Vodafone Kontör Transferi Nasıl Yapılır ?

Cep aile arasında kontör Transfer numarası :7037
Cep öğrenci arasında kontör Transfer numarası :7038

arayın once sonra kontör yollamak istediğiniz numarayı girin 542******* şeklinde sonrasında göndermek istediğiniz kontör miktarını girip 1 e basın kontörünüz transfer edilmiştir.

Vodafone Cep Aran Nasıl Kullanılır

Vodafone Cep Aran kampanyası ile arandıkça kazan.
Kazandığın kontörlerle dilediğin yönü ara.

Diğer operatörlerden ve sabit hatlardan arandığın her 2 dakika, sana bedava 1 kontör kazandırıyor. Bu kampanya sayesinde ne kadar çok aranırsan, o kadar çok kazanıyorsun! Kazandığın kontör miktarı 5'e ulaşınca, hediye kontörler anında hesabına geçiyor ve bunları istediğin yönü ararken harcıyorsun.

Kazanmaya başlamak için tek yapman gereken ABONE yazıp, 7506'ya SMS göndermek ya da 7506'yı arayarak kayıt olmak.

Kazandığın hediye kontörleri öğrenmek istersen KONTOR yazıp, 7506'ya SMS gönderebilir ya da 7506'yı arayabilirsin.

Esaslar
Yeni abone alımına açılacaktır. Ayrıca, kayıtlı ve yeni kaydolan aboneler de yenilenen Cep Aran Kampanyası'ndan yararlanabilecektir.
Vodafone Cep Aran kampanyasına kayıtlı aboneler, diğer GSM operatörlerinden (yurt içi) ve Türk Telekom'dan aldıkları her 2 dakikalık çağrı karşılığında 1 kontör kazanmaktadır.
Kazanılan kontör miktarı her 5'e ulaştığında abonelerin hesaplarına otomatik olarak yükleme yapılacaktır.
30 gün boyunca 5'e ulaşmayan hediye kontörler silinmektedir.
Kazanılan (yüklenen) kontörler 30 gün boyunca kullanılabilecek, kullanılmayan kontörler ise diğer periyoda devretmeyip geçerliliğini yitirecektir.
Kazanılan hediye kontörler yurtdışı ve özel servisler hariç, abonelerin mevcut tarifeleri üzerinden, yurtiçi Vodafone, Avea, Turkcell ve sabit hat yönlerine aramalarda kullanılabilecektir. SMS ve WAP gibi servislerde kullanılamayacaktır.
Abonelerin tüm bu işlemleri yapabilmeleri için hatlarının "Aktif" durumda olması gerekmektedir. Hattın iptali durumunda promosyon silinecektir.
Kazanılan promosyon kontörler transfer edilemeyecektir.
Kampanyaya sadece diğer abonelerden alınan çağrılar dahildir, anonslar ve sesli mesajlar dahil değildir.
Kampanyadan kazanılan kontörler,
* Vodafone'de indirimli / ücretsiz konuşma şartlarını yerine getirmez,
* Hediye Kontör veya SMS kazandırmaz,
* Aktif kullanım ve bekleme sürelerini değiştirmez.
Hesabını Bilen Tarife aboneleri Vodafone Cep Aran kampanyasından yararlanamamaktadır.
Cep Aran Kampanyası kapsamında alınan çağrılar ve promosyonlar düzenli olarak izlenmekte olup, haksız çağrı alınarak kontör kazanılması durumunda abonelik iptal edilecektir.
Aboneler kazandıkları kontör miktarını mesaj metnine "KONTOR" yazıp 7506'ya ücretsiz kısa mesaj gönderebilir ya da 7506'yı ücretsiz arayıp ilgili menüyü tuşlayıp öğrenebilirler.
Vodafone Cep Aran kampanyasından kalan kontörler *123#4# tuşlayıp arama tuşuna basarak öğrenilebilmektedir.
Cep Aran Kampanyası kapsamında alınan çağrılar ve promosyonlar düzenli olarak izlenmekte olup, haksız çağrı alınarak kontör kazanılması durumunda abonelik iptal edilmektedir. Ayrıca ücretsiz kontör kazanmak amacıyla hattına doğru arama yapmaya zorlayacak olan kötü niyetli kişilere karşı dikkatli olunmalıdır.

Avea da ödemeli arama nasıl yapılır ?


Nasıl ödemeli arayabiliriz ?
Öncelikle 9696 yazıyorsunuz ve ardına da arayacağınız Avea numarasını yazıyorsunuz.Normal bir şekilde arama yapıyorsunuz.
Ör: 96960505XXXXXXX sonra normal arama yapar gibi...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

3G'yi çok sevdik!

30 Temmuzdan sonra 2 milyon 3G abonesine ulaşan Turkcell, yıl sonuna kadar rakamı 3 milyonun üzerine taşımayı hedefliyor.

Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri’nin (3G) kullanılmaya başladığı 30 Temmuzdan sonraki ilk haftanın ardından 2 milyon 3G abonesine ulaşan Turkcell, yıl sonuna kadar rakamı 3 milyonun üzerine taşımayı hedefliyor.

Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, yaptığı açıklamada, firma olarak 5 yıldır hazırlandıkları ve Türkiye’ye gelmesine öncülük ettikleri 3G teknolojisinin 30 Temmuzdan bu yana kullanıldığını söyledi.

3G teknolojisini kullanan abone sayının kısa sürede arttığını ve ilk hafta sonunda 2 milyonu bulduğunu ifade eden Develioğlu, müşterilerinin mevcut tarifelerinde bir değişiklik olmadan, ücretsiz olarak 3G’ye geçtiğini ve bu yeni teknolojiden yararlanmaya başladığını bildirdi.

Develioğlu, 3G teknolojisiyle birlikte mobil internette ulaşılan yüksek hız sayesinde Türkiye’de bireyler ve kurumların kablosuz internet kullanımının yaygınlaştığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"3G ile birlikte aboneler yeni tanıştıkları birçok hizmetten yararlanmaya başladı. Kurumların müşterilerine veya çalışanlarına toplu olarak video gönderebileceği 3G toplu video servisi, 3G saha otomasyon çözümleri, görüntülü yanıt servisi ve işletmelerin güvenlik kameralarını cepten izleyebileceği servisler kurumsal müşterilerimiz tarafından kullanılıyor. Türkiye’de teknolojiye yatkın ve mobil interneti kullanmayı seven genç bir nüfus var. Turkcell müşterilerinin, kendi kullanım alışkanlıklarına ve ihtiyaçlarına uygun 3G servislerini de hemen kullanmaya başlayacaklarına inanıyoruz. Yıl sonuna kadar 3G abone sayımızın 3 milyonu aşmasını bekliyoruz."

Avrupa’da 3G teknolojisinin 2002 yılından beri kullanıldığını ifade eden Develioğlu, "Bugün baktığımızda Avrupa’da 3G abone yaygınlığıortalama yüzde 20 seviyelerinde. İtalya, İspanya gibi genç, dinamik nüfuslarda bu oran yüzde
30’lara çıkmış durumda. Türkiye’de teknolojiyi seven genç bir nüfus var. 2010 yılında kısa sürede Avrupa oranına erişeceğimizi düşünüyoruz’ dedi.

Google arama trendleri, Türkçe hizmet vermeye başladı

Google’ın internet aramalarındaki bölgesel ve tarihsel trendleri herkesin öğrenmesine olanak sağlamak üzere geliştirdiği Google Arama Trendleri (Insights for Search), Türkçe olarak hizmet vermeye başladı.

Google’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Arama Trendleri’nin kullanıcılarına yönelik başlattığı iki yeni hizmeti de bulunuyor. Yeni hizmetler sayesinde, şimdiye kadar yapılmış tüm arama verilerinden yola çıkarak gelecekte olması muhtemel arama trendlerini öngörebilmek mümkün olacak ve hangi terimlerin hangi zaman dilimlerinde daha popüler oldukları ve sonrasında bu trendlerin nasıl değişim gösterdiği, Insights içerisinde yer alan hareketli harita özelliği sayesinde gözlemlenebilecek. Hareketli haritalar, kullanıcılara arama eğilimlerinin değişik bölgelerde zaman içerisinde geçirdikleri değişimleri inceleme olanağı sunacak. Arama Trendleri’nin geliştirildiği Google İsrail Ar-Ge Merkezi Direktörü Yossi Matias, Arama Trendleri’nin, “değişen zamanın ruhuna göz atabilmeyi mümkün kılan araç” olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Dünya üzerinde yapılan tüm aramalara baktığınızda, nerelerde ve hangi zaman aralıklarında insanlara nelerin ilginç geldiğinin ipuçlarını bulabilirsiniz. Değişen trendleri doğru anlamak ve analiz etmek tüm insanlara, özellikle de reklamcı ve pazarlamacılara dünyamız hakkında çok geniş bir bilgi kaynağı sunmaktadır.”

