20 Kasım 2010 Cumartesi

Hack'lemek; ama neden?



Hack'lemek; ama neden?
Siteler hack'leniyor, cihazlar hack'leniyor, yazılımlar hack'leniyor... Peki ama neden hack'liyoruz?
Kurallar bizi başarısızlığa ittiğinde bazen baş kaldırmak gerekli ve iyi olabilir. Hack'lemek, memnuniyetsizliği ifade etmenin, işleyişi bozmanın ve sonuçta daha iyi şeyler yapmanın diğer bir yolu.

Peki ya hack'lemek ile kastedilen ne?

Hack'lemek, şu anki durumdan olan tatminsizliği ve bunun değişmesi gerektiğini ifade eden bir baş kaldırış olarak tanımlanabilir.

Baş kaldırmak, genellikle kuralları çiğnemek anlamına geldiğinden, haklı görmek çoğu insan için zor olabilir. Bu nedenle hack'lemek de kötü bir üne sahip. Hack'lemenin önemini anlamak için onun köklerine inmemiz gerekiyor: Sivil baş kaldırış.

İlk kez olmasa da, sivil itaatsizlik Henry David Thoreau'nun 1848 yılındaki yazısıyla tanınmış hale geldi. Thoreau'nun tezine göre "İnsanlar, devletlerin kendilerini ezmesine ve haklarını yemesine izin vermemeli, onun haksızlık yapan bir hale gelmesini kabullenmemelidir."


Hack'lemek neden bir ihtiyaç?

Sivil itaatsizliğin işe yaradığını birçok yerde görebiliriz. Gandi'nin Britanya İmparatorluğu'na karşı verdiği mücadele, 1950 ve 60'larda Amerika'daki Sivil Haklar Hareketi gibi. Hitler'in ortaya çıkışında da Alman halkının durumdan huzursuz olmaları ve baş kaldırışları önemli bir rol oynuyor. Uzun süredir mevcut olan sorunlar sayesinde, hangi grubun itaatsizliği seçtiğini ve nasıl mücadele ettiğini görmek zor değil.

Peki ya neden hackliyoruz?

Bütün bunların hack'lemekle ilgisi ne diyor olabilirsiniz. Napster ve Apple örneğine göz atalım. Napster, müzik paylaşımının bir başlangıcıydı, telif hakkıyla korunmuş müzikleri kullanıcılarına paylaştırıyordu. RIAA (Recording Industry Association of America), müzik hırsızlarını yakalamak için hemen yola koyuldu ve büyük çabalar sarfetti. Zaman zaman suçluları yakalayabilse de, RIAA tarafından suçlanan kişilerin çoğunun herhangi bir ihlali yoktu (veya çok az bir ihlali vardı).

RIAA'nın bu baskıcı niteliğine rağmen, dosya paylaşım hizmetlerinin varlığını devam ettirmesi, sivil itaatsizlik için kusursuz bir örnek. Bu hizmetler sayesinde, müzik endüstrisi tüketicilerin çıkarlarını daha çok düşünen bir hale gelirken, dijtal müzikleri internetten satın almak mümkün oldu ve taşınabilir mp3 oynatıcılar gibi cihazlar yaygınlaştı.


iTunes nasıl DRM'dan vaz geçti?

RIAA yüzünden bazı kayıplar verilse de, müzik paylaşım servislerinin varlığı, tüm endüstriyi değiştirdi ve itaatsizliğin büyük bir örneği oldu. Örneğin bu sayede Apple, kullanıcıların müziği yasal olarak almak istediğini düşünerek iPod ve iTunes'u yayınladı. İlk başlarda müzikler DRM kopya koruması ile kilitlenmiş olsa da, şikayetler bunun da zamanla kaldırılmasına neden oldu. Artık iTunes'dan veya herhangi bir Online müzik mağzasından DRM'siz bir şarkıyı satın alıp istediğiniz kişiyle paylaşmanız, veya kendinize saklamanız mümkün.

Apple, kullanımı kolay ürünlere olan ihtiyacın farkına vardı ve buna yönelik hamleler de yaptı. iTunes'da yapılan değişiklik, aslında yasal olmaktan çok kullanıcılara daha rahat bir deneyim sağlamak içindi. Bu düşünce zamanla Apple'ın stratejisi haline geldi. Yazılım ve donanım alanında etkileyici ürünler sunan şirket, güvenlik konusunda da platformunu sağlamlaştırdı.


'Jailbrake' neyin göstergesi?