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları TOSHIBA G450 3G Toshiba G450


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları
TOSHIBA G450 3G Toshiba G450 3G, cep telefonu, mp3 çalar, USB bellek (160 MB) ve HSDPA modem işlevlerini gören bir cihaz. Oldukça küçük ve şık bir tasarıma sahip olan G450 sadece 57 gram ağırlığında. Toshiba G450, bilgisayara USB'den bağlanıp şarj olabiliyor. Bu ürün, diz üstü sistemlerini USB arabiriminden Internet'e (3G teknolojisi sayesinde) bağlayabiliyor. 200 Saat bekleme ve 140 dakika konuşma süresine sahip olan G450, küçük bir ekrana (OLED) sahip.259 TL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları SONY ERICSSON W910i


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları
SONY ERICSSON W910i Sony Ericsson'un Walkman ailesinin gelen W910i, telefon, müzik, 3D oyunlar, video ve yüksek hızda Internet erişimi için tasarlandı. Sallayarak kontrol veya ruh halinize göre şarkı seçen SenseMe uygulaması, W910i'ye önemli bir fark katıyor. 2 MP kamera, Bluetooth, Radyo ve 1 GByte bellek ile birlikte gelen W910i, WLAN teknolojisini desteklemiyor. 99 x 50 x 12.5 mm boyut ve 86 gr ağırlığında olan bu ürün, 9 saat konuşma süresine sahip.388 YTL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları SONY ERICSSON T700


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları

SONY ERICSSON T700 İnceliği ile dikkat çeken T700, göz kamaştırıcı tasarımıyla ilgi çekiyor. 3.2 MP kamera, 2 inç renkli ekran, FM radyo, Bluetooth ve fener fonksiyonu ile fark yaratan T700, HSDPA desteği sayesinde MSN gibi mesajlaşma programlarını çalıştırabiliyor veya Google Maps uygulaması sayesinde, operatörünüzden gelen konum bilgisini harita üzerine gösteriyor. 104 x 48 x 10 mm boyut ve 78 gram ağırlığında olan bu telefon 370 saat bekleme süresine (9,5 saat konuşma) sahip. 398

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları SAMSUNG I200


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları
SAMSUNG I200 Bu telefon, kendisini sahip olduğu işletim sistemi sayesinde farklılaştırıyor. Windows Mobile 6 işletim sistemine sahip olan i200, 2MP kamera, 2.3 inç TFT ekran, HSDPA ve Bluetooth teknolojilerini üzerinde barındırıyor. Desteklenen uygulamalarla avantaj yaratan Samsung i200, ne yazık ki W-LAN teknolojisi ile donatılmamış. 11.8 mm'lik kalınlık ve 103 gram'lık ağırlık, i200'ü gömlek cebinizde taşımasını sağlıyor. Push mail teknolojisini destekleyen ve Office dokümanlarını açabilen Samsung uygun fiyatıyla da göze çarpıyor.338 TL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları NOKIA N78


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları
NOKIA N78 GPS, FM alıcı/verici, W-LAN, HSDPA, Bluetooth ve 3.2 MP kamera. Nokia N78 ile birçok isteğinizi rahatlıkla yerine getirmeniz mümkün. Sybian işletim sisteminin sunduğu kolaylık, mültimedya fonksiyonlarını rahatlıkla erişmenizi sağlıyor. 26 adet farklı profil'e sahip olan N78, XP işletim sistemine sürücüsüz kuruluyor. Carl Zeis lens sayesinde resimler oldukça kaliteli. Ön tarafta video görüşme yapabilmek için ikinci bir kamera yer alıyor. N78, ne yazık ki bir flaş'a sahip değil. Buna ek olarak tuş takımı daha iyi olabilirdi. 113 x 49 x 15.1 mm boyut ve 101 gram ağırlığında olan bu ürün, 320 saat bekleme ve 4 saat konuşma sürelerine sahip. 422 TL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları NOKIA 5320 XPRESSMUSIC


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları

NOKIA 5320 XPRESSMUSIC Nokia 5320 XpressMusic üstün müzik deneyimini yenilikçi tasarımlarla bir araya getiriyor. Şık tasarımıyla dikkat çeken Nokia 5320 XpressMusic 3.5 mm'lik ses çıkışı, 24 saate kadar müzik çalabilmesi, mükemmel ses kalitesi, 8 GByte'a kadar genişletilebilen hafıza, HS-USB ile müzik içeriklerinin hızlı transfer edilebilmesi ve HSDPA ile Internet'e hızlıca erişebilmesi ile göze çarpıyor. Ürünün diğer bir özelliği, sahip olduğu N-Gage oyun tuşları sayesinde gerçek bir N-Gage deneyimi yaşatması. 250 saat bekleme süresi ve 3.5 saat konuşma süresine sahip olan bu ürün, 90 gr ağırlığında ve 108 x 46 x 15 mm boyutunda. 463 TL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları NOKIA E51


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları

NOKIA E51 Şık, ince ve güncel teknolojilerle donatılmış. Nokia E51, HSDPA, W-LAN ve Bluetooth desteğinin yanı sıra 2 MP kamera ve radyo desteği de sunuyor. E-mail ve Internet'de gezinmek E51 ile oldukça basit. Benzer bir durum adres defterini veya dijital içerikleri bilgisayara aktarmak için de geçerli. Nokia E51, oldukça rahat bir kullanıma sahip. 310 saat bekleme ve 4 saat çalışma süresi sunan bu ürün, sadece 100 gr ağırlığında.372 TL

500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları


500 TL'den ucuz 3G'li cep telefonları

NOKIA 6220 Classic Dış görünüşe aldanmayın. Nokia 6220 Classic ilk bakışta oldukça normal bir cep telefonu gibi görünüyor. Plastik yapı ve klasik tasarım hiçbir şekilde ilgi çekmiyor. Oysa Nokia 6220 Classic'te kullanılan teknolojiler birçok üründe yok. GPS, HSDPA, Xenon flaşlı 5 MP kamera (Carl Zeis lens), FM Radyo, Video kayıt (640x480) ve Bluetooth. Nokia 6220 Classic'te tek eksik olan W-Lan desteği. Buna karşın Internet tarayıcısı oldukça başarılı. Menü gayet kolay. Bilgisayar ile bağlantı hemen kuruluyor. Dosya transferleri hızlı ve zahmetsizce yapılabiliyor. 2.2 inç renkli ekranı sayesinde oldukça iyi görüntü veren Nokia 6220 Classic, 250 saat bekleme süresine sahip. Video ve resim kalitesi oldukça başarılı.379 TL

Kablosuz teknolojiden mucize ürünler geliyor

Günümüz teknolojisinde giderek artan bir trend olan Wi-Fi ve Wimax teknolojileri, Ar-Ge merkezlerinin de gözdesi.

Birçok teknoloji ürününün temelinin atıldığı Silikon Vadisi'nde üzerinde çalışılan yeni ürünlerin de daha çok bu teknolojiler üzerinde olduğu görülüyor. Buna göre tek bir parmak hareketiyle bir dosyayı cep telefonundan PC'ye aktarabilen ürünlerden, sesli komutla internette arama yapan cihazlara kadar yeni birçok ürün bulunuyor.

ilişim şirketlerinin beşiği olan ABD'de California Eyaleti'ndeki Silikon Vadisi; üniversiteleri, Ar-Ge merkezlerini ve bu kurumlarla işbirliği-ortaklık şeklinde faaliyet yürüten birçok şirketi barındıran bir bölge.

Birçok şirketin pazara yeni çıkaracağı ürünleri yaratan beyin ekibinin çalıştığı araştırma merkezlerinde, gelecekte kullanacağımız yüzlerce teknolojik hizmetin temelleri atılıyor. Geçtiğimiz hafta Silikon Vadileri'nin en eskilerinden olan California'daki Santa Clara bölgesindeki izlenimlerimiz, teknolojide nereye doğru gidildiğine ilişkin çarpıcı ipuçlarını kapsıyor. İntel'in Research@İntel Day etkinliğini takip etmek için gittiğimiz Santa Clara'da, yeni birçok teknolojinin oluşturulduğu araştırma merkezleri ve laboratuarları gezdik. Ancak yeni teknolojileri ve ürünleri geçmeden önce bir Silikon Vadisi manzarası çizmekte fayda var.

70 yıllık geçmişi olan Silikon Vadisi'nin ilk başlangıç tohumlarını atan 1939'da kumlan Hevvlett and Packard (HP) olmuş. HP'den sonra dünyanın ilk teknoparkı da San Francisco'nun hemen güneyinde San Jose, Palo Alto, Santa Clara, Sunnyvale, Fremont gibi küçük yerleşim birimleri arasında oluştu.

Bu oluşumda, bölgenin en önemli üniversitesi Stanford'un rektörü Profesör Frederick Emmons Terman'ın katkısının çok büyük olduğu biliniyor. Çünkü üniversite mezunu gençlere başlangıç sermayesi vermeyi akıl ederek, onları şirket kurmaya ikna etmiş. Bundan yararlanan ilk öğrencileri de William Reddington Hewlett ve David Packard olmuş.

Şirketlerini evin arkasındaki garajda kuran bu iki öğlencinin üniversiteninin uzantısı olarak başlayan bu şirketleşme girişimi, o bölgeyi 1951'den itibaren bir teknoloji parkına dönüştürme lokomotifi oldu. Silikon Vadisi'nin bugününe ait verilerine göre bölgedeki şirketlerde 1 milyon 381 bin kişi çalışıyor. Silikon Vadisi, ABD milli gelirinin yüzde 2. Tini, California milli gelirinin ise yüzde 16'smı üretiyor.

TREND KABLOSUZ TEKNOLOJİLER
Silikon Vadisi'nde şu günlerde ise birçok büyük bilişim şirketinin araştırma merkezi bulunuyor. Son zamanlardaki araştırma trendi ise mobilite ve kablosuz internet teknolojisiyle yaratılan farklı uygulamalar olarak öne çıkıyor.
Dünyada Türkiye'nin aksine kablosuz internet olarak adlandırılan Wi-Fi ve Wimax teknolojileri çoktan istenilen yaygınlığa ulaştı. Böylece kablosuz teknoloji ve mobil cihazlarla ortaklaşa yapılan uygulamalar da farklı boyutlara geldi, intel'in de araştırmalarında yeni teknolojilerini kablosuz internet üzerinden fotoğraf makinesi, TV, PC, cep telefonları gibi birçok cihazın, birbirine bağlanabilmesi üzerine yapüğı görülüyor. Dünyada da böyle bir trend söz konusu. Kablosuz internet geliştikçe ve yaygınlaştıkça biz de evimizdeki ya da ofisimizdeki ayrı ayrı kablolarla aktardığımız fotoğraf ya da belgeleri tek bir tuşla aktarma şansı yakalayabileceğiz. Araştırma merkezlerinde oluşturulan yeni teknolojilerden belli başlı ilginç ürünleri derledik. Bu ürünler şu aşamada demo halinde ama 2010 yılı sonuna kadar pazarda yer bulması bekleniyor.