Apple'ın başarısı tartışılmaz. Fakat kullanıcılar sahip oldukları ürünleri ne kadar çok sevse de onlarla değişik şeyler yapabilmek de istiyorlar. Jailbrake ile kırılan iOS sistemler, buna olan isteğin bir göstergesi. Bir ürünü satın aldığımızda bizi onunla istediğimiz şeyi yapmamıza engel olmamalı. Apple'a göre telefonunuza Jailbrake yapmamalsınız çünkü bu yasa dışı.

Ama mesele bu değil. Hack'liyoruz çünkü daha iyi şeyler yapmak, daha yüksek potansiyellere ulaşmak istiyoruz. İşin içinde tabi ki bunun verdiği keyif de var. İnternetin dünya çapındaki gelişmesiyle, hack'lemek bir tür sivil itaatsizlik haline geldi. Bozup tekrar yapmak, işleyişi eleştirmek ve geliştirmek. Bu ise kanunları çiğnemek değil, bir şeyleri daha iyi hale getirmek anlamına geliyor.


'Kendi işini kendin yap'

Hack'lemenin yanında, Kendin Yap (DIY) adındaki bir akım ise, itaatsizliğin daha hafif bir hali. Günümüzde modern toplumlar giderek rahatlığa alışıyorlar ve insanlar bazı işleri kendi başlarına yapmayı unutabiliyorlar. Örneğin evde kullandığımız bir robot süpürge sayesinde işimize daha fazla zaman ayırmamız, döndüğümüzde evi temizlenmiş bulmamız mümkün.

Böyle bir rahatlığın kötü bir şey olduğundan bahsetmiyoruz, ama örneğin bu robot bozulduğunda süpürme işine elimizi atmamız ve tabi ki bunu yapmayı hatırlıyor olmamız gerekecek. Dolayısıyla 'Kendin Yap' akımı, bazı şeyleri unutmanın kültürel bakımdan kötü bir şey olduğu fikrini savunuyor.

İtaatsizliğe olan ihtiyacın sebebi hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz bir şeyden engellenmemiz. Her zaman doğru olmasa da, yaşamda gerçekten buna ihtiyacımız var. Mevcut durumdan memnun olmadıkça, bir takım haklarımızdan engellendikçe hack'lemeye devam etmek zorundayız. Yani, ya oturup halimizden şikayet edeceğiz ya da "daha iyi şeyler" yapacağız...

13 Kasım 2010 Cumartesi

Windows 7 SP1 Ne Zaman Çıkacak?



Geçtiğimiz ayın son günlerinde Microsoft cephesinden beklenmeyen bir haberle Windows 7 SP1 RC (Release Candidate) sürümü yayınlanmıştı. Şimdi herkes final sürümünün çıkacağı tarihi bekliyor.
Geçtiğimiz ayın son günlerinde size sunduğumuz haberle SP1 RC sürümünün yayınlandığını duyurmuştuk. Bunun ardından Microsoft cephesinden yeni gelen haberlere bakılırsa Windows 7 SP1 final sürümü 2011 yılının Nisan ayında Windows 7 kullanıcıları ile buluşacak.

Windows 7 SP1 final sürümü ile gelecek yeni teknolojilerden şimdilik herhangi bir haber yok. Fakat Microsoft'un yasal olamayan kullanıcılarla savaşının sürdüğünü biliyoruz. Windows 7'nin kaçak kullanım oranı oldukça fazla. Gelen haberlere bakılırsa Microsoft bu konuda çalışmaları sıklaştırmış durumda.

Call of Duty: Nereden nereye?


Black Ops geldi, 1 günde satış rekoru kırdı: Efsanenin 7 yıllık macerası!
Call of Duty serisinin yeni oyunu Black Ops, raflardaki ve birçok oyuncunun bilgisayarındaki yerini aldı. Peki bu seri nasıl oldu da milyonlara ulaştı. Tabii ki Call of Duty: Modern Warfare 2'den önce bu serinin temellerini atan birçok oyun bulunuyor.

İlk Call of Duty piyasaya çıktığında aynı tip FPS oyunlarından sıkılan bünyelere düşmeyen temposuyla adeta bir ilaç gibi gelmişti. Ülkemizde de kurulan ilk çoklu oyunculu sunucularına gösterilen ilgi adeta bu oyunun dünya çapında bir çılgınlığa dönüşeceğinin habercisiydi.

Ek paketlerle ve 2. oyunla pekişen bu oyun serisi, şimdi bilgisayarlarımızda Call of Duty: Black Ops olarak geri döndü.

Türkiye'de fiber internet!


Çoğu Türk internet kullanıcısının hayalini süsleyen fiber-optik internetle ilgili samimi açıklamalar.