GELECEĞİN KABLOSUZ 6 TEKNOLOJİSİ

SES KOMUTLU ARAMA (SPEECH RECOGNİTİON)
İnternetten bilgi arama artık neredeyse her an yaptığımız bir faaliyet haline geldi. Aramalara yeni bir boyut ise ses komutuyla geldi. Konuşma yoluyla internette arama yapma olanağı sağlayan bu sistem, içine kurulu yazılımın yardımıyla ve
video kamerasıyla yüzünüzü tanıyor, ağız hareketlerinize göre komutları algılıyor. Böylece internette örneğin Google'da aramak istediğiniz bir konuyu söylediğinizde anında ekrana tüm bilgileri getiriyor. Sistem ayrıca Windows 7 ile de uyumlu.

OTURDUĞUNUZ YERDEN YÖNETİN (NATURAL İNTERFACES FOR THE LİVİNG ROOM)
Oturma odalarında bulunan cihazlarınız için tasarlanmış bu ürün, televizyon ile set-top-box (bir vericiden ya da ağdan yayının alınabilmesi için ihtiyaç duyulan elektronik cihaz) arasındaki koordinasyonu sağlanıyor. Bu ürün, taşınabilir internet aracı Mobile İnternet Device'lar (MID) temelinde yapılandırılmış. Bu ürünle MID üzerinden video ve fotoğraflarınızı televizyonunuza ve bilgisayarınıza internet teknolojisiyle direkt aktarım yapabiliyorsunuz. Yani aktarım için kabloya gerek kalmıyor. Hem de bunu MID cihazınızı sallama ve konuşma komutuyla da yapabilme olanağı bulunuyor.

BİR FOTOĞRAF KARESİYLE ANINDA BİLGİ (MOBİLE AUGMENTED REALİTY)
Mobil internet cihazlarında kullanılan bu ürün, internetten bilgi edinmeye farklı bir boyut getiriyor. İnternet mobil cihazınızla herhangi bir tarihi eserin, önemli bir bina veya yapının fotoğrafını çekmeniz onunla ilgili anında milyonlarca bilgiye ulaşmanız için yeterli çünkü. İntel atom uygulamasıyla kullanılan bu sistemde şu an için 1500 yapı ve eserin fotoğrafı mevcut. Bu sistem sayesinde bir seyahat esnasında önünden geçerken merak ettiğiniz bir yapının fotoğrafını çektiğiniz anda mobil internet cihazınızda o yapıyla ilgili tüm bilgiler anında arka
arkaya çıkıyor. Bu bilgiler internet ansiklopedisi Wİkipedia tarafından sağlanıyor.

İKİ BİLGİSAYARLA ANINDA GÖRÜNTÜ (PARALLEL COMPUTİNG)
Bu ürün ayrı yerlerdeki iki bilgisayar arasında gerçek zamanlı fiziksel aktivite sağlıyor. Üç boyutlu teknolojiye sahip kamerayla birlikte görüntülü görüşme olanağı sağlayan bu sistemde karşılıklı tüm hareketler direkt olarak bilgisayarda görünebiliyor. Böylece gerçekçi bir görüntü ve ses sağlanabiliyor. En çok da üç boyutlu oyunlar için ideal olan bu sistem ayrıca rehabilitasyon, spor aktiviteleri, dans, video konferans gibi konularda kullanılmak için ideal.

BİR PARMAK HAREKETİYLE AKTARMA (CSLL COMPOSİTİON AND COLLABORATİVE OFFİCE)
Bu ürünle ofisteki tüm cihazlar birbiriyle koordineli olarak çalışıyor. MID, PC, televizyon arasında tüm dosyaları ekrandan aktarabiliyorsunuz. Bilgisayarınıza, televizyonunuza ya da mobil cihazınıza kurduğunuz sistemle bir parmak hareketiyle
bilgisayardaki dosyayı mobil cihazınıza, oradan televizyona
aktarabiliyorsunuz. Örneğin bir sunum yaparken cep telefonunuzdaki bir çalışmanızı anında bir hareketle televizyona aktarabilir böylece herkese bunu aynı anda gösterebilirsiniz.

SINIFLAR İÇİN ÇOCUK BİLGİSAYARI
Çoğu sınıfta artık çocuklar ClassMate PC'Ier üzerinden çalışma yapıyor. İşte şimdi yeni teknoloji bunu daha da öteye götürecek bir sistem yapmış. Buna göre her bir öğrencinin bilgisayarında ortak bir ağ var, bu hem öğretmenin bilgisayarına hem de projektör tahtaya bağlı. Öğretmen bir öğrencinin o anda çalışmasında ne aşamaya geldiğini ya da bitirdiği ödevini tahtaya aktarmasını söylediğinde öğrencinin bilgisayarındaki dosyası mouse'yla masaüstündeki tahta bağlantısına götürmesi yeterli olacak.

Cep telefonu çocuk oyuncağı oldu

12 ile 17 yaş arasındaki gençler arasında yapılan ankette cep telefonuna sahip olma yaşının iyice düştüğü ortaya çıktı. Peki bu çocuklar cep telefonunu ne yapıyorlar?

Pew Internet & Life Project'in yaptığı bir anket çalışmasında gençler arasında cep telefonu kullanım oranın her geçen gün daha da arttığı sonucu elde edildi. 2134 kişi arasında yapılan ankette, 12 ile 17 yaş arasındaki gençlerin %71'inin cep telefonu sahibi olduğu ortaya çıktı. 2004 yılında aynı araştırmanın sonucunda bu oran %50 çıkmıştı. Yeni yapılan çalışmada yetişkinler arasında cep telefonu kullanım oranının da %77 çıktığı belirtildi.

Gençler arasında cep telefonu kullanım oranına yaş aralıkları açısından bakıldığında çok daha ilginç sonuçlar çıkıyor. Örneğin, 12 ve 13 yaşındaki gençler arasında cep telefonuna sahip olma oranı araştırmaya göre %52 çıkıyor. Bu da daha çocuk sayılabilecek yaşta olanların yarısından fazlasının cep telefonu kullandığı anlamına geliyor. Araştırmadan gençler arasında yaş ilerledikçe cep telefonu kullanım oranının arttığı sonucu da çıkıyor. 13 yaşındaki katılımcıların %52'si cep telefonuna sahipken, 17 yaşına gelindiğinde bu oran %82'ye ulaşıyor.

Herkes SMS atıyor

Gençlerin cep telefonuyla en sık yaptığı eylemin kısa mesaj göndermek olduğunun ortaya çıktığı araştırmada, katılımcıların %38'inin hergün mutlaka en az bir kısa mesaj gönderdikleri belirtildi. Bu eylemlerin de yaş arttıkça daha sıklaştığı ortaya çıkan sonuçlardan biri.

17 yaşındakilerin %70'i hergün telefonla konuşurken, 13 yaşındakilerin sadece %28'i bunu yapıyor. Ayrıca mesaj gönderme konusunda da 17 yaşındakilerin %51'i hergün mesaj atarken, 13 yaşında bu oran %14'e düşüyor. Bu sonuçlar da 12 - 13 yaşındakilerin cep telefonuna aslında pek de ihtiyacı olmadığını ortaya koyuyor.

En popüler cihaz

Cep telefonu sahiplerinin ekonomik durumunu da araştıran çalışmada, şaşırtıcı olmayacak şekilde daha fazla gelire sahip aileler arasında cep telefonu kullanma oranı daha yüksek çıktı. Yılda 30000 $'dan az gelir elde eden ailelerde cep telefonu kullanım oranı %62, 30000 $ - 50000 $ arasında %63 çıkarken, 75000 $'dan fazla kazanan ailelerde oran %79'a ulaştı.

Kullanım yaşının bu kadar düşmesine rağmen yine de cep telefonları gençler arasındaki en popüler cihazlar değiller. Gençler arasındaki en popüler cihaz, %78'inin sahip olduğu oyun konsolları. İkinci sırada katılımcıların %74'ünün sahip olduğunu belirttiği MP3 çalarlar bulunuyor. Bilgisayar sahibi olma oranı ankete katılan gençler arasında sadece %60'ta kalıyor.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

İframe Virüsünden Kurtulma Yolları

Birçok kişinin bildiği üzere iframe virüsleri webmasterlerin belası. Bu yazımda iframe virüslerinden nasıl kurtulabileceğinizden bahsedeceğim. Sitenize iframe virüsü bulaştı ise ilk önce FTP şifrenizi değiştirin. Yeni FTP şifrenizin içerisinde + , < , “ , % , $ , ) , = , & gibi ifadeler kullanmanızı da öneririm. Daha sonra yakın bir zamana ait yedeğiniz varsa FTP’nizden tüm dosyalarınızı silip yedeğinizi yükleyin. Eğer yedeğiniz yok ise temizlemeye başlıyorsunuz. Tüm FTP’niz de ki dosyaları bilgisayarınıza indirin. Ve tüm dosyalarınızın içerisindeki < iframe> Kaynağı görüntüle diyerek “iframe” kelimesini taratın. Eğer iframe ile ilgili hiçbirşey bulmadıysa sorununuz çözülmüştür.Birkaç gün veya 1 hafta sonra baktığınızda yine sitenize iframe virüsleri girmiş ise bilgisayarınıza kesinlikle format atmanızı tavsiye ederim.Formatınızı attıktan sonra iframe virüslerinden korunmak için aşağıdakileri yapabilirsiniz.* FTP , Cpanel gibi şifrelerinizi kimseyle paylaşmayın.* Bilgisayarınıza kaliteli bir antivirüs programı kurun. (Kaspersky, Panda gibi...)* FTP programı olarak Cute FTP’yi kullanmayın. (Filezilla FTP programını öneririm.)Ve son olarak her 10-15 günde bir sitenizin yedeğini mutlaka alınız. Umarım yardımcı olabilmişimdir
Kaynak:
http://www.gokhanoncu.com/iframe-vir...asamalari.html

14 Ağustos 2009 Cuma

iPhone önce tısladı sonra patladı!