Kendi fiber optik altyapısına sahip yenilikçi telekom operatörü Superonline, 2010 yılında gerçekleştirdiği yatırımları, sunduğu ses, veri ve görüntü hizmetlerini, katma değerli servislerini, yurt içi ve yurt dışında operatörlerle yaptığı iş ortaklıklarını uluslararası fiber bağlantılarını ve "dijital şehirler" vizyonunu Gaziantep'te gerçekleştirdiğibasın toplantısıyla açıkladı.

Murat Erkan: Bakır çağı bitti, fiber çağını başlattık.

Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, basın toplantısında yüzde 100 Turkcell Grup şirketi olmanın verdiği güçle Türkiye pazarına damgalarını vurmaya hazırlandıklarını dile getirdi. 2010 yılında tamamı fiber optik altyapı çalışmalarına yönelik 500 milyon TL yatırım gerçekleştiren Superonline'ın "kesintisiz yatırımla hızla büyüyen yenilikçi operatör" haline geldiğini vurgulayan Erkan, fiber hızını ve kalitesini, 2010 sonuna kadar yaklaşık 23 bin kilometrelik altyapıyla Türkiye'nin dört bir yanına ve ara bağlantılarla komşu ülkelere ulaştırmaya kararlı olduklarını söyledi. "Bakır çağı artık bitti. Superonline olarak Türkiye'de dünyayla aynı anda fiber çağını başlattık" diyen Erkan, insanların artık ev alırken bile fiber altyapısı bulunup bulunmadığına göre karar verdiğine ve dünyanın en hızlı internetine erişebilme olanağının evlerin değerini artırdığına dikkat çekti. Superonline Genel Müdürü sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'nin öncü ve yenilikçi telekom operatörü olarak sabit hatlarda numara taşıma seçeneğinin sunulmasını tüm kullanıcılar için önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Ne var ki uygulamada bazı güçlüklerin yaşanması ve gereken zamanlamalara uyulmaması sürecin uzamasına ve kullanıcılara hakettikleri hizmetin gerektiği gibi sunulamamasına neden oluyorSüreç ile ilgili her geçen gün bazı iyileştirmelerin olmasına rağmen uygulamada hala hedeflenen noktaya ulaşılamamıştır."


Superonline İpek Yolu'nu Fiber Yolu'na dönüştürüyo

Superonline, 45 ülkede 60 operatöre hizmet sağlıyor

Ulusal ve uluslararası toptan data ve ses servisleri açısından önemli altyapı ve yetkinliğe sahip olan ve 45 ülkede 60 operatöre hizmet sağlayan "operatörlerin operatörü" Superonline, kullanım hakkını aldığı BOTAŞ altyapısı ile yeni nesil network ve fiber optik altyapı yatırımlarına süratle devam ediyor.

Kurulduğu 2004 yılından bu yana uluslararası toplu ses trafiği taşımacılığı hizmetleri sunan Superonline, Türkiye'de yakaladığı başarıyı çevre ülkelere de yayarak, Balkanlar ve Ortadoğu'da bölgesel transit servisler sunuyor.

Superonline İpek Yolu'nu Fiber Yolu'na dönüştürüyor

Superonline, İpek Yolu'nu Fiber Yolu'na dönüştürme vizynundan hareketle kurmakta olduğu ara bağlantılar sayesinde yüzyıllardır üzerinde bulunduğumuz İpek Yolu'nu bölgeye fırsat ve yenilikler getirecek Fiber Yolu haline dönüştürüyor. Bugüne kadar Türkiye'nin Batı komşuları ile sağlanan fiber ara bağlantılar, önümüzdeki dönemde diğer komşulara da yayılarak Türkiye'nin Doğu ile Batı arasındaki köprü konumuna yeni bir anlam katacak.

Superonline, altyapısı ile dijital şehirler yaratıyor

Superonline, ülke genelinde oluşturdurduğu fiber optik şebeke sayesinde Türkiye'deki illerin "uluslararası dijital şehirler" arasında yer almasını sağlayacak çalışmalarla elini taşın altına koyuyor. Bu konseptin temelinde; akıllı evlere entegre belediye hizmetleri, sürekli online esnaf topluluğu, otomatik sayaç okuma, online şehir güvenlik sistemleri, bilgilendirme kioskları, video gözlem, dijital tabelalar, coğrafi bilgi sistemine entegre adresleme, anlık pozisyona göre hizmet önerme, akıllı toplu taşıma sistemi entegrasyonu gibi uygulamalar bulunuyor.