APPLE şirketine ait iPod’un ardından, iPhone telefonunun patlaması kullanıcıları ürkütmeye başladı.

Britanya’dan sonra Fransa’da bir genç, kız arkadaşının iPhone’unun aniden paramparça olması sonucu az daha gözünden oluyordu. Gencin annesinin verdiği bilgiye göre, iPhone’un tıslama sesi çıkarmasının ardından aniden kırılan ekranı havaya dağıldı. Çocuğunun gözünün yaralandığını söyleyen Marie-Dominique Kolega, Apple şirketiyle temasa geçtiğini belirtti. Apple’ın, aileye, gizli tutulacak bir anlaşmayı imzalaması koşuluyla, kızın telefon parasını iade etmeyi önerdiği bildirildi. Birkaç hafta önce de İngiltere’de 11 yaşındaki bir kızın iPod’u patlamıştı, olay büyük gürültü koparmıştı.

Nokia ve Microsoft kanka oldu!

güncellenme zamanı 14.8.2009

* Haberi tek sayfada göster
* Habere yorum yaz
* Arkadaşına gönder
* Sitene ekle
* Sayfayı yazdır
* RSS
* Cepten oku
* Bize Ulaşın

haberi paylaş

* Facebook
* Google
* Yahoo
* Mixx
* Digg
* StumbleUpon
* Del.icio.us
* reddit
* Twitter
* Myspace
* friend feed

Blog yaz, haberi yorumla!
Web siteni ekle, Günün Sitesi yarışmasına
sen de aday ol!
HABERİN ETİKETLERİ

* Apple Nokia iPhone Google Microsoft BlackBerry
* Sen de etiket ekle!
gönder

milliyet.com.tr hep yanınızda

* + Haberci ile bilgisayarında oku
* + Sitene ekle ile haberleri sitende göster
* + SMS ile cebine gelsin
* + İnternet ile cepten oku

Nokia ve Microsoft, Nokia telefonlara Microsoft Office uygulamaları getirmek üzere anlaştı

Beklenen haber geldi ve Microsoft ile Nokia, Nokia telefonlara Microsoft Office getirmek üzere anlaştıklarını açıkladı.

Anlaşma sayesinde, Microsoft Office uygulamaları Windows Mobile'la kısıtlı kalmaktan kurtularak, dünya telefon piyasasının yüzde 40'dan fazlasını oluşturan Nokia telefonlarına yayılacak. Nokia akıllı telefonlarda da Word, Excel ve PowerPoint'in mobil sürümleri bulunacak.

Şirket yetkilileri, kurdukları birliğin amacının, akıllı telefon piyasasını sıkıca kavramış, her biri birer mini ofis olan BlackBerry'lerle yarışmak olduğunu, isim vererek belirtti. Göze kestirilen diğer rakipler ise, elbette Apple iPhone ve Google'ın çevrimiçi Google Docs uygulamaları.

Ancak her iki firma da kendi işletim sistemlerine sadık kalacaklarını ve Nokia'nın Windows Mobile'lı, Microsodft'un Symbian'lı ürünler çıkarmayacağını özellikle vurguladı.

Teknolojik hırsızlar dudak uçuklattı...

Ümit TÜRK / İSTANBUL DHA

Şişli'de, sinyal kesici kumandalarla (jammer) araçlardan hırsızlık yaptıkları öne sürülen iki kişi suçüstü yakalandı. Araçlarından inen vatandaşların uzaktan kumandalarına basmalarına rağmen sinyal kesici cihaz kullanarak hırsızlık yaptıkları belirtilen zanlılar, adliyeye sevk edildi. Yetkililer, araçlarından indikten sonra uzaktan kumandalarına bassalar dahi kapıların kilitlenip kilitlenmediğini kontrol etmeleri konusunda sürücüleri uyardı.

Kuştepe'de sinyal kesici (jammer) cihazı kullanarak araçlardan hırsızlık yaptıkları öne sürülen Ahmet U. (24) ve Beytullah K. (36) yakalandı. Önleyici Hizmetler Büro Amirliği ekipleri tarafından suçüstü yakalandıkları belirtilen şahısların üst aramasında 2 adet sinyal kesici kumanda bulundu. Kuştepe Karakolu'na getirilen şahısların çok sayıda sabıkası olduğu belirtildi. Şahısların otomobillerinden inen vatandaşları takip ederek uzaktan kumandaları ile araçlarını kapattıkları sırada sinyal kesici aleti kullandıkları ve bu sayede kapıları açık bıraktıkları öğrenildi. Polis yetkilileri araç sahiplerini uyararak, kumanda ile kapıları kapattıklarında kontrol etmelerini istedi. Şahıslar, işlemlerinin tamamlanmasının ardından Şişli Adliyesi'ne çıkartıldı. Ekip otosuna bindirilen şahıslar suçlamaları kabul etmedi.

Google ve Facebook'a saldırdılar!

Milyonlarca internet kullanıcısı siber saldırıya uğradı... Google ve Facebook yaptıkları açıklamayla saldırıları doğruladı

Sanal alemin iki devi Google ve Facebook siber saldırıya uğradı. Saldırılar Twitter ile Livejournal’ı da hedef aldı.

Milyonlarca internet kullanıcısını etkileyen ve dün gerçekleşen siber saldırılar yüzünden Twitter’ın iki saat boyunca kapandığı doğrulandı.

Daha sonraki açıklamalarda da bazı Google siteleri ile blog servisi Livejournal’ın hedef alındığı bildirildi.

ŞİRKETİN GÜVENLİK SİSTEMLERİ GOOGLE'U KURTARDI

Saldırılardan sonra Google yetkilileri bir açıklama yaparak, şirketin güvenlik sistemlerinin sitenin çökmesini engellediğini açıkladı. Şirketten hangi servislerin hedef alındığı yönünde bilgi verilmedi ancak Gmail ve video paylaşım sitesi YouTube’un hedef alındığı tahmin ediliyor.

Google yetkilisi, saldırılardan etkilenen diğer sitelerin yöneticileri ile araştırılma yapılması konusunda işbirliği halinde olduklarını söyledi.

FACEBBOOK'TAN AÇIKLAMA: DATALAR GÜVENDE

Google’dan sonra bir açıklama da Facebook’dan geldi. Servisin durudurulmasına yönelik bir saldırının söz konusu olduğunu doğrulayan Facebook yetkilileri, sitede herhangi bir hasarın tespit edilmediğini açıkladı. Facebook yetkilisi, “Bazı kullanıcılarımız gecikme yaşadı. En çok merak edilen soru, kullanıcılarımızın datalarının güvende olup olmadığı sorusuydu. Bu konuda içleri rahat olabilirler, datalar hakkında bir risk sözkonusu değil ve erişim tam kapasiteyle sağlanıyor” dedi.

TWITTER’A 2 SAAT ERİŞİLEMEDİ

Saldırılardan en çok etkilenen site Twitter oldu. Dün 2 saat boyunca Twitter’a erişim sağlanamadı, bugün de zaman zaman benzer sorunlar yaşanıyor.

Sitenin kurucularından Biz Stone kendi blogunda “Twitter, saldırılardan etkilenen diğer şirket ve sitelerle yakın koordinasyon içinde” diyerek kullanıcılarını rahatlatmaya çalıştı

Hans Christian Ørsted

thumb Hans Christian Ørsted, (d. 14 Ağustos 1777 – ö. 9 Mart 1851). Danimarkalı profesör, fizikçi ve kimyager. Immanuel Kant'ın düşüncelerinden etkilenmiştir. Elektromanyetizma olarak bilinen kavramı, elektrik ile manyetizma arasındaki ilişkiyi bulmasıyla ün kazanmıştır.
Hans Christian Ørsted, (d. 14 Ağustos 1777 – ö. 9 Mart 1851). Danimarkalı profesör, fizikçi ve kimyager. Immanuel Kant'ın düşüncelerinden etkilenmiştir. Elektromanyetizma olarak bilinen kavramı, elektrik ile manyetizma arasındaki ilişkiyi bulmasıyla ün kazanmıştır. 1819’da, bir derste Volta piliyle deney yaparken elektrik devresinin açılma ve kapanması ile yakında bulunan pusulanın iğnesinin saptığını görerek araştırmasını bu yönde geliştirince, bir mıknatısın yanındaki telin içinden akım geçirildiğinde mıknatısın teli hareket ettirdiğini gözlemiş. Böylece elektrik ile magnetizma arasındaki ilişki kanıtlanmıştır. Bir telin içinden akım geçirildiğinde elektrik akımının telin çevresinde bir manyetik alan oluşturduğu anlaşıldı. Oersted'in yaptığı deneylerin sonuçlarının 1820 yılında yayınlanması, bilim dünyasında büyük yankılar yarattı.
Ölümü ve Kalıtları
Hans Christian Ørsted 1851 yılında öldü ve Danimarka'daki "Assistence Cemetery"ye gömüldü. 1936 yılındaki Danimarka 100 kronları üzerinde Ørsted in resmi bulunmaktadır. Bugün Kopenhag Üniversitesi'ndeki Kimya ve Matematiksel Bilimleri Bölümleri The H.C. Ørsted Institute olarak anılmaktadır.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Japonlar yine yaptı yapacağını

Raylı taşıma sistemlerinde dünyanın en ileri teknolojilerini üreten Japonlar, tramvaylarda elektrik tellerini tarihe gömüyor.

Londra'dan Tokyo'ya, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin raylı sistemlerine teknoloji sağlayan Kawasaki Heavy Industries, tren, tramvay ve metro gibi araçlara güç veren elektrik tellerini tamamen ortadan kaldıracak bir teknoloji geliştirdi.

Kawasaki'nin ürettiği Swimo modeli tramvayların en son modellerinde kullanılan yeni güç sistemi şarj süresini inanılmaz derecede azaltıyor. Yeni geliştirilen nikel-hidrojen piller sadece 10 saniyede şarj edilebiliyor. Bu, günümüzde tramvaylarda kullanılan standart pillerden yaklaşık 60 kat daha kısa bir süre demek.

Uzmanlar, yeni piller sayesinde tramvayların güç almak için elektrik tellerine ihityaç duyamayacağını, her istasyonda bulunacak güç ünitesi sayesinde pillerin şarj edilebileceğini belirtiyorlar. Yani tramvay bir durakta durduğunda aynı zamanda kendini şarj edecek.

Kawasaki, bu yeni teknoloji için testlerin başladığını, 5 yıl içindeyse genel kullanıma sunmayı planladıklarını açıkladı.

Raylı sistemlerin bu kadar çok avantajı varken, bunun yerine Metrobüs diye garip ulaşım sistemi icat eden İstanbul Belediyesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Twitter yetişkin işi mi?

Piyasa araştırma firmalarının ortaya koyduğu Twitter kullanım raporu, mikro blog servisi hakkında çarpıcı gerçekleri ortaya koydu.

Nielsen tarafından yapılan bir anket, Twitter kullanıcılarının sadece %16'lık bir oranının 25 yaşın altında olduğunu ortaya çıkardı.

İnternet nüfusunun dörtte birine denk gelen 25 yaş altı kullanıcıların Twitter ile bu kadar az haşır neşir olması, mikro blog işinin gençler arasında pek fazla ilgi çekmediğine işaret olabilir.

Öte yandan, Facebook'un dörtte biri kadar olsa da, Twitter'ın internet dünyasında oluşturduğu etki aşağı yukarı aynı.

Haziran ayında internet kullanıcılarının %10'u Twitter'ı ziyaret etti.

Fifa 10 ne zaman çıkıyor?

Futbol oyunu dendiğinde akla ilk gelen isimlerden FIFA 10'un çıkış tarihi ve kapak yıldızları belli oldu.

EA Sports tarafından geliştirilen FIFA 10'un hem çıkış tarihi onaylandı, hem de kapak yıldızları belirlendi.

PC, PS3, X360, Wii, PSP ve DS için geliştirilen FIFA 10, 2 Ekim 2009 tarihinde raflara dizilecek. Uzun zamandır kapağında kimlerin olacağı merak edilen yapım için üç isim seçildi.

Yapımla ilgili yayınlanan ilk görsellerde, Rooney, Ronaldinho ve Benzema'yı görmemize karşın, kapakta bu üç yıldızdan iki tanesi bulunmayacak.


Manchester United'in genç ve başarılı hücum oyuncusu Rooney, FIFA 10'un kutusunda yer bulacak ilk isim.

Diğer yıldızlar ise Chelsea'nin deneyimli orta saha oyuncusu Frank Lampard ve Arsenal'in genç yeteneği Theo Walcott. FIFA 10 ile yapımcılar, oynanışı bir kademe daha ileriye taşıyor.

Eklenen yeniliklerle simülasyon tadı vermesi planlanan yapımda, sofistike top kontrolü, geliştirilen temel oynanış dinamikleriyle beraber FIFA 10, gerçek futbolun aynası olacak.

Manager Mode da elden geçirilen kalemler arasında yerini alırken, bu bölümde 50'den fazla geliştirme seçeneği bulunacak... FIFA 10, 17 farklı dilde, 37 farklı ülkede satışa sunulacak...

3G'yi bloke eden cihaz üretildi

Merkezi Antalya’da bulunan bir güvenlik şirketi, cep telefonuyla konuşmalarda görüntü naklini de sağlayan 3G teknolojisini bloke eden modül üretti.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Veli Erçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şirket olarak 1998 yılından bu yana yüksek teknoloji cihazları ürettiklerini belirterek, 2100-2200 arası frekansı kullanan 3G’yi Türkiye’de bloke eden ilk firma olduklarını söyledi.

3G teknolojisiyle sesin yanında görüntü naklinin de herkes için kullanılabilir hale geldiğini dile getiren Erçelik, ses ve görüntü hırsızlığının ürettikleri modül sayesinde engellenebileceğini kaydetti.

3G’den önce GSM operatörlerinin 900 ve 1800 frekanslarından iletişimi sağladıklarını ifade eden Erçelik, jummer (frekans engelleme) kullanan kurum ve kuruluşlardaki cihazların, 900 ve 1800 frekanslarını engellediğini, 3G teknolojisinin kullandığı 2100 ve 2200 frekanslarının mevcut jummerlarla engellenemediğini belirtti.

Erçelik şöyle konuştu: ”Var olan sistem 900, 1800 olarak çalışmaktadır, 2100'ü bloke etmez. Bloke etse bile otomatik olarak 2100'e atlar sistem. Örneğin 900 frekansı kullanan bir operatörü bloke ederseniz cihaz otomatikman 2100'e atlar. Çünkü aynı operatör 3G dolayısıyla 2100'den de hizmet veriyor. Dolayısıyla görüşme devam eder. Telefonunuz masanın üzerinde hiç bir sinyal, ışık, titreşim vermese bile, bu cep telefonu dinlenebilir. Cep telefonları vericidir. Yani bulunduğunuz ortamdaki konuşmaları, isteyen kişi istediği yerden dinleyebilir. Jummer cihazları, bunları da bloke etmiş olur.”

Erçelik, 3G’yi bloke eden cihazı 2 bin 500 TL’ye sattıklarını kaydederek, farklı şekil ve ebatlarda cihaz ürettiklerini, sigara paketine yerleştirilebilen boyutlarda da cihazlarının bulunduğunu anlattı.

Müşterilerinin, devletin resmi güvenlik kurumları olduğunu aktaran Erçelik, şu bilgileri verdi: ”Özel kuruluşlara ve kişilere bu cihazların satışı yasal değil. Şu anda güvenlik kurumlarında olan cihazlar, 50-100 bin dolarlık cihazlardır ancak 3G’yi engellemezler. Eğer bu kurumlar, cihazları değiştirmeye kalkarlarsa yine 50-100 bin dolar harcamak durumundalar ancak bizim ürettiğimiz modülü kendi cihazlarına monte ederlerse 3G de bloke edilebilecek. Şu anda 3G engelleme modülü sadece bizde var.” Cihazın test aşamasının bittiğini ve modüle yoğun talep geldiğini dile getiren Erçelik, cihazları İzmir’deki atölyelerinde ürettiklerini ifade etti. Camilere de frekans engelleyici taktıklarını belirten Erçelik, ”camilerden de talep geliyor. Camilere küçük, sadece cami içinde etki edecek cihaz takıyoruz. Namaz sırasında açılıyor, namazın ardından kapatılıyor. Aksi halde cami çevresindeki esnaf mağdur oluyor” diye konuştu.

TCP/IP nedir?

TCP/IP nedir?
"Bilgi Ağı" üzerindeki bilgi iletimi ve paylaşımı bazı kurallar dahilinde yapılmaktadır. Bu kurallara kısaca "internet protokolleri", ya da TCP/IP protokoller ailesi denir. TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol), bilgisayarlar ile veri iletme/alma birimleri arasında organizasyonu sağlayan, böylece bir yerden diğerine veri iletişimini olanaklı kılan pek çok veri iletişim protokolüne verilen genel addır. Bir başka değişle, TCP/IP protokolleri bilgisayarlar arası veri iletişiminin kurallarını koyar.

Bu protokollere örnek olarak, dosya alma/gönderme protokolü (FTP, File Transfer Protocol), Elektronik posta iletişim protokolü (SMTP Simple Mail Transfer Protocol), TELNET protokolü (Internet üzerindeki başka bir bilgisayarda etkileşimli çalışma için geliştirilen *login* protokolü) verilebilir. Adını sıkça duyduğumuz WWW ortamında birbirine link objelerin iletilmesini sağlayan protokol ise Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) olarak adlandırılmaktadır. TCP/IP protokolü aynı zamanda, diğer iletişim ağlarında da kullanilabilir. Özellikle pek çok farklı tipte bilgisayarı veya iş istasyonlarını birbirine bağlayan yerel ağlarda (LAN) kullanımı yaygındır.

Bugün Sitenizin Trafiğini Artırmanız için, 21 Anahtar

İnternette bir şeyi sunmanın veya pazarlamanın en önemli kilit noktası insan potansiyelidir. Materyale olan ilgi ne kadar çoksa, değeri de bununla doğru orantılı olarak artar. Peki herşey hazır fakat ziyaretçi yok, ilgisini çekebileceğimiz kişiler yok diyorsanız, altta sıralayacağım 21 maddeyi uygularsanız bu sorunu da halletmiş olacağız.

Ve o önemli maddeler

Madde 1;
Konu ile ilgili özgün makaleler yazın. Ve bu makalelerinizi makale sitelerine veya diğer sitelere yazarak, o sitelerden kendi sayfanıza link alın.