Superonline, Türkiye'nin hız ortalamasını katladı

Superonline Türkiye'nin hız ortalamasını katladı

Genişbant hız testi alanında dünya lideri sayılan Ookla araştırma şirketi tarafından 9 Ekim – 7 Kasım tarihleri arasında Speedtest.net ve Pingtest.net üzerinden toplanan verilere göre saniyede 12,82 megabit indirme hızı ile Superonline (Tellcom), sağladığı internet hızı ve müşteri memnuniyeti konusunda Türkiye'de 1 numara olduğunu tescilledi. 5,02'lik Türkiye ortalamasının 2,5 katını aşan indirme hızı, Superonline'ın fiber altyapı ile iletişimde "süper" bir dönem başlattığını bir kez daha ortaya koydu.

Superonline, bilinen en güvenli ve en yüksek kapasiteli veri taşıma ortamı olan fiber optik kablolarla oluşturduğu fiber ağı sayesinde hem kurumsal hem de bireysel müşterilerine en hızlı internet deneyimini yaşatıyor. Superonline, Türkiye'de evlere kadar 100 Mbps'e varan hızlarda fiber optik bağlantı sunan ilk ve tek operatör.

İş dünyası "Superonline" diyor

İş dünyası "Superonline" diyor

Turkcell ile birlikte grup sinerjisi yaratan ve toplan telekom çözümlerini müşterilerinin kullanımına sunan Superonline; hızı, kalitesi ve güvenilirliğiyle iş dünyasının tercihi konumunda. Superonline'ın şirketlere sunduğu özel iletişim çözümleri, ürün ve hizmetlerle kurumsal müşterilerin rekabet gücünü artırıyor, geniş hizmet yelpazesiyle ulusal-uluslararası toplu ses taşıma, uluslararası kiralık veri hattı ve yurtdışı bağlantılı geniş bant internet erişim hizmetleri sunuyor.
Türkiye'nin önde gelen firmalarının yer aldığı Capital 500 listesinin üçte birinden fazlası Superonline'ın müşteri portföyünde yer alıyor.

Gaziantep'te Superonline

Superonline, "dijital şehirler" vizyonu çerçevesinde Gaziantep özelinde 2010-2011 yılları toplamında yaklaşık 100 milyon TL değerinde yatırım yapmayı öngörüyor. Kentte Haziran 2010'da başlayan fiber optik altyapı çalışmaları Kasım ayı itibarıyla 180km'ye ulaşmış durumda ve yıl sonuna kadar 250km'lik altyapının tamamlanması hedefleniyor. Gaziantepliler'i hızlı ve kesintisiz internete kavuşturacak kazı çalışmaları, son teknoloji ürünü araçlarla, alışılmış kazı görüntülerine meydan vermeden, yalnızca 10cm'lik oluklar açılıp kısa sürede kapatılarak hızlı, kolay ve çevreye duyarlı şekilde gerçekleştiriliyor.

Superonline'ın dev yatırımı ve Gaziantep Belediyesi'nin "dijital şehirler" konseptine olan inancı sayesinde, yakın vadede Gaziantep'in daha modern ve uluslar arası standartta bir şehir haline getirilmesi ve e-belediyecilik alanında önemli adımlar atılması planlanıyor.

7 Kasım 2010 Pazar

Google'ın en büyük 3 hatası!


Google en büyük 3 hatasını kendisi itiraf etti! İşte internet devinin pişman olduğu 3 şey!
Google geçen sene bir çok önemli hataya imza atsa da, başkan yardımcısı Marissa Mayer'ın itiraf ettiği hatalar daha farklı. Google geçen sene yanlışlıkla Wi-Fi ağlarından bilgiler toplamış, Buzz'da bulunan bir hatayla da gündeme gelmişti.

Sene sonunda Wave'in kapatılmasının ardından yapılan bir röportajda Mayer "bundan ders aldığımız şeyler oldu. Bazı şeyleri daha farklı yapmamız gerekiyordu" dedi.

Mayer'a göre Usenet tartışmalarının yapıldığı bir site olan DejaNews'in kapatılması da doğru şekilde yapılmamıştı. Google'ın siteyi 2001'de alıp arşivlerine katmasından bahseden Mayer, kullanıcıların sitede yazı yazmasının ve gezmesinin yolunu kapatmanın bir hata olduğunu itiraf etti.

Mayer'ın son pişmanlığı ise Gmail servisinin 1 Nisan'da açılması. Çünkü ona göre bu, çoğunluk tarafından yanlış anlaşıldı.

Kısacası Google'ın gözünden Google'ın e nbüyük hatası, Wave, DejaNews'ün kapatılması ve Gmail'in 1 Nisan'da açılması...