Madde 2;
Hiti yüksek, içeriği sizinkiyle uyumlu bloglarda veya yorum yazmaya müsait diğer sitelerde yorumlarınızı yazdıktan sonra sitenize link veriniz. Fakat "Teşekkürler" veya "Merhaba" gibi yorumlar olmasın bunlar...

Madde 3;
Bir haber açıklama yap ve onu PRWeb::The Online Visibility Company adresine yolla.

Madde 4;
www.Craigslist.com sitesinde doğru kategoriyi seç ve siteni duyur.

Madde 5;
Forumlara üye olarak oralarda aktifleşin. Daha sonra da imzanıza sitenizin linkini ekleyin. Fakat bazı forumlarda imzalara link eklenmesi yasaklanmıştır. Bu yüzden sitelerin kurallarını okumanız önemli... Bulduğunuz forumlar sizin sitenizleilgili olmalıdır. Diyelim ki balıklarla ilgili site açtınız. Google'da "balık" + forum şeklinde aratırsanız gerekli siteleri bulursunuz.

Madde 6;
Bloğunuzu oluşturun ve bloğunuzu yüzlerce blog dizinine ekleyin.


Madde 7;
Bloğunuza RSS eklemeyei unutmayın sakın.

Madde 8;
Banner ve Link değişim programlarına katılın.

Madde 9;
Kendi bülteninizi oluşturup yayınlayın.

Madde 10;
Başka sitelerden reklam satın alın.

Madde 11;
Sizin yerinize otomatik olarak geri cevap verilmesi için autoresponder kullanın.

Madde 12;
Satış sitelerinde küçük ilanlar vererek bu sitelerde linklerini yayınla.

Madde 13;
Ürününüzün bir kopyasını diğer sitelere yollayınız, nede olsa makale yazdınız. Bu sizin vaktini alacak fakat sitenizin hitinde büyük bir darbe yapacak.

Madde 14;
Sizin sitenizle ilgili diğer sitelerle link değişimi yapın. Bunun çok yararınız göreceksiniz.

Madde 15;
Bazı sitelerdeki yazılara link verince o sitelerden sizin sitenize backlink sağlanır. Bu tür siteleri bularak linklerini ekleyip kazançlı çıkın.

Madde 16;
Popüler haber bültenlerinden reklam alın.

Madde 17;
Seminer, konferans gibi zamanlarda sitenizi başkalarına duyurabilirsiniz. Ya da kartvizitinize sitenizin adresini ekleyiniz.

Madde 18;
Ücretsiz bir e-kitap yazın ve bunun ücretsiz e-kitap sitelerinde yayınlanmasını sağlayın.

Madde 19;
Diğer ürünlerin teşekkür sayfalarına reklam verin.

Madde 20;
Seçtiğiniz alan adı akılda kalıcı ve kolay hatırlanabilir olmalıdır.

Madde 21;
Listene mail yolla.Eğer bir listen yoksa, başlamak için hiç geç değil...

Çeviriyi Yapan: R.Fatih Hakverdi
Metnin Orjinali: Increasing Your Web Site Traffic:27 Keys To Increasing Your

Evden ADSL ile Hosting Hizmeti Verilebilir mi?

Bugüne kadar bu soruyu internette yüzlerce kez gördüm, onlarca kez yanıtladım.Arkadaş soruyor ;

Alıntı:
Bilgisayarımda 2 mbit adsl bağlantısı var, P4 3.2 işlemci, 1 gb ram, 80 gb hdd var.Bu sistemi kullanarak makinamdan hosting hizmeti vermek istiyorum.Neler yapmam gerekir?
Bu sorunun tıpa tıp aynısı olmasa da benzer olanlarına mutlaka sizde rastlamışsınızdır veya aklınızdan geçirmişsinizdir.Soruyu cevaplamadan önce server mantığını biraz anlatmam gerekecek.Serverlar datacenter denilen yüksek bağlantı hızlarına sahip odalar içerisinde, özel şartlar altında muhafaza edilen bilgisayarlardır.Bundan sonra server kelimesinden sunucu olarak bahsedeceğim.Bir sunucunun kalitesini belirleyen etmenler;

İşlemci sayısı ve gücü
Bellek miktarı (RAM)
Harddisk RPM (dönüş) hızı ve türü ;
Ulaşılabilirlik oranı (uptime)
ve tabii ki bağlantı hızı.

Yukarıdaki ilk üç özellik evlerimizde kullandığımız bilgisayarlardan bildiğimiz şeylerdir.Dördüncü ve beşinci özellikler konumuzun önemli noktalarıdır.
Uptime; yani ulaşılabilirlik durumu adından da anlayabileceğimiz gibi bir sunucuya ulaşabilme oranıdır.Sunucunun 24 saat açık olması ona 24 saat erişebileceğimiz anlamına gelmez.Bulunduğu bağlantı omurgasından kaynaklanan sorunlar, sunucu üzerinde yapılan donanımsal ve yazılımsal çalışmalar, sunucu yöneticisinin (root admin) yaptığı yanlışlıklar uptime oranını düşürebilir.

Bağlantı hızı; sunucunun bel kemiğidir.Ülkemizde evlerimizden ADSL ile hizmet veremememizin sebebi bağlantı hızıdır.Şu anda en yüksek ADSL bağlantı hızı 2048 kbps yani 2 mbittir.Aslında 2 mbit bağlantı bir sunucunun çalışması için çok kötü bir bağlantı sayılmaz.İşte birçok kişi burada yanılıyor.Sunucuda bulunan bir dosyanın karşı taraftaki bir istemciden indirilmesi demek; sunucunun dosyayı karşı bilgisayara upload etmesi demektir.İşte işin püf noktası burası.Birçok kişi 2 mbit hattı yeterli görüyor ama burada yanılıyor oradaki 2 mbit download hızı. Maalesef ADSL hizmetinde Download hızı / Upload hızı aynı orana sahip değil.2048 kpbs ADSL’e verilen upload hızı 512 kbps.Dolayısıyla 2 mbit üzerinde çalışan bir bilgisayarı sunucu yaparsak istemciye hızı 512 kbps olarak gözükecektir.Nedeni ise belirttiğim gibi bize upload hızındandır.

Kısaca söylemek gerekirse; şu andaki ADSL yapımız ile hosting hizmeti verebilmemiz mümkün değildir.Aslında mümkündür ancak stabil çalışmayacağı için mümkün değildir.Mümkün olsa bile;

En az 6 saat sistemi idare edecek bir UPS,
Odanın iklimlendirilmesi (klima v.s.),
Çok sağlam bir power supply,
Elektrik faturası
Hat kirası

gibi sebepler dolayısıyla masrafımız bayağı bir fazla olacaktır.Bunun yerine herhangi bir datacenterdan co-location hizmeti almak,sunucu veya vps kiralamak çok daha mantıklı gibi gözüküyor…
-Alıntı-

Rss Nedir Nasıl Hazırlanır

Her yerde görür olduk artık bu kelimeyi; ufak turuncu renkli butonlar, üzerlerinde rss yazıyor... Peki nedir bu rss?
RSS, really simple syndication yani "gerçekten kolay sindikasyon(!)". daha geniş tanımıyla xml grammerinde yazılmış, sitedeki en son güncellemeler veya haberleri olabildiğince hızlı bir şekilde son kullanıcıya iletmek için kullanılan veri biçimi. Tanım biraz teknik olmuş olabilir lakin ilerleyen satırlarda kafanızda şekilleneceğinden eminim.
Biliyorsunuz xml sayesinde verilerin paylaşımı ve yönetimi oldukça kolay bir hal alıyor. Geniş ama basit xml dünyasında istediğiniz türde bilgiyi yönetebiliyorsunuz. rss 'de xml yapısı üzerine kurulu bir standart diyebiliriz. 1990'larda Netscape tarafından geliştirilmiş bazı basit verilerin paylaşılması için geliştirilmiş, sonrasında Userland sayesinde popularitesini kazanmış.
Rss, sadece metin tabanlı olduğu için -gerçi son zamanlarda rastlamışsınızdır içinde resim olanlara da- son derece hızlı bir veri paylaşım platformu sayılır ve çoğu kişi tarafından da kabul görmüştür. En basit şekilde, paylaşılmak istenilen herşey için rss biçilmiş kaftan. biraz genişletirsek;Ziyaretçi en hızlı biçimde bilgiye ulaşabiliyorSite sahibi, içeriğini çok daha fazla kişiye ulaştırabiliyorSatış yapan siteler, müşterilerini e-postadan çok daha hızlı bir şekilde bilgilendirebiliyorlarYine site sahipleri, sitelerine içerik sağlıyabiliyorlar
Bunlar sadece sayılabilecek birkaç örnek, uygulayarak farklı mecralarda kullanmaz sizin elinizde.
Çoğu teknolojide olduğu gibi rss'in de farklı versiyonları var. Netscape tarafından geliştirilen rss 0.90 ve artık kullanılmayan rss formatı bunların ilki. Sonrasında sırasıyla, Userland tarafından geliştirilen 0.91, 0.92, 0.93 ve 0.94, rss-dev tarafından geliştirilen rss 1.0 geliyor. Şimdiki zamana iyice yaklaştığımızda rss 2.0 ile karşılaşıyoruz. Şuanda en çok tercih edilen rss sürümü ve tabiki en stabil/uyumlu olanı, rss 2.0 ve 1.0.
Basit bir rss yapısı şöyle olmakta:
Kod:

< link>http://www.siteadresi.com< /link>
< description>site hakkında kısa bir tanım< /description>
< language>tr< /language>


< link>http://www.siteadresi.com/icerigin_adresi.ht ml< /link>
< description>içerik hakkında kısa bir açıklama veya tamamı< /description>
< /item>
< /channel>
Genel olarak tüm rss formatlarında bu yapı bulunmakta. burada önemli olan tüm rss içeriğinin 01 ve 11 numaralı satırlar arasında olması. 02, 03, 04 ve 05 numaralı satırlar ise site hakkında bilgiler veriyor. geriye kalan 06 ve 10. satırlar arasına da rss ile verilecek bilgiler var. detaylı satır açıklamaları ve rss 2.0 formatı için varolan tüm ek bilgileri Harvard Üniversitesi'ndeki sayfadan görebilirsiniz.
Kendi sitem için nasıl rss hazırlayabilirim? diye sorabilirsiniz şu aşamada, oldukça doğal. Eğer sitenizin içerik sistemini kendiniz yazdıysanız, biraz kodlama bilginiz olduğundan dolayı oldukça pratik bir şekilde rss hazırlayabilirsiniz. Yapmanız gereken hangi formatta hazırlayacağınızı belirleyip, örneğin rss 2.0, onun sayfasına girerek rss'in bir örneğini elde edebilir ve onun üzerinden hazırlayabilirsiniz. Eğer Movabletype veya Blogger gibi sistemleri kullanıyorsanız, site/sistem içerisinde muhakkak rss hakkında bir açıklama bulunacaktır.
Ayrıca rss hazırlama konusu detaylıca açıklayan makalelere de bir göz atabilirsiniz: notepad,web server ve bir bira ile rss hazırlama, rss hazırlama, mysql verisini rss ile paylaşimak.
Rss hazırlarken dikkat etmeniz gereken birkaç şey de olabilir. Mesela amacınızı belirlemelisiniz, rss sayesinde sitenize daha çok ziyaretçi mi çekmek istiyorsunuz yoksa başlıca amacınız bilgi paylaşımı mı? Buna göre sunduğunuz içeriğin description (09) satırına açıklamaların belirli bir kesitini veya tamamını yazdırabilirsiniz. Ayrıca hazırladığınız rss'in en sonuna manuel olarak bir item açıp link olarak sitenizin adresini yazıp, başlığa da daha fazla haber şeklinde bir giriş yapmanız, rss inizi takip eden kullanıcıların sitenize uğramasını sağlayabilir.
Hazırlama aşamasından sonra rss validator'ler sayesinde rss'inizin standartlara uygun olup olmayacağını, dolayısıyla rss programlarında (veya başka sitelerde) düzgün görünüp görünmeyeceğini test edebilirsiniz.
Rss'imizi hazırladık, peki bunu nasıl geniş kitlelere nasıl ulaştıracağız? Bu aşamada imdadımıza rss'leri toplayan ve kategorileyen siteler yetişiyor. Bunlardan en büyükleri syndic8, newsisfree ve Türkçe olarak da Türkçe RSS ve Blog Destek Merkezi. Türkçe RSS ve Blog Destek Merkezi, Kaynak olarak da oldukça işinize yarayacaktır.
Şimdi işin eğlenceli kısmı geliyor, rss'in olmayan sınırları dahilinde istediğiniz bilginin ayaklarınıza kadar gelmesini sağlayacak programlar. Yani rss okuyucular. farkettiğiniz üzere rss, yapısı yüzünden makyajsız bir şekilde izleniyor. Ancak rss programları, gerekli makyajlamaları yapıyor ve size normal bir görünümde sunuyor. bu programlar içerisinde benim en kullanışlı ve canayakın bulduğum, popüler css editörü top style'ı da yapan bradbury software tarafından yazılmış olan, feed demon. Bunun dışında New Tech News Blog Network ~ Lockergnome'un bir araya topladığı rss okuyucuları listesine de bakabilirsiniz.
alıntıdır

6 Ağustos 2009 Perşembe

Kontörler nereye gidiyor

Symbian işletim sistemi kullanan bir cebiniz varsa, bu haber sizin için çok önemli olabilir.
NetQuin Technology enstitüsünün araştırmacılarına göre Transmitter.C isimli cep telefonu virüsünün değişime uğramış bir sürümü ortalıkta dolaşıyor.

Şu ana kadar elde edilen bilgilere göre sadece Symbian S60 3rd Edition işletim sistemini kullanan cep telefonları risk sınıfında yer alıyor. Cep telefonu solucanı "Advanced device locks" adındaki üçüncü parti bir sunucudan cihaza ulaşıyor. Eğer virüs yüklenirse 2-3 dakika içinde otomatikman internet bağlantısı kuruyor. Sonrasında zararlı 10-15 saniyede bir gizli bir şekilde 500 tanınmamış kişiye SMS yolluyor. Bununla yetinmeyen solucan cep telefonu kullanıcısının SIM kartında bulunan rehberine dadanıyor. SMS içeriğinde "A very interesting girl. Try it now!" ibaresi ve bir web linki bulunuyor. Kullanıcı bu linke tıkladığında ona da Transmitter.C virüsü bulaşıyor.
Cep telefonu virüsünden korunmak isteyen S60 kullanıcıları, kesinlikle yukarda ismi geçen üçüncü parti sunucuya ait bir yazılımı kurmamalı. Ayrıca tanımadık kişilerden, saçma içerikli SMS'leri direkt silmeliler.
Hürriyet

Eski telefonlarınızı sakın atmayın!

'Cepten' görüntülü konuşmaya bir gün kala, Ulaştırma Bakanlığı'nın mevcut telefonları çöpe gitmekten kurtaracak proje üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. Buna göre 8 milyondan fazla cep telefonu, toplama merkezlerinde bakımdan geçirilecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak'a ihraç edilecek.
İlk etapta görüntülü konuşturamayan 8 milyondan fazla cep telefonu, firmaların toplama merkezlerinde bakımdan geçirilip garanti belgesi düzenlenecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak'a ihraç edilecek. Böylece görüntülü konuşturamayan telefonlar çöp yerine ekonomiye 250 milyon dolar olarak dönecek. Türk halkının, cep telefonunu ortalama 1,5 yılda bir değiştirdiğini belirten uzmanlar vatandaşın görüntülü konuşma başladığı andan itibaren kısa süre içinde 3G uyumlu telefonlar alacağı görüşünde. Bu yıl sonuna kadar 10 milyondan fazla telefonun atıl duruma düşeceği kaydediliyor.
Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği Başkanı Murat Dursun 3G hayata geçtiğinde ikinci nesilde kullanılan cihazların teknik olarak desteklemediği için bu sistemden yararlanmalarının mümkün olmadığını belirtti.

DIŞARIYA SATILACAK

Atıl duruma düşecek cihazların nasıl kullanılabileceğine yönelik proje ürettiklerini belirten Dursun, projeye Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun da olumlu baktığını kaydetti. Dursun'un verdiği bilgiye göre kayıtsız halde yapılan 2. el ticaret kayıtlı hale getirilecek. Bu telefonlarda KDV yüzde 18'den yüzde 1'e indirilecek. Firmalar toplama merkezi gibi organize edilerek bu cihazları toplayıp bakımlarını yaparak garantilendirerek tekrar piyasaya arz edecek. Ardından bu telefonlar Uganda, Mısır ve Irak gibi ülkelere ihraç edilecek.
# Görüntülü konuşma için telefonun her iki yönünde de kamera bulunmalı.# Tek taraflı, ancak öne çevrilebilen cihazlar da kullanılabilir.# Telefonda dahili modem cihazı olmalı. Bilgisayar bağlantısı bununla yapılıyor.# Televizyon yayınlarını alabilmek için ekran çözünürlüğü yüksek ve geniş ekranlı cihazlar tercih edilmeli.# Tuşlu yerine dokunmatik ekranlı telefonlar daha geniş görüntü sunabiliyor.

250 milyon dolarlık kaynak

Mısır, Uganda ve Irak ile görüşmelerde bulunduklarını kaydeden Dursun, "Oradaki sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yaptığımız görüşmelerde ikinci el cihazları toplayarak ihracatını yapmamızın mümkün olduğunu gördük" diye konuştu. İngiltere ve İspanya'nın ikinci el cihazları toplayarak bu ülkelere sattığını belirten Dursun, "Biz de bunu yapabiliriz. Afrika ülkeleri ticaretimizin her geçen gün geliştiği ülkeler. Hem ülkemiz kazansın hem ticaretimiz gelişsin. Önemli istifadeyi o ülkelere sunmalıyız" dedi. "Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu projeye olumlu yaklaşıyor" diyen Dursun, atılması gerekli adımın KDV'nin yüzde 18'den yüzde 1'e çekilmesi olduğunu vurguladı.

Bilgisayar satışlarına KDV dopingi...

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), bilişim ürünlerinden alınan katma değer vergisinin (KDV) üç aylık bir süre için yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmesi sayesinde bilgisayar satışlarının Nisan-Haziran'da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 55 arttığını açıkladı. TÜBİSAD'dan yapılan yazılı açıklamada IDC verilerine göre masaüstü ve dizüstü bilgisayar satışları 2009 Nisan-Haziran döneminde 850 bin adede yükselerek rekor kırdığı belirtildi. Açıklamaya göre bir yıl önce aynı dönemde bu rakam 545 bin olmuştu. Açıklamada, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Gürsoy, "Bilişim gibi çok stratejik olan bir sektörde yapılan vergi indirimlerinin sektörün tamamını kapsayacak şekilde genişletilmesini ve kalıcı olmasını arzu ediyoruz" dedi.
Kaynak: Yeni Şafak / Haber7.com

3G, ADSL'nin yerini alabilecek mi?

30 Temmuz tarihi itibariyle cep telefonu operatörleri 3G teknolojisini kullanıma sundu. Ancak kafaları kurcalayan önemli bir soru var: 3G teknolojisi ADSL'in yerini alabilecek mi?
3G'nin ADSL'e göre üstün yanları neler?
Uzun zamandır kullanıma açılması beklenen 3G teknolojisi, nihayet bugün itibariyle hizmete girdi. Avea, Vodafone ve Turkcell de bu tarihten önce 3G tarifelerini kamuoyuyla paylaştılar. Ancak bu tarifeleri gören kimi kullanıcılar, 3G’nin fazlasıyla pahalı bir teknoloji olduğunu düşünürken, bir diğer kesim ise 3G’nin ADSL’i unutturacağı görüşünde.
Peki gerçekte 3G, kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlayacak ve bu yeni teknoloji ADSL’in hakimiyetine son verebilecek mi?
3G’nin artıları
- 3G ile birlikte, bu teknolojiyi destekleyen tüm cep telefonlarıyla internete çok daha hızlı bir şekilde bağlanabilecek.- İnternete hızlı bağlanabilen 3G destekli cep telefonları sayesinde, istenilen her yerde internet üzerinden TV yayınlarını kesintisiz olarak seyredebilmek mümkün olacak.- 3G, cep telefonlarıyla görüntülü konuşma yapabilmeye olanak sağlayacak ve sadece sesle iletişim tarihe karışacak.- 3G’yi destekleyen cep telefonları ile internet üzerinden istenilen müzikler saniyeler içerisinde telefona indirilebilecek.- Cep telefonunuzda bulunan fotoğraf, video ve diğer içerikler, diğer cep telefonlarıyla kolayca paylaşılabilecek.- 3G ile cep telefonları, web sayfalarını çok daha hızlı bir şekilde görüntüleyebileceğinden, şehir haritalarına çok daha hızlı bir şekilde ulaşılabilecek ve kullanıcılar, bulunduğu bölgeyi kolayca haritadan bulabilecek.- Görüntülü görüşmelere olanak sağlayacak olan 3G, şirketlerin gerçekleştirdiği konferansları da cep telefonlarına taşıyacak ve cep telefonları üzerinden görüntülü olarak toplu görüşme yapılabilecek.- 3G’nin bir diğer avantajı ise mobil ticareti daha güvenli bir forma sokması. Diğer bir deyişle, ileri seviyede güvenlik sistemine sahip olan 3G ile artık alışverişler daha güvenli bir şekilde yapılabilecek.- Operatörün kapsama alanına giren hemen her yerde 3G ile internete bağlanılabilecek. - 3G’den sadece cep telefonları faydalanmayacak. 3G modemler sayesinde, dizüstü bilgisayarlar da 3G teknolojisinden faydalanabilecek ve operatörün kapsama alanına girilen her yerde dizüstü bilgisayarlarla internete bağlanılabilecek.
3G'nin eksileri - Yüksek iletişim maliyeti- Görüntülü telefon vs. gibi seçenekler kullanıldığında pil ömrünün kısa sürmesi- Baz istasyonu değiştirildiğinde iletişimin aksaması- Aynı baz istasyonuna çok fazla 3G telefon bağlandığında iletişimin yavaşlaması
ADSL'in artıları
- Düşük maliyet - Sürekli sabit ve istikrarlı bağlantı - Hızlı bağlantı (1, 4, 8 mbit seçenekleri bulunuyor)
ADSL'in eksileri - Sabit telefon hattı gerektirmesi - Eski hatlarda parazit ve yavaşlama sorunu

Görünmezlik pelerini icat ettik

Türk bilim adamlarının müthiş başarısı.. Görünmezlik pelerini yaptılar. Üstelik dünyadaki örneklerinden daha iyi.
Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) araştırmacıları, cisimleri belli frekanslarda görünmez kılan nanoteknoloji tabanlı malzeme geliştirdi.
Türkiye görünmezlik pelerini teknolojisine sahip ABD ve iki Avrupa Birliği üyesi ülkenin ardından 4. ülke konumuna geldi.
Parazit ve gürültü oluşturmadığından dünya literatürüne de pek çok yenilik katıyor.

TANKLAR VE UÇAKLAR GÖRÜNMEZ OLACAK


Türkiye'nin tek Descartes bilim ödülü sahibi olan Bilkent Üniversitesi NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay'ın başkanlığını yürüttüğü projede doktora öğrencisi Atilla Özgür Çakmak tarafından geliştirilen ''görünmezlik pelerini'' teknolojisi, askeri araçların üzerine kaplanacak bir metamalzeme sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların görünmezliğine olanak sağlıyor.Prof. Dr. Özbay, son yıllarda dünyanın en önde gelen araştırma merkezlerinin, üniversitelerinin tam ve kesin bir görünmezliğe ulaşabilecek teknolojileri geliştirmeye odaklandığını ifade etti.

DÜNYADAKİLERE GÖRE YENİLİKLER İÇERİYOR

Bu rekabete Türk araştırmacılar olarak kendilerinin de katıldığını dile getiren Özbay, NANOTAM'da geliştirdikleri metamalzeme tabanlı ''görünmezlik pelerinin'' dünyadaki benzerlerine göre yenilikler içerdiğini kaydetti.''Görme'' ya da ''algılama''nın, bir cisimden yayılan ya da üzerine çarpıp saçılan elektromanyetik dalgaların algılayıcılara geri dönmesiyle gerçekleşen bir süreç olduğunu anlatan Özbay, ''Görünmezlik sağlamak için yapılacak şey, saklanacak cismin elektromanyetik dalgaları saçmasını önlemek, dalgaların çarpmasını engellemek ya da çarpan dalgaların gelişigüzel saçılmasını önlemekle gerçekleşebilir. Herhangi bir cismin üzerine kaplanacak bu özel pelerin sayesinde cisimler görünmez kılınabiliniyor'' bilgisini verdi.


"CİSİMLER 'GÖRÜNMEZ' HALE GELEBİLDİ''

Prof. Dr. Özbay, merkezde yaptıkları başarılı deneyde, alıcı ve verici arasına konan metal bir silindirin elektromanyetik ifadelerle ''görünmez'' kılındığını bildirdi.''Görünmezlik pelerini'' olarak adlandırılan tam görünmezliğin, teorik olarak uzayda arındırılmış bir bölge yaratmakla mümkün olacağını belirten Özbay, geliştirdikleri metamalzemelerle saklanmak istenilen cismin etrafı kaplandığında cismi belli elektromanyetik dalgalar için görünmez kılmanın mümkün hale geldiğini kaydetti.


UYGULAMA ÇOK YAKINDA

Bilim çevrelerinde ''halının altına saklamak'' olarak isimlendirilen pelerinleme yöntemi ile Bilkent Üniversitesinde gerçekleştirilen deneylerde radyo frekanslarında bir metal silindirin elektromanyetik ifadelerle görünmez hale getirildiğini bildiren Özbay, şöyle konuştu:''Normalde metal bir yüzeyin üzerine gelen dalgaları saçılıma uğratması ve hatta arkasında gölge bırakması beklenir. Oysa ki metal silindirin etrafına metamalzemeler kullanılarak örülen pelerin sayesinde elektromanyetik dalgaların yollarına hiç bir bozulma yaşamaksızın devam etmesi sağlandı. Bu çeşit bir sistemi dışarıdan elektromanyetik dalgalar yardımı ile tarayan bir okuyucunun ortaya yerleştirilen metal silindiri fark etmesi imkansızlaştırıldı.''

''ULUSLARARASI LİTERATÜRDE TÜRK BAŞARISI''

Türkiye'nin bu çalışma ile birlikte görünmezlik pelerinini üretme teknolojisine erişebilen ABD ve iki Avrupa Birliği üyesi ülkenin ardından 4. ülke konumuna geldiğini bildiren Özbay, ''Bilim merkezleri arasında bir rekabete olanak sağlayan bu yarış nefes kesici. Mükemmel görünmezliği elde etmek için sürekli geliştirilen ve güncellenen yeni tasarıların sanayiye ve askeri kullanımlara uyarlanmasıysa tahmin edilenden daha kısa sürede gerçekleşecek'' dedi.Ar-Ge çalışmalarının bu yılın başında ''New Journal of Physics'' dergisinde yayımlanarak literatüre girdiğini bildiren Özbay, görünmezlik deneyine dair detaylı bilgilerin popüler bilim dergisi ''NTV Bilim''in Ağustos sayısında yayımlandığını belirtti. Metamalzemeleri ''doğada kendiliğinden var olmayan özellikler gösterebilen sihirli materyaller'' olarak tanımlayan Özbay, görünmezlik pelerininin temel çalışma prensibinin J. K. Rowling'in romanlarındaki Harry Potter'ın görünmezlik pelerinlerinini hatırlattığını söyledi.Görünmezlik pelerininin roman boyunca Harry'e düşmanlarının gözlerinden ve sezilerinden uzak, güvenli bir ortam sunduğunu vurgulayan Özbay, ülkelerin savunma sanayilerinin hedeflerinin yalnız filmlerde rastlanan bu teknolojilere benzer olduğunu ifade etti.Görünmezliğin, bu teknolojiyi elinde tutabilen ülkelere üstün istihbarat yetileri kazandıracağını dile getiren Özbay, bunun çok uzakta olmadığını belirtti.Özbay, sözlerini şöyle sürdürdü:''Askeri araçların üzerine örülecek bir pelerin sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların bile görünmezliğine olanak sağlanabilecek. Pelerin günümüzde görünmezlik teknolojilerinde kullanılan örneklerinin aksine herhangi bir ekstra yayın yaparak parazit oluşturma ve düşmanın aklını karıştırmaya ihtiyaç duymadığından elektromanyetik açıdan herhangi bir gürültü yaratmasına gerek kalmayacak. Aracı kumanda eden askeri personel için çok daha sağlıklı bir seçim olabilecek.Çalışmamızda mevcut yöntemleri daha da ileriye taşıdık. Eskiden havada asılı kalan cisimler görünmez kılınmakla uğraşılırken şimdi karada duran bir tankı da görünmez kılmak mümkün hale gelecek.''
Kaynak: internethaber.com